İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve büyük yıkıma yol açan depremin ardından, kentteki yapı stoğunun durumu bir kez daha gündeme geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Hasan Sözbilir, Ege TV'de yayınlanan "İbrahim Paker ile Yeni Gündem" programında depremle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Sözbilir, Bayraklı’daki yıkımın, bölgedeki zemin yapısı ve kötü inşa edilen binalardan kaynaklandığını belirterek, depremin büyüklüğü ve şiddeti arasındaki farkları da izleyicilere anlattı. Ayrıca, İzmir'de devreye girecek olan yerli deprem erken uyarı sistemi hakkında da bilgi vererek, bu sistemin şehri olası bir felakete karşı daha hazırlıklı hale getirmeyi amaçladığını ifade etti.
Yapı stoğumuz çok kötü
Kentin yapı stoğunun kötü olduğunu söyleyen Prof. Hasan Sözbilir, “30 Ekim 2020 yılındaki deprem aslında Sisam merkezli bir depremdi. Bayraklı’dan yaklaşık 70 kilometre güneyde olan bir fayın kırılması sonucu uğradığımız zarar ziyandı. O fayın kırılmasının sonucunda depremler oldu. Ürettiği depremin şiddetine baktığımızda Bayraklı’da 8 şiddetinde hissedildi. Bir de faydan sismik dalgalar yola çıktığı zaman izlediği bir yol var. Önce Özdere, Gümüldür’den geçiyor. Herhangi bir bina yıkılmıyor. Oradan ilerleyip Buca, Gaziemir taraflarına gidiyor ve hiçbir bina yıkılmıyor. Bayraklı tarafında ise yıkıma sebep oluyor. Orası bir havza ve zemin taşlaşmamış bir malzemeden oluşuyor. Burada bizim yapı stoğumuzun niteliği de çok önemli. 117 insan burada can verdi. Normalde hiçbir şekilde yıkım olmaması gereken bir deprem aslında ama yapı stoğumuz çok kötü olduğu için böyle bir zarar gördük” dedi.
Şiddet ve büyüklük
Depremin büyüklüğü ve şiddeti hakkında da bilgi veren Sözbilir, “Büyüklük sismometre dediğimiz aletin ölçtüğü değeri, belli matematiksel yöntemlerle büyüklüğe çevirmesidir. Gelen sismik dalganın enerji seviyesini ifade eden bir değer gibi düşünebiliriz. Bugüne kadar dünyada ölçülen en büyük deprem 9.5 Şili depremidir. 1960 yılında olmuş. Şiddet ise aslında Roma rakamıyla yazılan bir şey. Depremin yıkım derecesini belirtir. Televizyonda söylenen hiçbir birim aslında şiddet değil. Bunlar sadece büyüklüktür. Çoğunlukla depremin büyüklüğü şiddetinden düşüktür” diye konuştu.
6 ay deneme yapacağız
Deprem araştırma merkezi olarak yeni bir alet geliştirdiklerini açıklayan Prof. Hasan Sözbilir, “Bu aleti bir-iki ay içinde İzmir’e yerleştireceğiz. 12 tane deprem erken uyarı sistemi. 6 ay boyunca bir deneme yapacağız. Tamamen bizim üniversitedeki hocaların ürettiği yerli bir alet. İzmir’de ‘Deprem Erken Uyarı Sistemi’nin (DEUSİS) geliştirilmesi projesi 30 Ekim 2020 depreminden sonra bir Ar-Ge projesi olarak başlatılmıştı. Bu proje Dokuz Eylül Üniversitesi'nin öz kaynaklarıyla desteklenen çok disiplinli Bilimsel Araştırma (BAP) projesi niteliğindedir. Proje Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) koordinatörlüğünde DEÜ Mühendislik Fakültesi'nden Bilgisayar, Elektrik-Elektronik, Jeoloji, Jeofizik ve İnşaat Mühendisliği bölümlerinden hocaların gayretleriyle geliştirildi” ifadelerine yer verdi.
12 farklı lokasyon
Projenin amaçlarından da söz eden Sözbilir, “Burada amaç, depremi odak noktasında-kaynak yerinde yakalayıp, bize ulaşıncaya kadar alacağı yolu almadan önce ilgili yerlere internet yoluyla uyarı mesajı göndermek ve böylece özellikle deprem sırasında oluşacak sarsıntıdan önce büyük ölçekli yapıların elektriğini keserek, deprem sonrası oluşabilecek ikincil afetleri önlemekti. Bu kapsamda yürütülen çalışmalarda 6 Şubat 2023 depreminden hemen önce bir DEUSİS prototipi geliştirmiştik. Fakat gerek 6 Şubat depremi sonrasındaki deprem bölgesindeki çalışmalarımız ve gerekse de DAUM’daki yönetim değişikliği nedeniyle projenin uygulama aşamasına geçilememişti. 2025 yılında AFAD ile yenilenecek protokol kapsamında geliştirdiğimiz DEUSİS prototipinin İzmir ilinde 12 farklı lokasyondaki mevcut AFAD istasyonlarına yerleştirilmesi ve 6 aylık bir dönemde uygulamalı bir teste tabi tutulması hedeflenmektedir. DEUSIS istasyonları; Gümüldür, Özdere, Seferihisar, Konak, Balçova, Urla, Bergama, Aliağa, Karaburun, Menemen, Kemalpaşa, Selçuk ilçeleri çevresindeki AFAD istasyonlarına yerleştirilecektir” açıklamalarında bulundu.
Afet bilinci yükseltilmeli
Halkın afet bilincinin yükseltilmesi gerektiğine dikkat çeken Hasan Sözbilir,“Bilindiği gibi gerek İzmir il sınırları içinde, gerek komşu illerde ve gerekse de Ege Denizi içinde 40 civarında diri fay, İzmir için tehlike oluşturmaktadır. Bunların içinde deprem tekrarlama aralığını doldurmuş diri faylar bulunduğundan, yakın gelecekte meydana gelebilecek depremleri mevcut yapı stoğu ile karşılayacağımız anlaşılmaktadır. Bu nedenle, risk azaltmaya yönelik önlemlerin alınması, afet müdahale planlarının uygulanabilir niteliklerinin tatbikatlarla sürekli sorgulanması ve afet yönetimi noktasında farkındalıķ ve eğitim anlamında halkın belirli bir afet bilincine yükseltilmesi gereken çalışmalara öncelik verilmesi hayati derecede önem taşımaktadır” dedi.
Yeni proje: Eski depremleri göreceğiz
DEUSİS projesinin yanında çok önemli bir proje içinde daha olduklarını açıklayan Prof. Dr. Sözbilir, “Şu an çok büyük bir proje içindeyiz. AFAD, MTA gibi kurumların başını çektiği, 25 civarındaki üniversitenin bilim insanlarının çalıştığı bir proje var şu an. Bu projenin adı ‘Eski depremleri görme projesi’. Bu proje içinde 130’a yakın fay kesiliyor” ifadelerini kullandı.