Haber Ekspres Gazetesi'nden Burcu Yanar'ın haberine göre, İzmir’deki Yunan Başkonsolosluğu’nun vize uygulamaları, bölgedeki turizm sektörü üzerinde ciddi tartışmalara yol açtı. Ege TV’de yayınlanan ve kruvaziyer turizmi ile ilgili önemli açıklamaların yapıldığı ‘Eyüphan Gündoğdu ile Gündoğdu Meydanı’ programında, İzmir Kruvaziyer ve Deniz Turizm Derneği Başkanı Korhan Bilgin ve Celestyal Cruises, MSC Cruises gibi büyük denizcilik firmalarının acente satış yetkilisi Deniz Köse, şehirdeki liman yönetimi ve turizmle ilgili önemli sorunları gündeme getirdi. İzmir’in kruvaziyer turizminden yeterince fayda sağlayamaması ve Yunan Konsolosluğu’nun vize politikaları üzerine yapılan açıklamalar, yerel turizmin gelişmesi için atılması gereken adımları bir kez daha gözler önüne serdi.
İzmir’e katkısı yok
Başkan Korhan Bilgin, “2025 yılında 55 tane İzmir Liman Müdürlüğü’nün rezervasyonunu aldığı gemi listesi var. Bunun da 27 tanesi İzmir’den çıkmayı deklare eden MSC’nin bir gemisi. Gemi Mayıs’a kadar her hafta Salı günleri gelecek. Onları çıkarınca yarı yarıya kalıyor. 6-7 aylık bir dönemi düşünürsek aya ortalama bir iki gemi kalıyor. Onlar da MSC’ler gibi yüksek kapasiteli gemiler değil. Düşük kapasiteli ve genellikle kapalı gruplar geleceği için İzmir esnafına hiçbir katkısı olmayan gemiler. İzmir Limanı’na geldiklerinde serbest olamıyorlar. Sürekli rehberlerle mevcutlu bir şekilde turlarını tamamlayıp tekrar gemilerine binip gidiyorlar. İzmir Limanı bu durumdayken Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk artarak devam edecek diyor. Ben söyleyecek laf bulamıyorum. Sayın Yusuf Öztürk lütfen bana bir cevap verir misin 2025 listesi önünde mi? İzmir halkını kandırmaktan vazgeçin” dedi.
Kruvaziyerin üç ayağı
TÜRSAB’ın deniz turizmini yok saydığını da belirten Deniz Köse, “İki seneden beri birini atayamadılar. Bu da bütün sıkıntıların çoğalarak devam etmesini sağlıyor. Kruvaziyer turizmi Türkiye’de çok hızlı gelişmekte. Kruvaziyerin üç tane ayağı vardır. Biri geminin gelmesi, biri gemideki yolcuyu gezdirenler, biri de gemiye yolcu verenler. Yolcu verenler için Türkiye’deki seyahat acenteleri artık gemi turu satmak istiyor ve ciddi miktarda satıyor. Fakat bir sürü de sıkıntı var“ diye konuştu.
Limanın sahiplendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Deniz Köse ise, “İzmir’in limanı sahipsiz. Sahipsiz olan yere gelen gemi sayısı için hiç fena bir sayı değil aslında. Herhangi birini o limanın başına koyup sahiplendirseniz zaten ilk yapacağı şey yolcu gemisini çoğaltmak ve pazarlamak, ama nereyi pazarlayacak? İzmir sadece arkeolojik ören yerleriyle mi yaşıyor, gastronomisi yok mu buranın? Gemiden inen turist bir Urla’ya gitsin bakalım çok şaşıracak. Çünkü bazı noktaların standartları çok yüksek” ifadelerini kullandı.
İzmir’deki Yunan konsolosluğu en büyük sorun
Yunan adalarıyla ilgili en büyük sıkıntının İzmir’deki Yunan Başkonsolosluğu’nun vize politikası olduğunun altını çizen Köse, şöyle devam etti: “İzmir’deki konsolos geldiğinden beri şunu unuttu. Türkiye’den Yunan Adaları’na turisti gönderen seyahat acenteleridir. Yunan Başkonsolosluğu’nun giden turistin üstünde bir gram payı yok. Seyahat acenteleri pazarlıyor, para harcıyor bu işe, reklamını yapıyor. Turizmde seyahat acentelerinin önemi de işte burada başlıyor. Bu konsolos birden bire seyahat acentelerini muhatap almamaya başladı. O kadar çok evrak var ki istenilen. Bir ülkeye kendi sınırlarını koruyor diye kızamazsınız. Örneğin pasaport protokolü diye bir evrak var. Vatandaş bunu unutunca randevusu yanıyor. Randevu ise üç ay sonrasına veriliyor. Her şey sil baştan başlıyor.”
İzmir’deki Yunan Konsolosluğu’nun bölgeyi bilmediğini söyleyen Deniz Köse, “Ankara’daki ve İstanbul’daki seyahat acenteleri vize konusunda bir sorun yaşamıyor. İzmir’de ise bir sorun yaşanıyor. Demek ki İzmir’deki konsolosluk yönetiminde bir hata var. Bugüne kadar olmayan bir sıkıntı bu. Kapı vizesinde ise inanılmaz bir başarı var. Bence kendisi bu bölgeyi bilmiyor. Daha önce kalkıp vize almış birinin onurunu zedeleme. Bu insanlar zaten geri dönecek” ifadelerini kullandı.