“Ah özensizlik, umursamazlık, sıradanlık… Her yanımızı saran bir boş vermişlik duygusu. Beğenilme güdümüzü tatmin için plastik cerrahi, örselenen ruhlarımıza plastik sanatlar, yapay ilişkilerin fırça darbeleriyle sürdürülen plastik yaşamlar…” diyerek yıllar önce özetlemiş usta oyuncu Yıldız Kenter şimdilerde yaşadığımız sorunları.

Haber Ekspres Gazetesi'nden Burcu Yanar'ın özel haberine göre, Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş, sosyal medyanın ve teknolojinin bireylerin kişilik gelişimi ve ilişkileri üzerindeki olumsuz etkilerini vurguladı. Sosyal medyada beğenilen içeriklerin kişisel kimlikler üzerinde yarattığı baskı, ilişkilerin yüzeysel ve yapay hale gelmesine neden oluyor. Bu durum, boşanma oranlarında artışa ve gerçek hayattaki tatminsizliklere yol açabiliyor. Sedat Baş, medya içeriklerinin şiddet öğeleriyle gençlerin öfke kontrol bozukluklarını tetiklediğini ve toplumda kabalık ile kötü davranışların değer gördüğünü belirtiyor. Eğitim ve aile danışmanlığının önemine dikkat çeken Baş, medya reformu ve çocuk gelişimi üzerine köklü değişikliklerin gerekliliğini savunuyor.

Brad Pitt sandığı dolandırıcıya 800 bin euro kaptırdı! Brad Pitt sandığı dolandırıcıya 800 bin euro kaptırdı!

Whatsapp Image 2024 08 06 At 16.49.46 (1)

Kendi kimliğine yapıştırıyor

Günümüzün insan ilişkilerini etkileyen en önemli faktörün sosyal medya olduğuna dikkat çeken Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş, “Birincisi sosyal medya ve teknoloji, ikincisi insanların yaşamında ne istediğini bilmemesidir. Kopyala- yapıştır insan kavramı ortaya çıkıyor. Sosyal medyada beğendiği bir şeyi kendi kişiliğine oturtup var olma isteği artıyor. Böyle olunca da ilişkiler laçka bir hal alıyor. Doğal olmayan ilişkiler giderek daha da yapay bir hal almaya başlıyor ve git gide duvarlar örülerek insanlar birbiriyle konuşmamaya başlıyor. Başka bir kişiliğe bürünerek ortaya çıkan tüm ilişkiler günün sonunda patlamaya mahkum oluyor” diye konuştu.

İnsanların soysam medyadaki kısır döngü içinde kaybolduğunu söyleyen Sedat Baş, “En büyük boşanma nedenleri arasına baktığımızda günümüzde sosyal medya geliyor. Uygulama üzerinden filtrelerle birbirini gören insanlar gerçek hayatta birbirine katlanamıyor veya karşısında çok fazla izlenme alan bir kişi varsa onu ulaşılmaz olarak görüyor ve elde edince de onu değerli kılan bir şey bulamıyor. Kısır bir döngünün içinde insanlar harcanıp gidiyorlar” dedi.

Whatsapp Image 2024 08 06 At 16.49.46 (3)

Gençler öfkelerini kontrol edemiyor

Sedat Baş, gençlerin sıklıkla öfke kontrol bozukluğu yaşadığını da vurgu yaparak, “Tüm bunları önlemek için aslında medyada bir reform gerekiyor. İnsanları neye alıştırırsanız öyle gider. Şiddet içerikli her program toplumu da buna yönlendiriyor. Bize en çok başvuran kişiler genellikle 14-16 yaş arasındaki gençlerin annelerini dövmesi sebebiyle oluyor. Gençlerde bir öfke kontrol bozukluğu meydana geliyor. Geçen hafta 6 tane bu sebepten danışanım vardı. Medyadaki içerik değişmeden bu ülke düzelmez. Şov kültüründen sıyrılmalıyız. Gündüz kuşağı programlarına bir bakın hepsi içler acısı” açıklamasında bulundu.

Hadsizlik diz boyu 

Kültürel bir kaos yaşadığımızı söyleyen Baş, “Bir yaşındaki çocukların ellerinde bile telefon var ve aileler bunu zeka belirtisi olarak görüyorlar. Okul öncesi dönem hayattaki en önemli dönemdir. Bunu nasıl yoğurursanız ergenliği ve kişiliği de bu yönde ilerler. Siz çocuğa telefonu tableti verip ondan bihaber olursanız çocuğun yolu da buna göre çizilecektir. Benlik algısı da buna göre şekillenecektir. 18 milyon öğrencisi olan bir ülkeyiz. Okulda öğretmen ve öğrenci ilişkisi de yakından incelenmelidir. Çocuk kendini değerli hissedebiliyor mu buna bakılmalıdır. Bunların hepsi çok küçük gibi görünen ama topluma yansımaları çok büyük olan sorunlardır. Kabalığı ilginç bulan bir toplumuz. İnsan kırmayı, kabalaşmayı, sınır çizerken haddi aşmayı bir üstünlük olarak görüyoruz. En çok kaybettiğimiz nokta da bu zaten. Kültürel bir kaos içerisindeyiz. İyiliğin değerli kılınmadığı daha çok kötülerin ön planda olduğu bir düzen içindeyiz. Gençler de artık daha merhametsiz. Çünkü biz bunu onlara aktaramadık” ifadelerine yer verdi.