Bir zamanlar, İstanbul'un kalabalık sokaklarında tanıştılar. Kız 24 yaşındaydı, oğlan ise 26. Kız Aydınlıydı, oğlan İzmirli. Şarkıcıydı kız, güzel ve göz alıcı. Oğlan ise ipek tüccarı ailenin milli tenisçi oğlu, yakışıklı ve karizmatik.

Birbirlerine aşık oldular İstanbul'un büyülü atmosferinde. Aşkları gizli bir cevher gibi parladı, nişanlandılar ama nikah masasına oturamadılar.

Olsun, onlar için önemli olan birbirlerine olan sevgileriydi. Aydın Lisesi'nin radyosunda "Parla Nur" takma adıyla türküler söyleyen kız, İstanbul'a üniversite için gelmişti. İlham Gencer ve Şerif Yüzbaşıoğlu ile tanıştığı günlerde, Balkan Melodileri Festivali'nde de büyük başarı elde etmişti.

Ancak kariyerinin zirvesindeyken, kalbini çalan İzmirli delikanlıyla beraber İzmir'e yerleşti. Oğlan tenis kortlarındaki başarısının doruklarında iken, hayatı gece yaşamaya adadı ve Alsancak'ta onunla birlikte yaşamaya başladılar.

Birlikte sabahın ilk ışıklarında evlerine girer, akşam üstleri uyanıp gece alemlerine katılırlardı. Hayatları, İzmir gecelerinin en romantik aşkının kahramanları oldular.

Kız İstanbul'a plak çalışmaları için gittiğinde, oğlan onu hiç yalnız bırakmadı. Kimileri onun kızı altın kafeste yaşattığını düşünseler de, gerçek onların hikayesinde başkadır. İzmir gecelerinin tanığı olan bu büyük aşk, sıradan olmayan bir yaşamın parçalarıydı. Evden Kültürpark Tenis Kulübü'ne, oradan da sabaha karşı Alsancak'taki aşk yuvalarına uzanan bir yaşam...

Yıllar geçtikçe kızın şarkıları dilde dolaşır oldu. Niksar'ın Fidanları, Yanan Mum, Anlamazdın, Nereye, Aşk Defteri ve Zehir Gibi Aşkın Var çalışmaları ardı ardına geldi. Plakları büyük ilgi gördü, ancak o yine de şöhretin tadını İzmir'de, büyük aşkının yanında çıkardı.

Sonra ne mi oldu? İşte şimdi size anlatayım.

MasterChef Türkiye'de yarışmacının yaptığı yemek olay oldu MasterChef Türkiye'de yarışmacının yaptığı yemek olay oldu

70'li yılların efsane filmi "Love Story / Aşk Hikayesi"ni hatırlıyor musunuz? Üniversite birinci sınıftaydım, sevgilimle birlikte Elhamra'da izlemiştik. Her ikimiz de yengeç burcu olduğumuz için, gözyaşlarına hakim olamamıştık izlerken.

İşte, bu hikaye de öyle bir aşkı anlatırken gerçek olurdu. Onların hikayesinin içinde "Love Story" gibi bir duygu vardı. O güzel şarkıcıya, henüz 45 yaşındayken "rahim kanseri" teşhisi konduğunda, İzmirli büyük aşkı deliye döndü. Hemen Amerika'ya uçtular, umut ettiler. İstanbul'da tedavi gördü, ama sonuç umutsuzdu.

Genç adam, hayatının kadını için çaresizce İzmir'e getirdi onu. Bu sırada Yeni Asır'daydım, ikisi de çok iyi dostumdu. O akşam telefonla aradı, sesi kötüydü, "Ayla son bir röportaj istiyor" dedi. Ardından hıçkırmaya başladı. Sabah, Özel Sağlık Hastanesi'ndeydim, geliyorum diye makyaj bile yaptırmıştı.

Röportajın yayını üç günde tamamlandı, yazdıklarımın acılarını bir nebze olsun unutturduğuna inanıyorum. Dördüncü gün, vefat haberini aldım. Gözyaşlarıma engel olamıyordum artık. Özel bir hanımefendi, olağanüstü bir ses, yanı başımızdan uçup gitmişti.

Eşi Cahide ile birlikte kahrolduk. O büyük aşkın yaşamı kendisine yakıştıran erkek hayata küsmüştü, dağılmadı ama içine kapandı. 23 yıl boyunca birlikteydiler, ama hiçbir zaman "Ne zaman evleneceğiz?" diye sormamıştı ona.

Sevdiği kadını kaybettikten sonra 21 yıl daha yaşadı, ama hep "bir eksikle" yaşadı. Akciğerlerinde problem vardı, sigara içtiği için zatürreye çevirdi. 9 Mayıs 2011'de 69 yaşındayken vefat etti.

Ancak mutlu veda etti bu dünyaya, çünkü...

Yaklaşık dokuz yıl önce, Çağan Irmak harika filmi "Issız Adam"ın fon müziği için Ayla Dikmen'in yıllar önce plak yaptığı "Anlamazdın" şarkısını seçmişti. O şarkı, uzun süre dillerde marş gibi kaldı. Tenis Kulübü'nden sabaha karşı eve dönerken mutlaka o şarkıyı dinler, hüzünlenirdi.

Bu hikayenin güzel kahramanı, Türkiye'nin en iyi yorumcularından Ayla Dikmen'di. 20 Ağustos'ta onu kaybedeli 29 yıl olmuştu.

Büyük aşkı ise... İzmir'in unutulmaz siması, işadamı ve milli tenisçi Enis Berki.

Issız aşkın ölümsüz kahramanlarıydılar. 23 yıllık birliktelikten ve 20 yıllık ayrılıktan sonra şimdi Bornova Altındağ'daki Kokluca Aile Kabristanı'nda yan yana yatıyorlar. Işıklar içinde uyusunlar...

Editör: Kardelen Başol