ÇEVRE

Maden arama ruhsatına tepki: Tüm Türkiye’yi İliç’e döndürmek istiyorlar

Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı'nın, Akçakoca Sarıyayla içme suyu barajının bulunduğu Kaplandede Dağı bölgesinde bir şirkete maden arama ruhsatı vermesine yöre halkı tepki gösterdi.

Abone Ol

Düzce’de birçok köye sınır olan Kaplandede Dağı bölgesi için verilen maden arama ruhsatına tepki gösterenler, Kurukavak Köyü'nde bir araya gelip, basın açıklaması yaptı. 225 altın madenine ruhsat verildiğini hatırlatan çevre aktivisti Çetin Yılmaz, “Bu dağ gitti mi, bu fındık gitti mi, artık senin yaşam hakkın yok. Artık Akçakoca'nın mücadelesi, Alaplı’nın, Devrek'in, Zonguldak’ın, Yığılca'nın, Çilimli'nin ya da İliç’te ölenlerin mücadelesidir” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı, Akçakoca Sarıyayla içme suyu barajının bulunduğu Kaplandede Dağı için Yozgat merkezli Ovabahçe Tarım Hayvancılık Enerji Üretim Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne maden arama ruhsatı verdi. Akçakoca ilçesine bağlı Kurukavak, Karatavuk, Küpler, Sarıyayla ile Çilimli ilçesine bağlı Kırkharman, Cumayeri ilçesine bağlı Hamascık, Düzce merkeze bağlı Düverdüzü köylerinde yaşayanlar ve Batı Karadeniz'deki çevre aktivistleri, Kurukavak köyünde bir araya gelerek karara tepki gösterdi.

Türkiye Çevre Platformu (TURÇEP) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Toker, Batı Karadeniz Çevre Platformu (BAKÇEP) üyeleri, Karadeniz Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP) üyeleri, HAYTAP Düzce İl Temsilcisi, çevre aktivistleri, köy muhtarları ve köyde yaşayanların toplandığı grup adına açıklama yapan çevre aktivisti Çetin Yılmaz, “Burada siyasi bir propaganda için bir araya gelmedik. Burada bulunmamızın sebebi; ağaçlardır, deredeki sudur, balıklardır, topraktır, insandır, yaşama mücadelesidir” dedi.

“Hedefimizde doğayı firmalara peşkeş çekenler var”

Ülkede 225 tane altın madenine bu şekilde ruhsat verildiğini kaydeden Yılmaz, önceki aylarda Erzincan’da yaşanan, dokuz işçinin hayatını kaybettiği ve metreküplerce siyanürün toprağa, suya karıştığı İliç faciasını hatırlatarak şunları söyledi:

“Bu sorun sadece Akçakoca'nın sorunu değil, Batı Karadeniz Bölgesi, bilmediğimiz bir güçler sayesinde hedefe oturtulduk, bizim toprağımıza göz koydular, bizim ağaçlarımıza, bizim sularımıza göz koydular, dolayısıyla bizim yaşamımıza da göz koydular çünkü siyanür insan öldürüyor, kurbağa, ağacı, böceği, kuşu öldürüyor, bütün canlıları öldürüyor. Böyle bir süreçte 225 tane altın madenine ruhsat verildi. Bu dağ gitti mi, bu fındık gitti mi, artık senin yaşam hakkın yok. Burada bir çevreci olarak şunu söylemek istiyorum, artık Akçakoca'nın mücadelesi, Alaplı’nın, Devrek'in, Zonguldak’ın, Yığılca'nın, Çilimli'nin, ya da Ordu'nun İliç’te ölenlerin mücadelesidir. Biz mücadele etmediğimiz takdirde biz mücadeleyi bugün kaybederiz, hedefimizde altın firmaları var ve bu firmalara peşkeş çekenler var, biz Akçakoca'yı vermeyeceğiz.”

“Tüm Türkiye coğrafyasını İliç’e döndürmek istiyorlar”

TURÇEP Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Toker ise bölgede gelip, incelemede bulunduklarını ve köylülere destek verdiklerini söyledi. Toker, “Bu sorunun nasıl geliştiğini arkadaşlar aktardı. Burada siz yaşıyorsunuz sizler biliyorsunuz, Anadolu coğrafyası resmen işgal altında, ulusal Kurtuluş Savaşı’nda atalarımız dedelerimiz, kurtarmışlar, kanlarını, canlarını vermişler, bu sefer topları ve tüfekleriyle gelmiyorlar şimdi altın için geliyorlar. Bizler tüm Türkiye'yi buraya sefer etmek için buradayız, geldik olayı yerinde görelim istedik, bizler İliç'i gördük, her şeyi gördük, Türkiye'de neredeyse tüm coğrafyasını İliç'e döndürme çabası yolculuğu var. Burası İstanbul'a su veren bir alan, tüm Marmara'ya su veren kaynakların olduğu alan. Bu bölge değil tüm Türkiye'nin sorunu bu. Bu bölgeyi ne pahasına olursa olsun sonuna kadar yanında olacağız” dedi.

“Burada siyasi bir kimlik yok”

Kurukavak köyü muhtarı Fahri Karslıoğlu da “Kurukavak köyümüzün 200 yıllık olduğunu söylemek istiyorum. Buraya gelen arkadaşlarımız sağ olsunlar bizleri destekliyorlar. Burada bir siyasi kimlik yok. Suyumuzu, oksijenimizi kaybetmek istemiyoruz” diye konuştu.

Köyde yaşayanlardan Nurşen Yılmaz ise köyde maden aranmasını istemediklerini söyledi.