İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Tarihi Alsancak Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen İzmir Deprem Master Planı Çalıştayı'nın açılışında önemli açıklamalarda bulundu. Tugay, deprem konusunun İzmir için hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, 30 Ekim 2020 depremi ve 6 Şubat’taki büyük depremin, kentin deprem hazırlığı konusundaki eksiklikleri gözler önüne serdiğini ifade etti.
Açılışa Tugay'ın yanı sıra Rıfat Nalbantoğlu, CHP İzmir Milletvekilleri Tuncay Özkan, DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, ilçe belediye başkanları, Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Altan İnanç, CHP Grup Başkan Vekili Zafer Levent Yıldır, akademisyenler, STK temsilcileri ve Büyükşehir bürokratları katıldı.
Yaşanacak sorunlara ne kadar hazırız?
Başkan Cemil Tugay, "Deprem, İzmir için ne kadar önemli bir konu ve yapacağımız çok iş olduğuna dair belirtmek isterim. 30 Ekim 2020 depremi, bize İzmir’de deprem durumunda yaşananları anlattı, yaşayarak gördük. O günden bugüne çok çaba gösterildi. Neticede 4 yıl geçti, 6 Şubat’taki korkunç deprem de bize çok şeyi gösterdi. Sorumuz şu: Dirençliliğimizi ne kadar artırdık ve yaşanacak sorunlara ne kadar hazırız? Bu sorulara endişe ile cevap verileceğini düşünüyorum. Yapılması gereken mevzuat değişiklikleri yapıldı mı? Aldığımız gereken kararları aldık mı? Verileri yeterince hızlı ve kapsamlı aldık mı? Olası risklere karşı dirençli hale geldik mi? Elbette bir şey yapıldı ama görünen o ki yapılanlar yetersiz kaldı" dedi.
İş bölümü yapmalıyız
1999’da yapılan master planının günümüzde yeterliliğini kaybettiğine dikkat çeken Başkan Cemil Tugay, "Bu nedenle yeni bir master planı yapacağız gibi görünüyor çünkü 1999 yılından beri İzmir çok değişti. Ama bir yerden sonra bir şeyleri hakkıyla en iyi şekilde yapmak zorundayız. Yanımdaki hocalarımızın yüzlerine baktım. Hocalarımız, 'biz anlatacağız ama bir şeyler değişecek mi?' diye bir ifade var. ODTÜ elinden geleni yaptı; ancak ne kadar mesafe aldığımızı konuşmak lazım. Hocalarımız TÜBİTAK adına bir araştırma yapıyorlar. Bizler kurum olarak bambaşka araştırmalar yapıyoruz. İki kurumun verileri ortak havuzda değerlendiriliyor. Böyle mi olması gerekiyor? İş bölümü yapsak daha hızlı ilerleriz" ifadelerini kullandı.
Emsal artışı doğru değildi
Emsal artışlarına yönelik tepkilerini de dile getiren Cemil Tugay, "30 Ekim depreminden sonra binalara emsal artışı vermek zorunda kaldık çünkü kimse yardımcı olmuyordu. Ancak belediyemiz öyle bir eleştiriye maruz kaldı ki yapabileceği tek iş emsal artışıydı; doğru muydu? Değildi. Binalara emsal artışı verip katlarını yükseltmek, şehrimizin bazı bölgeleri için hatadır. Orada daireniz olabilir, mülkiyet hakkınıza saygı duyuyoruz ama o bina yıkılır, ev altında kalırsanız biz bunu açıklayamayız" dedi.
KUTU: Söylenen yalanlara inanmayın
Başkan Tugay, imar affı üzerinden iktidara tepkilerini ise şu sözlerle dile getirdi: "Ben belediye başkanı olarak doğru olduğuna inandığım şeylerin arkasında duracağım. Ortak dertlendiğimiz birçok bilim insanı ve odalarımız burada. Bu dönem, bir şeyleri değiştirmenin ve düzeltmenin dönemi olsun. Söylenen yalanlara kimse inanmasın, kim yalan söylüyorsa hepimiz bilelim, görelim. Bu toplantı gerçekten bir sonuca ulaşmak için yapılıyor. 'Kanun, mevzuat değişikliği bekliyoruz' diye de durmayacağız. Evet, bekliyoruz; Türkiye’nin buna ihtiyacı var ancak kötü bir olay yaşanırsa onların utancı olacak. İmar affında olduğu gibi. Onlar da kulaklarını açsın ve insanların binalar altında ölmesine, sakat kalmasına izin vermeyelim."
KUTU: Başkan revize istedi
İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zeki Yıldırım ise, “Özellikle seçimden sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay’ın bize verdiği en önemli görevlerden biri, 1999 yılında tamamlanmış olan projenin revize edilmesiyle ilgili gerekli çalışmaları başlatmaktı. Bu çalışmalarda özellikle Birleşmiş Milletler kapsamında yapılmış olan çalışmalardan bir tanesiydi. Bu, İzmir’de deprem olasılığının nasıl bir etkiyle karşılaşacağımızın senaryosunu ortaya koymaktaydı. Bunun temel amaçlarından biri, bu projenin günümüzdeki hem teknolojik hem de yaşadıklarımız kapsamında revize edilmesi ve yol haritasını ortaya koymaktı” dedi.