Japonya’da 1968 yılında patronunu, eşi ve iki çocuğunu öldürmek suçundan ölüm cezasına çarptırılan Iwao Hakamada, 56 yıl boyunca infazını bekledikten sonra nihayet aklandı. BBC'nin haberine göre Şizuoka kentindeki evde çıkan yangının ardından bulunan cesetlerin ölümünden sorumlu tutulan eski profesyonel boksör Hakamada, suçlamaları reddetmesine rağmen baskı ve dayakla zorlanan bir sorgulamanın ardından suçunu kabul etmek zorunda bırakılmıştı.
Mahkûmiyetinde kullanılan kanıtların uydurma olduğuna dair yıllardır süren tartışmalar 2014 yılında yeniden yargılama kararıyla sonuçlanmıştı. Hakamada’nın avukatları, kanıt olarak sunulan kıyafetlerde bulunan DNA’nın müvekkillerine ait olmadığını ve polisin delilleri uydurmuş olabileceğini savundu. Nihayet geçen yıl başlayan yeniden yargılamada mahkeme, Hakamada’nın masum olduğuna karar verdi.
Kırmızı lekeler ve sahte kanıtlar
Mahkeme, miso tankında bulunan ve kanlı olduğu iddia edilen kıyafetlerin Hakamada’ya ait olmadığını, tankta bir yıl kaldıktan sonra kanın kırmızı kalamayacağını belirledi. Bu bulgular, savunma avukatlarının yıllardır ileri sürdüğü tezleri doğruladı.
Hakamada, 2014 yılında serbest bırakıldıktan sonra akıl sağlığı bozulduğu için yeniden yargılanmasına katılamadı. 91 yaşındaki ablası Hideko'nun bakımında yaşayan Hakamada, yıllarca tecrit hücresinde kalmış ve yaşadığı psikolojik baskılar nedeniyle büyük zarar görmüştü.
Bu dava, Japonya'da nadir görülen bir durum olan ölüm mahkûmunun yeniden yargılanması örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Iwao Hakamada’nın davası, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Japonya’da yeniden yargılanan beşinci ölüm cezası vakası olarak tarihe geçti.
Japonya, ABD ile birlikte hâlâ ölüm cezasını uygulayan iki G7 ülkesinden biri ve mahkûmlara infazlarının gerçekleşeceği sadece birkaç saat öncesinde haber veriliyor.
