FATİH ÖZKILINÇ-İzmir Büyükşehir Belediyesi(İZBB) Meclisi mart ayı olağan toplantısı üçüncü birleşimi Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde İZBB Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Oturumda 28’inci Dönem Milletvekilliği aday adaylığı için istifa eden Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Grup Başkan Vekili Salahattin Şahin’in yerine MHP Meclis Üyesi Cüneyt Umutlu’nun geldiği görüldü. Birleşimde ayrıca milletvekili aday adaylığı için meclis üyeliğinden istifa eden Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, AK Partili Meclis Üyesi Dilek Yıldız Büyükdağ’ın ve AK Parti’den istifa ederek İYİ Parti’ye geçen Meclis Üyesi Fikret Mısırlı’dan boşalan komisyon üyeliklerine seçim yapıldı.
YENİ KOMİSYON ÜYELERİ SEÇİLDİ
Yapılan komisyon üyeliği seçimlerinde AK Parti’den istifa ederek İYİ Parti’ye geçen Meclis Üyesi Fikret Mısırlı’nın istifası ile boşalan Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğine AK Partili Meclis Üyesi Ahmet Uğur Baran, Sokak Hayvanlarını Koruma Komisyonu üyeliğine AK Partili Meclis Üyesi Ertuğrul Akgün seçildi. CHP’li Meclis Üyesi Nilay Kökkılınç’ın istifası ile boşalan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu üyeliğine CHP’li Meclis Üyesi Taner Kazanoğlu seçildi. CHP’li Nilay Kökkılınç ve AK Partili Meclis Üyesi Dilek Yıldız Büyükdağ’ın istifası ile boşalan Aile ve Çocuk Komisyonu üyeliklerine CHP’Lİ Meclis Üyesi İlhan Dal ile AK Partili Meclis Üyesi Çile Özkul seçildi. MHP’li Salahattin Şahin’den istifası ile boşalan Ulaşım Komisyonu üyeliğine Cumhur İttifakı’ndan Meclis Üyesi Hakan Şimşek, Deprem ve Afet Komisyonu üyeliğine Meclis Üyesi Barış Bükülmez, Turizm ve Fuarcılık Komisyonu üyeliğine Cüneyt Umutlu, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu üyeliğine Meclis Üyesi Hakan Şimşek seçildi.
Toplantıda İzmir’de 30 Ekim 2020’de yaşanan deprem felaketinin ardından depremzede ailelere kucağını açan Uzundere’deki konutların satış kararı tartışmalara neden oldu. Konuyla ilgili eski MHP Grup Başkan Vekili Salahattin Şahin tarafından “Bu konutlar depremzede vatandaşımıza beklenti ve ekonomik tercihlerin belirlenmesi sonucunda satılsın” önerisi yapılmıştı. Konu komisyonlarda görüşüldü ve önerge oyçokluğu ile reddedilerek meclis gündemine geldi. Söz konusu kararla ilgili AK Partili üyelerden tepki geldi.
“DEPREMZEDELERE SATALIM”
Önerge hakkında söz alan AK Partili meclis üyesi Erhan Çalışkan, “Uzundere’de belediyemizin sahip olduğu 224 konut var. Bunların bir kısmında depremzede vatandaşımız kalıyor. Büyükşehir burayı satmak istiyor; yıprandığını, bakım masraflarının olduğunu ve kullanmayacağını ifade ediyor. Ancak birinci madde de ‘Bu konutları İzmir depreminde evleri zarar görenlere satalım’ demiştik. Kentsel dönüşümle ilgili bir sürü şey konuşuyor, tartışıyoruz. Konutları satmak istiyorsanız öncelikle depremzedelere satalım, kalanları da belediye isterse yine satar. Büyükşehir Belediyesi’nin söylemleri ve eylemlerinin uyması gerekmez mi? Madem depremzedelere yardım etmek istiyoruz, o zaman bu yerleri onlara satalım. Bu konunun yeniden değerlendirilmesini istiyoruz” dedi.
“MAĞDURİYETLER DOĞACAK”
AK Partili bir diğer meclis üyesi Burçin Kevser Sevil de “Burada 109 tanesinin satılacağı söylendi, sonra da buranın yüzde 90’ının depremzede vatandaş olduğu ve kalanlarının da kiracı olduğu söylendi. 31 Mayıs’ta bu vatandaşın çıkması gerektiği söylendi. Zaten mart ayındayız, burada kiracıların ve depremzedelerin olduğu yerde bazı hukuki sonuçlar da doğacaktır. 31 Mayıs geldiğinde siz hukuki süreci yürütüp bu daireleri boş haline getirirseniz, kalan yerlerle ilgili satış kararını olumlu görebiliriz. Ancak siz buranın satış kararını aldığınızdan itibaren bazı mağduriyetler doğacak ve çok acı sonuçlar getirecek. 2023 yılı bütçesi yaptık, burada depremzedelerimiz 2 ila 3 yıldır ikamet ediyor. 2024 yılına kadar buraya ayrılacak bütçeyi belirledik. Bu satış kararının hukuken olmasa da mağduriyet yaratacağını düşünüp oy çokluğu verdik” diye konuştu.
“FİKREN UZAK DEĞİLİZ AMA…”
AK Partili Çalışkan ve Sevil’in açıklamalarına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkan Vekili Murat Aydın yanıt verdi. Aydın, “Bu önerge daha önce de gelmişti, sayın Başkan Tunç Soyer de önergenin temelde mantığını kabullendiğini, bu konutların öncelikle burada oturan depremzede vatandaşa satılmasında yarar olduğunu ama bununla ilgili mevzuat sorunu yaşadığımızı ve bunu aşmaya çalışacağımızı söylemiş, önerge reddedilmişti. Geçtiğimiz yıllarda Torba Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapıldı. Özetle, kamuda bulunan lojmanların satılmasına ilişkin düzenlemeden bahsediyorum. Orada da merkezi hükümet aynı sıkıntı yaşadı. Aslında merkezi hükümet bu lojmanların öncelikle içinde oturanlara satılması fikrindeydi, doğru bir yaklaşımdı. Ancak mevzuat buna el vermedi; bu konutların devler ihale kanununa göre satılması gerekiyordu. Bir yasal değişiklik yaparak yine ihaleye çıkmasını, bunun sonucunda oluşan rakamın belli bir oranında indirilmiş haliyle içinde oturan kamu görevlisine teklif edilmesini ve o kabul etmediği takdirde de ihaleyi alana satılması gibi bir formül üretti. Doğru da bir formüldü, işe de yaradı. Ancak bizim burada önerge konusunda olan durumda böyle bir düzenleme yok. Kamuya ait bir taşınmazı devlet ihale kanunu dışında bir yöntemle satmamız mümkün olmadığı gibi bu satış sırasında belirli şartlar koyarak bu ihaleye herkesin girmesini önleyecek belirli koşullar koymamız da mümkün değil. Bu ihaleye ancak ‘Şu tarihte yaşanan depremde mağdur olanlar girebilir’ diye bir şey yapma yetkimiz de yok. Biz buranın satılmasıyla ilgili bir önergeyi kabul ediyoruz. Bu önerge sonucunda bu yerin satışı söz konusu olacaktır. İhale mevzuatı bize sınırlı bir kesime ihale açılmasını tanımadığı için bu durumla karşı karşıyayız. Fikren uzak değiliz ama elimizdeki düzenleme bunu gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
KOMİSYONLARA İADE EDİLSİN
AK Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, “Birinci önergeyi mevzuat, kanun açısından değerlendirebiliriz ama grubumuzun durduğu asıl nokta ikinci önerge. İZBB olarak yaşadığımız deprem felaketindeki Kahramanmaraş’taki, 11 ildeki insanlara destek vermek adına ‘Bir Kira, Bir Yuva Kampanyası’ yapıyoruz. Bugün baktığımız noktada bir kere lojman değil, belediyemizin mülkü. Satışı da şu an yapmak zorunda değiliz. Eğer hak sahipleri tarafından tercih edilmemesi nedeniyle, yıpranmasının önüne geçme gayesiyle eğer biz ‘Bir Kira, Bir Yuva Kampanyası’nda samimiysek zaten böyle bir mülkümüz elimizde varken, bugün o bölgeden gelecek depremzedelere kullandırma şansımız varken böyle bir satış kararının çok doğru olmadığı kanaatindeyim. Kampanyaya bir destek olarak da bakabiliriz. Kanun, mevzuat açısından bakarsak nasıl biz belediye şirketlerimize kat karşılığı iş yapsın diye mülklerimizi veriyorsak, onlar nasıl başka bir şekilde kooperatiflerle model yapıyorsa eğer çok arzu ediyorsak bunun modelini de komisyonlarda tartışabiliriz. Şu an satışa ilişkin acil bir durum yok. Tam tersi İZBB başlattığı kampanyada çok rahat kullanabiliriz. Bu maddenin komisyonlara iade edilip bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kampanyaya destek verelim. Bu kapsamda değerlendirilirse çok daha faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı.
“KAPIYA KOYUYORUZ ANLAMINA GELMEMELİ”
Son olarak söz alan CHP’li meclis üyesi Ufuk Yörük ise, “Meclisimiz dört kez orada ikamet eden depremzedelerin kalış sürelerini uzattı. Her iki depremde de İZBB olarak büyün varımızı yoğumuzu harcamışken kalkıp konuyu 90 adet o konutlarda ikamet eden depremzedeleri zor durumda bırakacağımız konusunda eleştirileri kabul etmiyoruz. Tabii ki idare, depremzedelerin orada ikamet etmesine ya da başka bir yerde ikamet etmesine çözüm bularak karar verecektir. Bu karar oradaki depremzedeleri kapıya koyuyoruz anlamına gelmemeli” dedi. Önergenin reddi, oy çokluğu ile kabul edildi.
ENVANTER ÇALIŞMASINDA PROTOKOL TARTIŞMASI
Birleşimde 30 Ekim 2020’de yaşanan depremin ardından kentteki mevcut yapı stokunun envanterinin çıkarmaya yönelik çalışmalar hakkında TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile imzalanan protokol sonrası, yeni depremle ortaya çıkan “ruhsatlı yapılara ön inceleme ihtiyacının ortaya çıkması” nedeniyle yeni bir protokol imzalanması konusu gündeme geldi. Daha önce söz konusu önerge komisyonlarda görüşülmüş; hukuk, deprem ve afet komisyonlarında oyçokluğu ile uygun bulunurken plan ve bütçe komisyonunda ise AK Partili meclis üyelerince “Yapılacak olan protokol öncesi başvuruda kat maliklerinin ‘oybirliği’ yerine oyçokluğu ya da bireysel başvuru yeterli olması. Yapılacak olan çalışma neticesinde bina riskli değerlendirilirse oda belediyemize yazmalı ve resmi işlem başlatılması hususunun protokole eklenmesi. İlgili bütçenin her türlü sosyo-kültürel faaliyetler bütçelerinden transfer edilerek 5000 konut sayısının İzmir’e ihtiyaç duyduğu adette inceleme yapılması koşulları ile kabul ediyoruz” denilerek muhalefet şerhi konulmuştu.
“KAYGILARIMIZA CEVAP VERMİYOR”
Söz konusu önerge, meclis gündeminde de tartışmalara neden oldu. AK Partili Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil, “Bu bir yapı tespit çalışması. Biz bunu 30 Ekim’de Bayraklı depreminden sonra yaptık. Bayraklı’da yaptığımızı da afiş afiş reklamını yaptık. Biz Bayraklı’da sadece binların dışından, sokaktan geçerek tarama çalışması yaptık. Sadece binaların dışına bakarak elde ettiğimiz bilgilerle bir sonuca ulaştık. Geçmişte Bayraklı’da bugün Bornova’da 6 Şubat depremlerine kadar İZBB tarafından sessiz sakin yürütüldü. 6 Şubat deremi olduktan sonra İZBB olarak tüm İzmir’e yayma kararı aldık. 30 Ekim depremi sonrası bunu neden tüm İzmir’de düşünmedik? Bornova’da yapılan ve şimdi yapılacak protokolün içeriği Bayraklı’dan bir tık farklı? Biz neden Bayraklı’da çekiç ve röntgen uygulamasını kullanmadık? İlgili protokolün konu, amaç, kapsam hukuka uygun. Ancak uygulanabilirliği noktasında 5 bin bina tespit ettik. Bu 5 bin binadan hangisini önceliyoruz, neden bu binaları önceliyoruz? Neden bu binalar? Bu binalarla ilgili nasıl bir sonuca varacağız? Bununla ilgili herhangi bir yöntem de çalışmamışız. Bu çalışma 6 Şubat depremi sonrası kaygılarımıza cevap veren bir çalışma değildir. Sonuca varıyoruz ama sonuçları vatandaşlarla paylaşmıyoruz” ifadelerini kullandı.
CHP’Lİ AYDIN TEPKİ GÖSTERDİ
AK Partili meclis üyelerinin açıklamalarına yanıt veren CHP Grup Başkan Vekili Aydın ise “Kavramların birbirinden ayırt edilmemesi ya da bilerek ayırt edilmeyip karıştırılıp komisyonun önüne gelmiş protokolü bile okumaksızın yapılan değerlendirmelerden ibaret… Protokol, ‘İzmir sınırları içinde başvuru yapan gerçek ve tüzel kişilikler’ diyor. Burada başvurunun apartmanda oturan herkesin oy birliğiyle yapılacağına ilişkin bir düzenleme var mı, yok. Bir tüzel kişinin nasıl temsil edildiğini, bir gerçek kişinin nasıl temsil edildiğini, aparman yönetiminin nasıl temsil edildiğini Burçin Hanım da bilir. Bir apartmanın temsilini yönetim kurulu yapar; bu bazen bir kişi bazen bir kuruldan ibarettir. İzBB de bir başvuru istiyor. ‘Bir kişi istese de bunu yapalım’ dediler, doğru. Ancak parlamento çoğunluğu kendilerinde ve ısrarla bir yasa çıkarmadılar. Burada çıkarılan tek yasa 6306 sayılı kanun, bu da riskli yapı için düzenleme. Biz yasa hükümlerine ilişkin mi tartışıyoruz, hayır. ‘Yapısal duruma ilişkin ön inceleme çalışması’ yapılıyor. Zaten apartmanda oturan kişinin tek başına bakanlık tarafından akredite edilmiş şirketlere başvuru yapıp analiz yaptırmasını engelleyen bir şey yok. İnsanlar riskli yapı analizine ilişkin çalışma başlatmak istemiyor. Çünkü yapıları riskli çıkarsa bir yıl içinde yıkılmasına ilişkin süreç başlayacak. Ancak insanlar bir yandan da binalarına ilişkin bir fikir sahibi olmak istiyorlar, İZBB’nin de yapmaya çalıştığı şey bu” dedi.
“KİRASI 10 BİN LİRAYI GEÇTİ”
“‘Bu önerge meclisten geçmedi, bunu nasıl yapıyorsunuz?’ dediler. Değerli meclis üyeleri, meclisten geçen önergeleri mi okumuyorsunuz, o sırada burada mı yoksunuz anlayabilmiş değilim” diyerek devam eden Aydın, “İZBB meclisi Bayraklı ve Bornova ile ilgili bu kararı verdi. Sosyal medyada da paylaştı. Rica ederim, arkadaşlarımızın emeğine yazık. Sokaktan geçerken kimse şöyle bir bakmıyor. Yapılan işi yetersiz bulabilirsiniz ama emeği de yok saymayın. Biz bu önerge ile daha önce başlayan bu çalışmanın alanını geliştiriyoruz” dedi. Son olarak, “Arkadaşlarımızın eleştirilerini haklı kısımları yok değil fakat kavramları üst üste koyarak, mevzuat hükümlerini yok sayıp her şeyi burada yapabiliyormuşuz gibi yapmaya gerek yok” ifadelerini kullanan Aydın, “Merkezi hükümetin bütçesi üzerinden bu şehre ayrılan payları, insanların kredi bulmaktaki yaşadığımız zorluk… Bunları neden konuşmuyoruz? Kişi kendi konutunun riskli olduğunu anlayıp yıkıp neden yapmak istemiyor? Ekonomik yoksunluğu bu ülkenin yok mu? Bu ülkede insanlar evlerini yıkıp yenisini yapmakta güçlük çektiği, böyle paraları olmadığı, devletin de onlara katkısı olmadığı için o evlerde oturmaya çalışıyorlar. Asgari ücretin 8 bin küsur lira olduğu bir şehirde depreme dayanıklı konutun kirası 10 bin lirayı geçmiş, kimse bunu göz ardı etmesin” ifadelerini kullandı.
“HAKİKATEN ÇOK KOMİK”
Konuyla ilgili MHP’li Meclis Üyesi Hakan Şimşek, “Büyükşehir olarak zaman kaybediyoruz. Röntgenle, oradaki metali algılayan cihazla böyle bir kontrol hakikaten çok komik. Bu kontrolün neticesinde raporlamalar geldiğinde hepsinin yenilenmesi gerekeceğine inanıyorum. Yeni yönetmeliklere göre o beton dayanımlarının hiçbirinin o basınç dayanımını verme şansı yok” dedi.
‘YAPIYORMUŞ GİBİ YAPMAYALIM’
AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız da söz alarak CHP’li Aydın’ın sözlerine tepki gösterdi. Yıldız, “Biz kavramlar kargaşası yapmıyoruz, çok net ifade koyduk. Arkadaşlarımız bu işe 'Evet’ demenin şartlarını üç koşula bağlamışlar. Sayın Aydın ‘Protokolde bu yazmıyor’ dedi ama Sayın Başkan’ın videosunun altında bu çalışmayı yaptırmak isteyen vatandaşımızın şikayetleri de var. Yönetmelikler ve koyduğumuz sözleşmelerde net bir yol haritası konulmalı. Bu önergenin ilk geldiği Bayraklı’da da ifade ederek amacı ve yol haritasını sormuştuk. Bugün de soruyorum: Ne yol haritamız var? Bu bölgedeki imar planlarını tespitten sonra yeniden gözden geçirecek miyiz? K alanlarında başaramadığımız düzenlemeyle ilgili bir çalışma getirecek miyiz? Yok. Peki, vatandaşın buna karşılık ne yapacağını biliyor muyuz? Yok. Hep eleştirdiğimiz nokta şu: Yapıyormuş gibi yapmayalım” dedi.
“ZATEN BU ŞEHRİN ODALARI ALLAH’A EMANET!”
“Bir bedeller ödüyor, bu bedeller sonrası vatandaşı neyle karşı karşıya getireceğimizi bildirmiyoruz” çıkışı da yapan AK Partili Yıldız, şu çıkışı yaptı: “Soruyorum, K’lar ile ilgili karar aldık Bayraklı’da, Bornova’da kaç tane ruhsat kesebildiniz? Bir kararı aldığımız zaman almış olmak için almayalım, bu beni rahatsız ediyor. Karşıyaka’da karar aldık, uygulamada o kadar sorunlar oluştu ki… Bir parselde 3 kat, yandaki 5 kat, öteki 7 kat. Adama ‘Yık’ dediğiniz zaman 3 kattaki 5’te kalıyor, öteki 7’ye gidiyor. Uygulama anlamında sorunlarımız oldu ama bu sorunları düzeltmek için meclise getirmedik. O zaman ne oldu, benim de oyumla oybirliği verdiğimiz K’larda yapıyormuş gibi yaptık, yapmayalım. Bu sorunun diğer ilçelerde de yaşandı. Zaten bu şehrin odaları Allah’a emanet! Maalesef açıkça söylüyorum, o günde söyledim, yine söylüyorum. Depremden daha müzmin sebep var mıdır? İnsanların konut ihtiyacından daha insani bir hak var mıdır? Sanki 30 yıldır şehirleri çok güzel inşaat ettirme noktasında karar aldılar da şimdi bu kararların arkasında yoğunluklar, yeşil alanlar tartışması yapıyorlar. Ki şehrin en anlamda düzgün gördüğümüz yeridir Bayraklı’nın Manavkuyusu ile Mansuroğlu’su. O alanların K’larını iptal ettirdi. Bu arkadaşların hiç mi vicdanı sızlamıyor! Biz bir kat, iki kat fazlasını verdik. İZBB’ye bizim eleştirimiz açık, ‘Şu maddeyi ekleyin oy birliği yapın’ demişiz. Bunu yok sayarsanız günün sonunda ne olduğu belli olmayan raporlar çıkar.”
“CİDDİ BİR BİLGİLENDİRMEYE İHTİYAÇ VAR”
Başkan Vekili Mustafa Özuslu da “Katkılar ve eleştirilerle depremle ilgili bu maddenin konuşulması son derece isabetli oldu. Bu durum hepimizin hassas ve depremin hepimizin ortak bir korkusu olduğunu gösteriyor. Bu korkuya karşı ne yapmamız gerektiği noktasında ortaya konan görüşlerdi. Bu konuda meclisimizin ciddi bir bilgilendirmeye ihtiyacı var. Bundan sonra da sürekli konuşacağımız bir konu olduğu için kavramların açık, seçik ortaya konulacağı ve İZBB Meclis Üyeleri tarafından net anlaşılacak bir sunumla bütün İzmir kamuoyuna ve meclisimize anlatmamız gerektiği ortaya çıktı. Bu konuda önümüzdeki meclislerde anlatmak gereği ortada” ifadelerini kullandı. Tartışmaların ardından gündem maddesi oy çokluğuyla kabul edildi.
DEPREMZEDELERA FATURA DESTEĞİ
Kahramanmaraş'ın merkezli ve 11 ili etkileyen deprem nedeniyle İzmir’e gelen ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin "Bir Kira, Bir Yuva" dayanışma kampanyası kapsamında ikamet edecek vatandaşların konutlarında tükettikleri elektrik ve su faturalarını ibraz ederek bedellerinin Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Sosyal Yardımlar Şube Müdürlüğü tarafından ilgili bütçe tertibinden depremzede vatandaşlara üç ay boyunca sosyal yardım olarak ödenmesini içeren önerge oturumda görüşüldü. “İlgili Önerge talep eden ve ihtiyaç sahibi olan kişilerin ilgili yasaya uyması koşulu ile” Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen ve oy birliği ile meclis gündemine sunulan önerge oy birliği ile kabul edildi.
DEPREMZEDE ÜRETİCİYE 50 BİN ADET ZEYTİN FİDANI VERİLECEK
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mart ayı olağan meclis toplantısı ikinci birleşiminde meclis üyelerine sunulan ve Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen deprem nedeniyle bölgedeki üreticilere bitkisel üretime destek olunmasını amaçlayan zeytin ve meyve fidanı desteği verilmesi önergesi acil kaydıyla Tarım, Orman ve Hayvancılık Komisyonuna gönderilmişti. İlgili önerge komisyonlarda görüşüldü. Deprem felaketiyle mücadele eden Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illerinde bulunan üreticilere bitkisel üretime destek olunması, deprem bölgesinde zarar gören bitkisel üretim yapan üreticilerin hasarlarını bir nebze de olsa hafifletebilmek, üreticilerin faaliyetlerinin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak amacıyla, depremden zarar gören illerdeki üreticilere ulaştırılmak üzere 50 bin adet zeytin fidanı verilmesi mecliste oy birliği ile geçti.
MECLİSTE YETKİ TARTIŞMASI
İZBB’nin yatırım programı kapsamında 2023 Mali yılı Bütçesi ve 2023 Performans programında yer alan projelerin finansmanın sağlanması kapsamında borçlanma limitlerini aşmamak kaydı ile 1 milyar lira tutarında borçlanma aracı ihracı yapılması planı için Başkan Tunç Soyer’e yetki verilmesi konusu tartışmalara neden oldu.
Borçlanma yetkisi ile ilgili söz alan AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, “Burada tartışılan konu borçlanma yöntemi değil, tartışmamız borçlanma. İzBB’nin borçlanmasına itirazımız yok. Elbette ki bir idare borçlanmalıdır da. İzmir’de dört yıldır dile getirdiğimiz 10’larca, yüzlerce, binlerce yapısal sorun var. Kentsel dönüşüm, altyapı, ulaşım bir sorun. Bunları siz de kabul ediyorsunuz. Bu sorunları çözme performansı açısından İZBB ciddi şekilde sınıfta kalmış bir belediye. Bir önceki toplantıda kentsel dönüşümle alakalı verileri verdim. Bu şehrin belediye başkanı dalga geçti. Sıfır lira bütçe ayırmışsınız, vatandaşın parası ile yapmaya çalışıyorsunuz. Adeta dalga geçer gibi basitçe hazırlanmış bir tablo ile meclisin karşısına geçiyorsunuz, temel sorun bu. Elbetteki kredi çekebilir, yatırım yapabilirsiniz. Ancak bunu nereye kullanacağınızı belirtmek zorundasınız. Aksi takdirde maaş ödemesi yapmış olursunuz, günlük ödeme yaparsınız. Siz bu belediyeyi protokol belediyesine çevirdiniz. İşinize geldiğiniz gibi protokol yapıyor, işinize geldiği gibi şirketlere arazilerini satıyorsunuz. O şirket de istediği firma ile kat karşılığı istediği şirkete verir. Sayın Başkan da çıkar ‘Belgeniz var mı?’ diye sorar. O belgeler şehri ve belediyesini düşünen birileri tarafından verildi. O nedenle mesele kredi değil. Bakanlıkta bekleyen bir şeyiniz varsa biz buradayız. Bir serçe misali, muhalefet grubunun bir üyesi olarak bu şehre ne katkı koyacaksak mücadele ettik. Bunun en büyük şahidi de Tunç Soyer” dedi.
‘TEK SORUN KABİLİYET SORUNU’
“İzBB’nin bugüne kadar ortaya koyduğumuz mücadelenin ne kadar haklı olduğunu bu kredi gösteriyor” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Hızal, “Buca ve Bornova arasındaki tünel ve viyadük inşaatının durumu ile itiraz ettiğimizde ‘Bitiyor’ dediniz. 900 küsur milyon yatırım yaptı, ‘Açıyoruz’ dedi. Açılmadı. 25 milyar bütçe vardı, açılmadı. İzBB’nin ‘vizyon projesi’ dediğiniz Opera binası hangi aşamada? Ne kadar finansmana ihtiyacınız var biliyor musunuz 3 milyar. Bunun yapılabilmesindeki tek sorun kabiliyet sorunu. Artık şapkanızı çıkarıp önünüze koyma vakti geldi. Bu şehirde en temel sorunları çözmesi gereken şirket asfalt üretemiyor. O şirketin elemanları servis verilemediği için ESHOT ile tramvayla gitmesi gereken yerlere gidiyor. Bu kadar vahim bir durum” diye konuştu.
AYDIN’DAN MEVKİDAŞINA “İL BAŞKANLIĞI” GÖNDERMESİ
Hızal’ın eleştirileri sonrası söz alan CHP Grup Başkan Vekili Murat Aydın ise “Tabi ki Sayın Hızal, önümüzdeki mecliste il başkanı olacağı için, faaliyet raporu görüşmelerinde bulanamayacağından bir ön görüşme açtı” dedi. Bunun üzerine AK Partili Hızal’ın laf atmasına karşılık Aydın, “Ben çok isterim Özgür Beyin böyle göreve gelmesini. Tabi partisinin kararı. Bu ülkede krediye erişmenin ne kadar zor olduğunu bilmeyen bir iş insanı var mı? Bizi dinleyenler sanabilir ki İZBB 1 milyar liralık borçlanma yetkisi istiyor sanabilir? Oysa İZBB borçlanma yetkisini bütçede aldı. Burada yeni bir borçlanmadan bahsetmiyoruz. Burada borçlanmayla ilgili başkana yeni bir araçla başkana yetki verilmesi. Buna neden ihtiyaç duyuldu? Kapısını çaldığımız bankalar, finans kuruluşları kredi veremiyor. Çoğu mali nedenlerle, kısmen siyasi nedenlerle kredi veremiyor ya da vermiyor. Peki, İZBB bütçesinde belirttiği bu krediyi nasıl temin edecek? Bununla ilgili yeni bir araç. Biz her yıl İZBB bütçesinin yüzde 38 ile 42 arası bütçesi yatırıma ayrılmıştır. Bu oranda yatırım yapan merkezi hükümetin yönettiği kamu kumru söyleyebilirler mi? Yok.”ifadeleri kullandı.
“ÇETİN BİR RAKİPTEN KURTULMA NİYETİ…”
CHP’li Aydın’ın ‘İl Başkanlığı’ ile ilgili sözlerine ise Hızal, “Murat Bey’e şunu söylüyorum. Ben İZBB meclis üyesiyim, grup başkan vekiliyim. Kendisinin çetin bir rakipten kurtulma niyeti olduğunu düşünüyorum. Ben burada olmasam da olmasam bile buradaki diğer meclis üyesi arkadaşlarımız Murat Bey’e ne kadar çetin bir rakip olduklarını göstermişlerdir” cevabı verdi.
“SAMİMİYETLE SÖYLEDİM”
Hızal’ın açıklamaları ardından Aydın da “Alaya alma ya da başka bir şey için değil, samimiyetle söyledim, burada olmasından da memnuniyet duyarım. Üzüntüye neden olmuşsam özür dilerim” diye konuştu.