Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan açıklamaya göre, Mayıs ayı itibarıyla kısa vadeli dış borç stoku, 2023 yıl sonuna kıyasla yüzde 3,6 artarak 182,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku ise yüzde 11,6 oranında artış gösterdi.
Bankalar ve diğer sektörlerin borçları
Mayıs ayında, bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler yüzde 32,5 oranında artarak 16,7 milyar dolar seviyesine ulaştı. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 6,8 azalarak 18,6 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı ise yüzde 0,9 azalarak 20,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 35,6 artışla 20,5 milyar dolar oldu.
İthalat borçları ve kamu-özel sektör dağılımı
Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 0,4 artışla 54,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Kamu sektörünün kısa vadeli borcu yüzde 13,7 artarak 39,2 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 3,4 artarak 98,6 milyar dolar oldu.
Özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yüzde 4,9 artarak 100,2 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar ise yüzde 1,4 azalarak 77,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2023 yıl sonunda 1,7 milyar dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2024 Mayıs sonu itibarıyla 4,5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar ise 225 milyon dolar olarak kaydedildi.
Döviz kompozisyonu ve kalan vadeye göre borç stoku
Mayıs sonu itibarıyla kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 49,5 dolar, yüzde 21,8 Euro, yüzde 13,5 TL ve yüzde 15,2 diğer döviz cinslerinden oluştu. Kalan vadeye göre hesaplanan kısa vadeli dış borç stoku, 235,3 milyar dolar olarak belirlendi. Bu stokun 22,4 milyar dolarlık kısmı Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklerine olan borçlarından oluştu. Toplam stok içinde kamu sektörünün payı yüzde 22,2, Merkez Bankası'nın payı yüzde 19,0 ve özel sektörün payı yüzde 58,8 oldu.