3 Mayıs saat 01.51'de cep telefonuna özel bir bankadan "350 bin lira tutarındaki ihtiyaç krediniz onaylandı, artı hesabınız tanımlandı ve çekilen kredi sigortalandı" mesajı gelen Uğur Kayalı, büyük bir şok yaşadı. Bankanın müşteri hizmetleriyle görüştüğünde, bankanın müşterisi olmadığını ve kredi başvurusunda bulunmadığını belirtti. Ancak müşteri hizmetleri yetkilisi, mobil onay mesajı verildiğini ve işlemin iptal edilemeyeceğini söyledi.

Savcılığa Suç Duyurusunda Bulundu

Uğur Kayalı, hem kimlik bilgilerini çalarak adına hesap açıp kredi kullanan kişiler hem de banka hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Kredi çekilen hesaba bloke koydurmasına rağmen, 350 bin TL'nin 190 bin TL'sinin Elektronik Fon Transferi (EFT) ile başka hesaplara geçtiğini öğrendi.

Mağdur Sayısı Artıyor

Kayalı, kendisi gibi mağdur olan çok sayıda kişi olduğunu ifade etti. "150 mağdurdan oluşan bir grubumuz var. Gruba dahil olduğumda 50 kişiydik. Bu şekilde mağdur edilen çok daha fazla kişinin olduğunu düşünüyorum" dedi. Kayalı, konteynerde yaşayan depremzedeler adına bile hesap açılıp kredi çekildiğini belirtti.

Bankaların Güvenlik Açıkları

Uğur Kayalı, bankaların güvenlik açıklarının giderilmesi gerektiğine dikkat çekti. "Banka konuyla ilgili sorumluluğunun olmadığını belirtiyor. Müşterisi bile olmadığım bankadan adıma hesap açılıp, kredi kullanılmış. Hesaplara bloke koydurmama rağmen para üçüncü kişilere, oradan da kripto hesaplara aktarılmış. Yetkililerden yardım bekliyorum" ifadelerini kullandı.

Mağdurların Sesini Duyurma Çabası

Kayalı, mağdurların sesini duyurmak ve bu tür olayların önüne geçilmesi için yetkililerden yardım bekliyor. Bankaların güvenlik önlemlerinin artırılması ve bu tür dolandırıcılık olaylarının engellenmesi için daha fazla tedbir alınması gerektiğini vurguladı.

Güvenlik tedbirinin artırılması gerekiyor"

Kayalı'nın avukatı Şükriye Metin, müvekkilinin sadece dolandırılmadığını, banka tarafından da mağdur edildiğini belirtip, "Banka elektronik bir sistem kurarak vatandaşa telefon aracılığı ile kredi çekme imkanı tanıyor. Teknolojinin gelişmesini, iyiye kullanıldığı sürece hepimiz destekliyoruz. Ancak bankanın kurduğu bu elektronik sistemde boşluklar varsa, kaçak ya da casus yazılımların kullanılmasına izin veriyorsa, vatandaşın iradesinin dışında işlem yapıyorsa, bu durumda bu sistemin kapatılması ya da güvenlik tedbirinin artırılması gerekiyor. Şu anki uygulamada, banka krediyi verdiğini belirterek, vatandaşın dolandırıcıdan şikayetçi olmasını ve parasını ondan geri alması gerektiğini belirtiliyor. Bankanın verdiği ve sisteminde izin verdiği bu cevap, vatandaşı defolu olan elektronik sistemden, çok geç işleyen hukuk sisteminin içine yönlendiriyor. Banka, çekilen kredinin ilk taksiti gelince vatandaşa hemen kat ihtarı çekip, ödenmez ise icra takibine geçiyor. Müvekkil hiçbir şey yapmadığı, bankada mevduat hesabı dahi olmadığı halde, banka tarafından önce adına olmayan bir mal varlığı yaratılarak, 350 bin lira kredi oluşturuluyor ve akabinde bu para aynı banka tarafından üçüncü kişilerin hesabına aktarılıyor. Tüm bunları müvekkilin gerçek onayını almadan yapan banka, sürecin sonunda bu parayı müvekkilden isteyebiliyor" diye konuştu.

Kütahya’da firari hükümlü çatıda yakalandı Kütahya’da firari hükümlü çatıda yakalandı

'MAĞDUR OLAN MÜVEKKİL DAHA DA MAĞDUR OLUYOR'

Metin, müvekkilinin savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ifade ederek, "Savcılık makamı sadece suçluyu bulup, onun ceza almasını sağlayabiliyor. Oysa gelen kredi borcunun ödenmemesi veya borcun iptal edilmesi için ya menfi tespit davası açılması ya da icra yaptırımı ile karşı karşıya kalınması söz konusu oluyor. Dava açmak da icra takibi de ayrı sorun. İcra takibi olsa 350 bin liralık borç, katlanarak geri dönüyor. Dava açsa mahkeme masraflarının ödenmesi gerekiyor. Müvekkil bu bankanın müşterisi değil, tüketici kabul edilse yine maktu harç yatırarak dava açabilir. Ancak, tüketici işlemi kabul edilmeyip, haksız fiil kabul edilirse 350 bin lira dolandırıldığı para için en az 13-14 bin lira harç yatırıp dava açması gerekiyor. Bu da mağdur olan müvekkilin daha da mağdur olmasına sebebiyet veriyor" dedi.

'ACİL OLARAK YASAL DÜZENLEME YAPILMALI'

Metin, acil olarak yasal düzenleme getirilerek, bankaların elektronik sistem aracılığı ile yaptığı işlemlerdeki sorumluluğunun artırılması gerektiğini belirtip, "Vatandaş mahkeme kapısında hak aramak yerine, banka öncelikle gerçek bir sözleşme yaptığını ispat etmeli, bunu ispat edemeden vatandaşa kat ihtarı dahi çekememelidir. Yargılamaların da uzunluğu gözetilerek tedbir niteliğinde düzenlemeler getirilmeli, vatandaş değil, banka alacağının peşinde koşmalıdır. Bu nedenle daha fazla vatandaşın mağdur edilmemesi için gerekli düzenlemelerin acilen yapılmasını ve bankaların sorumluluklarının arttırılmasını talep ediyoruz" ifadelerini kulandı. 

Editör: Nurican ALBAYRAK