FATİH ÖZKILINÇ-Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK), Haziran 2023 dönemine ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre haziran ayında bir önceki aya göre yüzde enflasyon 3,92, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 38,21 olarak gerçekleşti. TÜİK'nun ilk 6 aylık enflasyon rakamlarını açıklanmasıyla memur ve emekli maaşlarına yapılacak zam büyük oranda netleşirken İzmir'de Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK) üyesi kamu çalışanları basın açıklamasında bulundu. TÜİK İzmir Bölge Müdürlüğü önünde toplanan kamu çalışanları, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı ile Enflasyon Araştırma Grubu(ENAG)ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranı arasındaki uçurum dikkat çekerken yılın ikinci yarısında geçerli olacak zam oranına tepki gösterdi. Kamu emekçileri basın açıklamasında, "TÜİK yalan zamlar gerçek", "Sermayeye değil emekçiye bütçe", "Rakamlarla oynama emekçiyi soyma", "Hükümet zammını al başına çal", "Yüzdelik zamlar istemiyoruz", "TÜİK rakamlarına inanmıyoruz!" sloganları attı.


SEÇİM VAATLERİNİN FATURASI

Kamu çalışanları adına basın açıklaması metnini okuyan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven TÜİK’in hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük gösterdiğini belirterek “TÜİK, maaş artışlarımızı adeta bir kara delik gibi yutmaya devam ediyor. Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor.  Seçim vaadi olan doğalgaz bahanesi ile mayıs ayı enflasyonu 0,04 çıkarıldı. Yani doğalgazın faturasını kamu emekçileri ve emeklileri ödetilmek isteniyor.  Seçim vaadi olan 22 Bin TL’nin son durumuna bir bakalım; 15 Mayıs'ta 22 Bin TL, bin 119 dolardı. Bugün Dolar kuru 26 TL oldu, 5 Temmuz itibarıyla 22 Bin TL 846 dolara düşmüş durumda…  Kamu emekçilerine seçimden önce vaat edilenler dolar ve temel tüketim maddelerine gelen zamlar ve düşük enflasyon rakamları ile çoktan alınmış durumda.  Seçim vaatlerinin faturasını kamu emekçilerine ve emeklilerine fatura edilmesine karşı alanlardayız” dedi.

AÇLIK SINIRININ BİR TIK ÜSTÜ

Açlık sınırına da dikkat çeken Güven, emekçiler ve emeklilerin bütçeden hakkını alamadığını söyledi. Güven, "15 derecenin 1. Kademesinde bekâr bir kamu emekçisinin eline geçen 10 bin 450 TL çoktan açlık sınırının altında kaldı. İktidarın buna 925 TL çalışmayan eş ve 325 TL tutarındaki iki çocuk yardımını ekleyerek 11 bin 800 TL olarak gösterdiği en düşük kamu emekçisi maaşı ise şimdilik açlık sınırının bir tık üzerine denk geliyor. Emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının iki bin TL altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor. Kamu emekçileri, emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı alabiliyoruz.  Bugün aynı oyun ‘En düşük kamu emekçisi maaşı 22 bin TL’yi bulacak’ vaadi ile sürdürülmek isteniyor. Üstelik söz konusu artışın tüm kamu emekçilerine, emeklilere adil bir şekilde yansıyıp yansımayacağı hala belli değil. Konuya ilişkin yasa teklifinin meclise sunulması bekleniyor” diye konuştu.

"YİNE SEFALET DÜZEYİNE İNECEK"

Kamu emekçilerine seslenen Güven, “Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına ne iktidarın refah payı aldatmacasına kanmayalım. Yandaş basının müjde haberlerine itibar etmeyelim.  Önümüzdeki günlerde verilen söz yerine getirilse dahi TÜİK sahte enflasyon rakamları açıklamaya devam ettikçe adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe, TL döviz karşında değer yitirdikçe bugün yüksek gibi görünen maaş artışları yarın yine sefalet düzeyine inecek.  Tek çözüm insanca yaşamaya yetecek ücret mücadelesini yükseltmekten geçiyor” şeklinde konuştu.

KAMU ÇALIŞANLARININ TALEPLERİ SIRALADI

Kamu çalışanlarının taleplerini de sıralayan Güven, “En düşük kamu emekçisi maaşı temmuz ayı itibarıyla eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Bu rakam her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir. Gelir vergisi birinci dilim oranı yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir. Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir. Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz. Bizler ulufe değil grevli gerçek bir toplu sözleşme düzeni istiyoruz! İktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz. Tüm kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.