Dünyada hızla yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle harekete geçen Sağlık Bakanlığı, hastalığın mikrobiyolojisinden bulaşma yollarına, belirtilerinden tedavi yöntemlerine kadar birçok konuyu içeren bir rehber yayımladı. Bu rehber, toplumun bilinçlendirilmesi ve virüsün yayılmasının önlenmesi amacıyla kamuoyuna sunuldu.

Virüsün bulaşma yolları nelerdir?

Rehberde, maymun çiçeği virüsünün nasıl bulaştığı detaylı olarak açıklandı. Enfekte hayvanların kanı ve vücut sıvılarıyla doğrudan temasın yanı sıra, ısırıklarla da insanlara geçebildiği belirtildi. İnsandan insana bulaşma ise doğrudan temas veya ortak eşya kullanımıyla gerçekleşiyor. Şu ana kadar kaydedilen en uzun bulaşma zincirinin altı ila dokuz kişi arasında olduğu ifade edildi.

Kuluçka dönemi

Virüsün kuluçka süresi genellikle 6-14 gün arasında değişiyor, ancak bu süre 1-21 gün arasında da olabiliyor. Yaygın belirtiler arasında ateş, halsizlik, baş ağrısı, kas ağrıları ve ciltte döküntüler yer alıyor. Son 21 gün içinde hastalık tanısı konmuş biriyle temas eden kişiler olası vaka olarak değerlendirilirken, kesin tanı PCR testi ile konuluyor. Semptomlar genellikle 2-4 hafta içinde ortaya çıkıyor, ancak bazı vakalar daha ağır seyredebilir.

Enfeksiyon kontrol önlemleri ve örnek alımı

Olası bir vaka ile karşılaşıldığında, standart enfeksiyon kontrol önlemleri eksiksiz uygulanmalı. Öncelikle hasta cerrahi maske takmalı, sağlık personeli ise N95 maske, gözlük, siperlik, eldiven ve önlük gibi kişisel koruyucu ekipman kullanmalıdır. Klinik örnek alımında ise şu adımlar izlenmelidir:

Kastamonu’da hemodiyaliz merkezi açıldı Kastamonu’da hemodiyaliz merkezi açıldı
  • Örnekler, cilt lezyonlarından (vezikül ve püstüllerden) alınmalı ve steril tüplere konulmalıdır.
  • Örnek alınmadan önce antiseptik kullanılmamalı ve lezyon sıvıları ince uçlu enjektörle toplanmalıdır.
  • Alınan örnekler, +2-8 derece arasında saklanarak biyogüvenlik önlemleri eşliğinde laboratuvara taşınmalıdır.

İzolasyon süreci ve hasta yönetimi

Maymun çiçeği virüsü taşıyan hastaların izolasyonu, cilt lezyonlarının çıktığı ilk günü takip eden 21 gün boyunca devam etmelidir. Eğer hasta hastane şartlarında izole edilecekse, tek kişilik odalarda temas önlemleri alınarak izlenmelidir. İzolasyon süresince hastanın kullandığı yatak çarşafı ve diğer kişisel eşyalar, sıvı geçirimsiz poşetlerde taşınmalı ve diğer hastaların eşyalarından ayrı tutulmalıdır.

Olası bir vaka durumunda, Sağlık Bakanlığı’na vakayı bildirmek üzere özel form doldurulmalı ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne gönderilmelidir. Form, aynı gün içerisinde bakanlığa elektronik posta yoluyla ulaştırılmalıdır.

Çiçek aşısı ile koruma sağlanabilir mi?

Çiçek hastalığına karşı yapılan aşılar, geçmişte maymun çiçeği virüsünü önlemede etkili bir koruma sağlıyordu. Yapılan gözlemsel çalışmalara göre, çiçek aşısı olan kişilerde maymun çiçeği virüsüne karşı %85 oranında koruma sağlanabiliyor. Ancak günümüzde bu aşıların rutin olarak uygulanmaması, hastalıkla mücadelede yeni stratejiler geliştirilmesini zorunlu kılıyor.

Geçmişte çiçek aşısı yaptırmış olanların, maymun çiçeği virüsüne karşı daha az risk taşıdığı biliniyor. Ön kol üst kısmındaki aşı izi, kişinin çiçek hastalığına karşı aşılandığını gösteren önemli bir işaret olarak kabul ediliyor. Bu kişiler, maymun çiçeği virüsüne yakalansalar bile hastalığı daha hafif atlatma şansına sahip.

Yeni aşı gelişmeleri

2019 yılında ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA), maymun çiçeği virüsüne karşı etkili olan yeni bir aşıyı onayladı. Modifiye edilmiş atenüe aşı virüsüne (Ankara suşu) dayalı bu yeni aşı, klinik kullanıma sunuldu. Ancak bu aşıya erişim halen kısıtlı ve uygulama iki doz şeklinde, deri altına yapılmaktadır.

Tedavi edilebilir mi?

Maymun çiçeği (M-Çiçeği) tedavisinde, kesin olmamakla birlikte bazı antiviral ilaçların (tekovirimat, brinsidofovir, sidofovir) etkili olabileceği düşünülmektedir. Ancak, bu ilaçların etkinliği randomize kontrollü çalışmalarda kanıtlanmamış olup, gerçek yaşam verilerine dayalı olarak bazı olgularda fayda sağladığına dair anekdot niteliğinde bulgular bulunmaktadır.

M-Çiçeği tedavisinde semptomları hafifletmek, komplikasyonları yönetmek ve uzun vadeli sekelleri önlemek amacıyla klinik bakım ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Lezyonların bulunduğu bölgeye göre sıcak su banyoları, ağrı kesiciler, laksatifler, orofaringeal antiinflamatuarlar ve gerektiğinde ağrı kesiciler kullanılabilir. Hastalığın yönetiminde ana hedef, ağır semptomların hafifletilmesidir. Ayrıca, sekonder bakteriyel enfeksiyonlar etkene özgü ve uygun antibiyotiklerle tedavi edilmelidir.

Takip sürecinde nadiren ensefalit, miyokardit gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir ve bu durumların tedavisinde her bir olguya özgü değerlendirme yapılması önerilmektedir.

Detaylı bilgi için TIKLAYINIZ.

Kaynak: HABER MERKEZİ