İzmir’de yapılan röportajlarda kiracı ve ev sahiplerinin durumları birbirinden farklı olduğu görüldü. Çoğu kiracı, yüksek kira artışlarından şikayet ederken, ev sahipleri de artan emlak vergileri ve bakım masraflarının etkisiyle zor bir dönemden geçtiklerini belirtti.

“Şartlar daha da zorlaştı. Benim bir evim var ama yenisini almak mümkün değil. Bu saatten sonra yaşamaya bakacağız, mümkün değil yeni bir ev almak. Elimizdekini kaybetmeyelim yeter.” diyen bir İzmirli ev sahibi, mevcut durumu oldukça zorlayıcı buluyor.

Bir başka kiracı ise "17 bin TL kira ödüyorum. Hayalimde de bir ev yok, kardeşim hayal kurmak bile parayla. İnsan istiyor ki, bir göz oda bile olsa da benim olsa ancak bu şartlarda çok zor. imkanı yok, 22 bin TL asgari ücret. 21 bin TL açlık sınırı, yokluk sınırı devletin dediğine göre kırklı küsürlerde. Ben bu maaşlar, elektrik mi, su mu, doğalgaz mı ödeyeyim? Eşime, çocuklarıma mı, torunlarıma mı bir şeyler alayım? Şimdiki gelirimle ev almak benim için hayal bile değil" diyerek tepki gösterdi. 

Narin Güran davasında iki dosya birleştirildi Narin Güran davasında iki dosya birleştirildi

Diğer taraftan, maddi durumunun iyi olduğunu belirtenler de vardı ancak sadece kendilerini düşünmediklerini belirterek, "Ev sahibiyiz, evimizde tam olarak hayal ettiğimiz gibi, bize yetiyor. Benim babam müteahhit, bizim için mümkün ancak normal vatandaş için mümkün değil" ifadelerini kullandı. 

İzmirli vatandaşların büyük bir kısmı, gelirleriyle yeni bir ev almak konusunda karamsar bir tablo çiziyor. 

Ancak, küçük bir kesim de olsa umutlu bir yaklaşım sergileyenler de vardı. Yine de, kiracılar ve ev sahiplerinin çoğu, emlak piyasasının en büyük zorluklarından birinin "yükselen fiyatlar" olduğunu belirtti. Hızla artan emlak fiyatları ve kiralar, birçok İzmirli’nin konut sahibi olma hayalini süresiz olarak ertelemesine neden oldu.

 

Muhabir: Kardelen Başol