Önce gelin, ben size nasıl Karşıyakalı oldum, onu anlatayım.
Evimiz, Fazılbey Asvaltı üzerindeydi ama ben Ege Üniversitesi Hastanesinde doğdum. Babam Karşıyaka Lisesi Mezunu idi. Kendisi beni iki yaşımdan beri Altay maçlarına götürürdü. Mustafa Denizli, Zafer Bilgetay gibi efsaneleri izlettirdi bana. Altaylıydım çocukken. Fakat daha sonra, Ankara İlkokulunu bitirip, Karşıyaka Gazi Lisesine başladığım sene, abilerimle dost meclislerinde konuşurken (konuşmak ne haddimize! kulak misafiri olurken) Karşıyaka'nın kuruluş sebebini, İzmir işgal edildikten sonra, Milli Mücadele adına yaptıklarını, kurucularının katlandığı ağır cezaları, devamında tamamının eline silah alarak cepheye katılmalarını ve vatanı düşmandan temizledikten sonra, kendi semtine at üzerinde,kahraman olarak girdiklerini öğrendim. Sonrasında da Atatürk'ün özel ilgisine de konu olduğuna görünce, ikna oldum ve Karşıyakalı oldum. Benim Karşıyakalılığımın yanında koskocaman Atatürkçülüğüm durur!
Bu yüzden hiçbir gerçek Atatürkçü, Karşıyaka'nın başına gelenlere, oh olsun! demez. Dememeli...
Karşıyaka'nın bu yönü, yani Atatürk'ün kulübü olması, kendimi bildim bileli herkesi rahatsız eder. Belli çevreleri neden rahatsız ettiğini fazla anlatmaya gerek yok. Bu çevreler Atatürk'ün isminin daha da önemlisi fikirlerinin silinmesi için her şeyi yapıyor. Ama bunun yanı sıra, başka kulüpleri destekleyen Atatürkçü arkadaşların "Ama, biz de Atatürkçüyüz!" Atatürk'ü bu işe karıştırmayın! çıkışmaları oluyor...
Tamam kardeşim, tabii ki sen de Atatürkçüsün. Orada bir sıkıntı yok. Ama Karşıyaka, Atatürk'ün kulübü! Armasına ay-yıldız hediye etmiş! Bayrağı sana emanet etmiş! Annesini sana emanet etmiş? Bu, senin Atatürkçü olmanla aynı mı?
O yıllarda bir de, Karşıyaka 18 branşta birden faaliyet gösterirdi ve bunların 12'sinde, en üst ligde oynardı.(futbolda yine de ikinci ligdeydik!!!) Dünya şampiyonu yelkenciler, basketbol milli takımının iskeleti bizdeydi, Avrupa rekortmeni atletler, bunları seyrederek büyüdük biz.
Şimdi ele gelir 3 branş kaldı. Onları da kaybetmek üzereyiz. Kongreye saatler kaldı, kimseden ses yok. Ne bir başkan adayı, ne de bir umut yok...
Devir böyle maalesef. Bu iktidar başta olduğu sürece Karşıyaka'nın güçlü sponsor üretmesi çok zor görünüyor.
Karşıyaka'nın ağır abileri sessiz, borç yükü büyük. Ama hiç unutulmaması gereken bir konu var. 3 günlük ölümlü dünya! Bugün varsın yarın yoksun zaten! Arkanızdan ne diyecekler? Rahmetli iyi adamdı, toprağı bol olsun mu? Yoksa rahmetli Kahramanlar kahramanıydı! En zor zamanda ateşten gömleği giydi! Karşıyaka'yı, Atasının kulübünü kurtardı! Hakkı ödenmez! mi diyecekler?
Var Karşıyaka'nın böyle öz evlatları! İnşallah ortaya çıkarlar.
Gerçekten de kulübün kurulduğu ilk yıllar ve işgal yıllarından sonra, en zor dönemimizi yaşıyoruz. Ortaya bir oluşum, yada başkan adayı çıkarsa, arkasında durmak lazım. Çünkü 3 takımımız da çok iyi, 3 branşta birden ipi göğüsleyebiliriz. Ama bir dağılırsak, ki basketbol takımı oyuncuları için bir sürü takım,köpekbalığı gibi sırada bekliyor! çok geri gideriz...
Amatöre düşse, tellerden desteklerim. Sokakta oynasa, kaldırımdan desteklerim! Ama satılmaya çalışılırsa, Ahmet'in Mehmet'in askeri olamam! Çünkü ben sadece Mustafa Kemal'in askeriyim! Bu kulübe illa bir sahip arıyorsanız, o sahip var.Adı da Mustafa Kemal Atatürk!
Kulübün kendine ait şirketi zaten var. Onun ne avantajını göreceksek,buyurun uygulayın! Ama Ellerini oğuşturarak bekleyenler varsa, Allah oyunlarını bozsun İnşallah...
Sevgi ve Saygılarımla