Karar yorgunluğu, sosyal psikolog Roy Baumeister tarafından tanımlanan bir kavramdır ve bireylerin sürekli kararlar vermesi sonucunda karar kalitelerinin düşmesini ifade eder. Bu olgu, özellikle tüketicilerin satın alma süreçlerinde kötü seçimler yapmalarına yol açabilir.
Örneğin, eski ABD Başkanı Barack Obama, kıyafet seçimlerini sadeleştirerek karar yorgunluğunu azaltmayı tercih ettiğini belirtmişti: “Sadece gri veya mavi takım elbise giyiyorum. Ne yiyip ne giyeceğime karar vermek istemiyorum; çünkü verecek çok fazla kararım var.” Obama’nın bu yaklaşımına benzer şekilde, pek çok başarılı birey kıyafet seçimlerini basit tutarak zihinsel enerji harcamaktan kaçınmayı tercih ediyor.
Karar yorgunluğunun etkileri
1. Azalmış ödünleşim yapabilme yeteneği
Zihinsel olarak tükenmiş bir birey, ödünleşim yapma konusunda isteksiz hale gelir ve bu durum kötü seçimlere yol açar. Örneğin, otomobil bayisini ziyaret eden tüketiciler, finansman ve garanti seçenekleri karşısında bunalmış hissedebilirler. Özellikle fiyatı kabul ettikten sonra, alıcılar sadece anlaşmayı tamamlama isteği ile normalde kabul etmeyecekleri ek teklifleri de kabul edebilirler.
2. Karardan kaçınma
Karar yorgunluğu, hızlı ve dikkatsiz kararlar vermekle sınırlı kalmaz; bireyler karar vermekten de kaçınabilir. Araştırmalar, daha fazla seçeneğe sahip bireylerin genellikle herhangi bir şey satın alma konusunda daha az istekli olduklarını göstermiştir. 24-30 seçenekle karşılaşan tüketicilerin, 6 seçenekle karşılaştırıldığında satın alma memnuniyetleri daha düşüktür (choice overload).
3. Dürtüyle satın alma
Karar yorgunluğu, süpermarketlerde irrasyonel dürtü alımlarını etkileyebilir. Alışveriş sırasında fiyatlar ve promosyonlarla ilgili kararlar verme süreci, karar yorgunluğuna yol açar. Kasaya ulaştıklarında, alışveriş yapanların şekerli ürünlere yönelme olasılığı artar. Tatlı atıştırmalıklar, alışveriş sırasında son kararların verildiği kasada sıkça yer alır; çünkü çoğu kişi bu aşamaya geldiğinde karar yorgunluğuna maruz kalır.
4. Bozulmuş öz denetim
Deneyler, karar yorgunluğu ile öz kontrol arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Karar yorgunluğu, bireyin dürtüleri üzerinde kontrol sağlama yeteneğini azaltır. Araştırmalar, hakimlerin verdikleri kararların, gün içinde molalardan ne kadar süre geçtiğine bağlı olarak değiştiğini ortaya koymaktadır.
Karar yorgunluğu, bireylerin seçim kalitesini etkileyen karmaşık bir olgudur. Sürekli karar vermek, ruhsal sağlığımızı ve tatminimizi olumsuz yönde etkileyebilir.