Karadeniz, son dönemde yaşanan depremlerle birlikte dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Yapılan yeni deniz jeolojisi ve jeofiziksel çalışmalar, denizaltında deprem üretebilecek diri fayların varlığını ortaya koydu. Bu durum, bölgedeki deprem riskinin artış gösterdiğini ve Karadeniz’in gelecekte büyük bir tehdit altında olabileceğini gösteriyor.
KTÜ Heyelan Uygulama Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, Karadeniz’deki deprem hareketlerinin heyelan, kaya düşmesi ve diğer ikincil afetlere yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Ersoy, “Bu tür depremler, ikincil afetlerin artmasına neden olabilir” diyerek, bu olumsuz etkilerin ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.
Heyelan riski de gündemde
Karadeniz Bölgesi, yüksek eğimli arazileriyle ve özellikle alçak kodlarda yapılan yerleşimlerle, heyelan ve kaya düşmesi gibi doğal afetlere açık bir bölge.
Prof. Dr. Ersoy, “Depremler sonrasında heyelanlar ve kaya düşmeleri önemli riskler taşıyor. Bölgedeki küçük ölçekli depremler, doğrudan yıkıcı olmasa da, bu tür ikincil afetlerin tetikleyicisi olabilir” dedi. 5 Ocak 2025 tarihinde Trabzon’da meydana gelen 3.2 büyüklüğündeki deprem ve 9 Ocak’ta yaşanan 3.4 büyüklüğündeki sarsıntı, bu riskin her geçen gün arttığını gözler önüne seriyor.
Ersoy, bu tür ikincil afetlerin önüne geçebilmek için önceden tedbir alınması gerektiğini ve bölgedeki yapısal önlemlerin güçlendirilmesinin kritik olduğunu belirtti. Ayrıca, “Zemin büyütmesi” gibi faktörlerin de titreşimlerin etkisini artırabileceği ve dolgu alanlarında yapılacak yerleşimlerin dikkatlice planlanması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise, son dönemde yapılan araştırmaların Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki deprem riskini yeniden değerlendirmeye açtığını belirtti. Sözbilir, Sinop ile Artvin arasındaki zon boyunca yapılan çalışmalarda, düşük kayma hızına sahip ancak potansiyel deprem üretebilecek diri fayların bulunduğuna dair yeni jeolojik veriler elde edildiğini söyledi.
Bunun yanı sıra, Samsun-Trabzon hattı boyunca yapılan denizaltı araştırmalarında, denizaltındaki diri fayların da deprem üretebileceği ortaya çıkmış durumda. Sözbilir, bu bulguların, Türkiye'nin diri fay haritasının yenilenmesiyle birlikte Karadeniz Bölgesi’ndeki illerin deprem tehlike seviyelerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılacağını ifade etti.
Prof. Dr. Sözbilir, son dönemlerde yaşanan 3-4 büyüklüğündeki depremlerin genellikle yıkıcı olmadığını ancak ikincil afetlere yol açabileceğini belirtti.