Bilim insanları, küresel bir çöküş yaşanması halinde güvenle sığınılabilecek ülkeleri belirledi. Yeni Zelanda, İzlanda, İngiltere, İrlanda ve Avustralya'nın Tazmanya eyaleti, kıyamet senaryolarında öne çıkan güvenli bölgeler olarak açıklandı. Milyarderlerin bu ülkelerden arazi satın aldığı da ortaya çıktı.
Kıyamet senaryolarında güvenli ülkeler
Bilim insanları, yıllardır küresel bir çöküş yaşanması halinde nerelere kaçılabileceği konusunda büyük çaplı ve ciddi araştırmalar yapıyor. Son yapılan araştırmalara göre, dünyanın sonu geldiğinde güvenle sığınılabilecek 5 ülke belirlendi. Sustainability dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, bu ülkeler arasında Yeni Zelanda, İzlanda, İngiltere, İrlanda ve Avustralya'nın Tazmanya eyaleti bulunuyor.
Milyarderlerin yeni gözdesi: Yeni Zelanda
Araştırmada Yeni Zelanda, jeotermal ve hidroelektrik enerji kaynakları, bol tarım arazileri ve düşük nüfus yoğunluğu nedeniyle en güvenli ülke olarak öne çıktı. İngiltere'deki Anglia Ruskin Üniversitesi Küresel Sürdürülebilirlik Enstitüsü'nden Prof. Dr. Aled Jones, "Yeni Zelanda'nın listemizde olmasına şaşırmadık. Sınırları kolayca korunabilecek ve iklimin ılıman olduğu bölgeler en güvenli yerlerdir" dedi.
Küresel çöküş senaryoları: Neden bu ülkeler güvenli?
Araştırmacılar, küresel çöküş durumunda hangi ülkelerin daha dirençli olacağını değerlendirirken, gıda üretim kapasitesi, sınırların korunabilirliği, elektrik şebekeleri ve üretim yeteneklerini göz önünde bulundurdu. Ilıman bölgelerdeki ve çoğunlukla düşük nüfus yoğunluğuna sahip adalar ilk sırada yer aldı.
Jones, İngiltere'nin olası bir felakete karşı güçlü çıkmasının kendilerini şaşırttığını belirtti. "İngiltere, yoğun bir nüfusa ve geleneksel olarak dış kaynaklı üretime sahip. Şu anda kendi yiyeceğinin yalnızca yüzde 50'sini üretiyor. Ancak şoklara dayanma potansiyeli var" dedi.
Milyarderler neden arazi alıyor?
Sustainability dergisinde yayınlanan çalışmada, milyarderlerin kıyamete hazırlık olarak Yeni Zelanda'da sığınaklar için arazi satın aldıkları bildirildi. Bu gelişme, küresel çöküş senaryolarının ciddiyetini ve milyarderlerin geleceğe yönelik endişelerini gözler önüne seriyor.
