Tabi ki bu ataklarını gerçekleştirirken güvendiği dağlar var. Özellikle ABD’nin vermiş olduğu destek önemli boyutlara ulaşmıştır. Hal böyle olunca da Rum tarafı anlaşmazlık inadından vazgeçmemektedir. KKTC Dışişleri bakanlığı bu yaklaşımlar nedeniyle sürekli uyarılarda bulunmaktadır.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, ABD Başkanı Joe Biden ile GKRY Lideri Hristodulidis arasında gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Açıklama şöyle:
“Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Hristodulidis, 30 Ekim 2024 tarihinde Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden tarafından kabul edilmesinin ardından bilindik tarihi geçmiş açıklamalarını yinelemiştir. ABD yönetiminin stratejik ortaklık kisvesi altında Güney Kıbrıs Rum yönetimine vermekte olduğu desteğin bölgedeki hassas dengeleri değiştirme tehlikesi taşıdığını uzun bir süreden bu yana ısrarla ifade etmekteyiz. Tüm uyarılarımıza rağmen Güney Kıbrıs Rum yönetimine verilen açık destek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin rızasını çekmiş olduğu “federasyon” görüşmelerine yeniden dönülmesi için Kıbrıs Türk tarafı üzerinde baskı yaratma çabasıdır.
“ABD son dönemde, ülkemizi ziyaret etmek isteyen kişi ve heyetlere ülkemiz havalimanını kullanmaması yönünde telkinlerde bulunmakta; hatta ülkemizi ziyaretlerini engellemeye çalışmakta; yayınladığı raporlarda adada tek bir yasal devlet bulunduğu vurgusunu artırmaya çalışmakta; Kısacası, Kıbrıs Türk tarafı “federasyon” görüşmelerine yanaşmaz ise, Güney Kıbrıs Rum yönetimine vermekte olduğu desteği artıracağına ilişkin gözdağı vermektedir.
ABD yönetiminin bu desteği ise Güney Kıbrıs Rum yönetimi tarafından istismar edilmekte ve Kıbrıs meselesine ilişkin sözde bir müzakere süreci başlamasını destekleyen bir algı yaratıyor. Başta ABD yönetimi olmak üzere uluslararası toplumun görmezden geldiği en önemli husus şudur; Rum tarafının tek amacı, sözde bir müzakere süreci ile Kıbrıs Türk tarafını ilelebet masaya hapsederek, “Adanın tek yasal temsilcisi” edasıyla uluslararası temsiliyete devam etmek ve Kıbrıs Türk halkının izolasyonunu sonsuza kadar sürdürmektir.
“ABD’nin şımartmasından başı dönen Rum devleti, haddini aşarak, kendisini Doğu Akdeniz’de bir aktör, hatta Türkiye’nin yerine geçen bir aktör olarak görmeye başladığını ifade etmeye başlamıştır. Figüranlığı aktörlükle karıştıran bu hadsiz zihniyet, cüce Rum devletini bölgenin tek aktörü Türkiye Cumhuriyeti ile mukayese etme zavallılığını sergilemeye başlamıştır. ABD’nin bu hadsizliği cesaretlendirmekten bir an önce vazgeçmesi gerekmektedir.
“Hiçbir güç Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdeniz bölgesindeki varlığını ve haklarını yok saymaya yetmeyecektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs Türk halkının tek yasal temsilcisidir. Uluslararası toplumun Kıbrıs’taki gerçekleri inkardan vazgeçmesi ve Kıbrıs meselesinin esasını teşkil eden yaklaşımından, diğer bir deyişle Rum yönetimine “yasal temsilci” muamelesi yapmaktan vazgeçmesi elzemdir. Bu saatten sonra, Kıbrıs’ta federasyon bir yana taraflar arasında herhangi bir ortaklık kurulması hayalden ibarettir. Kıbrıs adasının geleceği iki ayrı Devlet’in yan yana iyi komşuluk ilişkileri geliştirmesinden geçmektedir.”