Kamuoyu anketleri ne kadar inandırıcı?

Açık konuşmak gerekirse, anketler bana pek de güven vermiyor. 85 milyonluk bir ülkenin seçim tercihini, taş çatlasın 5 bin kişiye sorarak tahmin etmeye çalışmak bana pek mantıklı gelmiyor.

Abone Ol

Yani, kimse beni "bilimsellik" adı altında bu işin doğruluğuna ikna edemez. Kusura bakmasınlar ama benim "kalın kafama" bu hesap pek oturmuyor!
Anketlere bakarken, kimin yaptığını ve o kişinin olaylara nasıl baktığını bilmek önemli. Çünkü soruyu soranın tonlamasından, seçtiği kelimelere kadar her şey sonucu etkileyebilir. İnsanların kafasındaki algıları manipüle etmek için, "bilimsel yöntem" kisvesi altında pek çok oyun oynanabilir.
Size neden bu anket işine kuşkuyla yaklaştığımı iki kısa hikaye ile anlatayım, hem de kıssadan hisse niyetine:
DOLAR VE CENTLERİN HİKAYESİ
ABD ve Kanada, her ikisi de dolar kullanıyor ama her iki taraf da kendi parasının daha değerli olduğunu iddia ediyor. Kanadalılara göre, 1 ABD Doları 90 Kanada Centi ediyor, Amerikalılara göre ise 1 Kanada Doları 90 ABD Centi ediyor.
Bir Amerikalı, cebindeki 1 dolarla Kanada sınırına yakın bir kasabada dolaşmaya çıkar. Karnı acıkır ve 10 cent karşılığında bir simit alır. Cebinden 1 ABD Doları çıkarır, simitçi para üstü olarak ona 1 Kanada Doları verir (malum, 90 cente eşit sayılır!). Sonra, Amerikalı sınırı geçip Kanada’ya varır. Bir kırtasiyeye girip 10 Kanada centi karşılığında bir kalem alır ve cebindeki 1 Kanada Dolarını öder. Kırtasiyeci ona para üstü olarak 1 ABD Doları verir.
Adam ülkesine döner ve düşünür: "Evden çıkarken cebimde 1 ABD doları vardı, şimdi yine 1 ABD doları var. E peki, simitle kalemin parasını kim ödedi?"
İşte bu, tıpkı anketlerin bizi getirdiği kafa karışıklığına benziyor. Hesap ortada ama sonuç anlaşılır gibi değil!

KÖY AĞASININ VASİYETİ
Zengin bir köy ağası vefat eder. Vasiyeti açılır. Mallarının yarısını büyük oğluna, dörtte birini ortanca oğluna ve beşte birini küçük oğluna bırakmıştır. Bütün mallar paylaşılır ancak sıra atlara geldiğinde hesap karışır. Ortada 19 tane de 'at' vardır. 19'u ne ikiye, ne dörde, ne de beşe bölmek mümkündür. Köyün en akıllı adamına gidip akıl danışırlar. Adam da onlara yardımcı olabileceğini söyler. Der ki: 'Benim de bir atım var. Alın bunu size veriyorum. Oldu mu 20 at? Yarısını sen al bakalım (10). Dörtte birini de (5) ortanca kardeşin alsın. Beşte birini de (4) en küçüğünüze verelim. On, beş daha onbeş. Dört daha ondokuz. Verin bakalım şu benim size verdiğim düldülü...
 Gördünüz  mü. 
Ben işin içinden çıkamadım. Çünkü hesabı yapanların hesabı başka. 
Neden anketleri inandırıcı bulmadığımı anladınız mı?

GÜNÜN SÖZÜ

Siyasette 2 kere 2 her zaman 4 etmez