Merve Boluğur'un kırmızı ruj sürme tercihi, sadece bir makyaj tercihi olarak değil, aynı zamanda güçlü bir sembolizm taşıyor. Kırmızı rujun kadınlık, güç ve özgüvenle ilişkilendirilmesi, Boluğur'un kişisel tarzını ve duruşunu yansıtma isteğinin bir yansıması olabilir.
Ayrıca kırmızı rujun sürdüğü dudakları daha dolgun gösterme etkisi de düşünüldüğünde, bu tercihin Boluğur'un dudaklarını vurgulamak ve yüzünde dikkat çekici bir detay oluşturmak amacıyla yapıldığı söylenebilir.
Bununla birlikte, kırmızı rujun güçlü ve çarpıcı bir renk olması sebebiyle, Boluğur'un kendine olan güvenini ve kararlılığını ifade etmek için tercih ettiği düşünülebilir.
Boluğur'un ise yıllar önce bu konuyla ilgili yaptığı röportaj da dikkat çekti.
"Kızıla karşı biraz zaafım var"
Ünlü oyuncu beyaz ten, kırmızı ruj ve siyah saçın kendisiyle özdeşleştiğini belirterek "Ruju 15-16 yaşından beri de sürüyorum. 'Küçük Sırlar' ile birlikte benimle özdeşleşen bir durum oldu. Ruj; çok sevdiğim ve kullandığım bir makyaj ürünü oldu. Çantamda başka kırmızının değişik tonlarında kırmızı veya bordo ruj olabilir. Siyah saç; benimle özdeşleşen orijinal rengim. Kızıla karşı biraz zaafım var. Siyah saç, beyaz ten kırmızı rujla görmek istiyorlar beni. Oyunculuk benim esas mesleğim. Fotomodellik severek yaptığım bir iş. Kendimi rahat hissediyorum. Deri ve tayt vazgeçilmezim. Dar kalem elbiselerden hoşlanıyorum." ifadelerini kullandı.