GÜNCEL

Kadınlardan ‘9. Yargı Paketi’ isyanı: Soyadında eşitlik bizim

İzmir Kadın Platformu, Karşıyaka’da bir araya gelerek TBMM’de onaylanan 9. Yargı Paketi’ne tepki göstererek ““Soyadında eşitlik” hakkı bizim ve vazgeçmeye niyetli değiliz. Tıpkı hala vazgeçmediğimiz ve tekrar imzalatacağımız İstanbul Sözleşmesi gibi, tıpkı koruduğumuz 6284 gibi” dedi.

Abone Ol

Turgay Kılıç/Haber Ekspres-Kadınlar, ülkenin dört bir yanından ikinci sınıf muamelesi görmekten bıktığı gibi eşit hakları ve eşit soyadı için yeniden sokaklara indi. İstanbul Sözleşmesi’nin 2020 Mart ayından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla feshedilmesi, ülkenin tüm bölgelerinde kadınlar sokaklarda ve meydanlarda tepkilerini dile getirdi. İzmir Kadın Platformu, Karşıyaka Çarşı’da bir araya gelerek basın açıklamasında birlikte haykırdı.

Basın açıklamasını okuyan İzmir Kadın Platformu üyesi Didar Gül, “Her gün kadınların öldürüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Bir günde 7 kadının erkekler tarafından öldürülmesine rağmen kılını kıpırdatmayan iktidar konu kadınların hakları olunca saldırı için her türlü planı devreye koyuyor. İnfaz yasasında düzenleme yasası altında, kadın ve çocuklara yönelik suçların faillerine yeni bir af düzenlemesi, yani tekrar tekrar suç işlemiş ve mahkum olmuş hükümlerin koşullu salıverilmesi gündemde” dedi.

Kadın düşmanlığı

Gül, kadın düşmanlığının körüklendiğine işaret ederek “Yeni bir saldırı ise 9. Yargı Paketi. Erkek egemen devletin tüm kurumları; kadın düşmanı söylem ve politikaları hayata geçirerek, kadına yönelik her türlü şiddet faili olan erkeklere ceza indirimleri uygulayarak, kadınları koruyan yasalara saldırarak, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından 6284 sayılı kanunu hedef alarak, kadınların her türlü şiddete maruz kaldığı aile kurumunu kutsallaştırarak kadına yönelik taciz, tecavüz, şiddet ve cinayetleri dolaylı olarak destekliyor.

9.yargı paketi dedikleri şey, ailenin korunması ve güçlendirilmesi adı altında, Erdoğan'ın sunum bölümünü yazdığı 73 sayfalık broşürle başlayan ve  kadınların toplumsal yaşama katılmasının engellenmesi amacı ile yapılan planın bir parçası. Kadının sadece aile ile tariflenmesi ile bir kimliksizleştirme savaşı veriyor.  Evlilik oranlarının düşmesini ciddi bir tehlike olarak gören, çocuk doğurma oranlarının düşmesiyle nüfus politikalarının önümüzdeki dönem ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade eden Erdoğan, doğum oranlarının düşmesini,kadınların uzun yıllar eğitim hayatı içerisinde kalması bu nedenle geç evlenmesi ile gerekçelendirerek kadınlara alternatif eğitim modelleri üretiyor. Yaşlı bakımı, çocuk bakımı, evde üretim yapabileceği meslekler ile kadını eve hapsederek makbul kadını yaratmaya çalışıyor.  Ekonomik kriz ile birlikte derinleşen yoksullukta OVP ile kadınlara esnek yani güvencesiz, ucuz işgücü olmak dışında bir seçenek sunmuyor” ifadelerini kullandı.

Soyadında zorbalık

Gül, kadının evlendiği erkeğin soyadını kullanma zorunluluğunun ortaya atılmasına ilişkin ise şunları söyledi:

Kadınların evlendikten sonra kendi soyadını tek olarak ya da erkeğin soyadı ile birlikte  kullanma hakkını, ‘anne babasının soyadının farklı olmasının çocuğun ruhsal sağlığını etkileyeceği’ gerekçesiyle ellerinden alarak ve kadının, erkeğin soyadını kullanmasını zorunlu kılarak; kadının erkeğe eklemlenmiş, kimliksizleşmiş bir varlık olmasını amaçlıyor. Gittikçe büyüyen kadın mücadelesini, kadın dayanışmasını ve cins bilincini yasalarla zapturapt altına alıp meşru bir zemine oturtmaya çalışıyor. Ama yok öyle yağma! Sokakta mücadele ederek kazandığımız hiçbir hakkı savunmakta tereddüt etmemenin gücüyle sesleniyoruz. “Soyadında eşitlik” hakkı bizim ve vazgeçmeye niyetli değiliz. Tıpkı hala vazgeçmediğimiz ve tekrar imzalatacağımız İstanbul Sözleşmesi gibi, tıpkı koruduğumuz 6284 gibi.”