İzmir Körfezi'nde balık ölümleri ve kötü koku sorunlarıyla gündeme gelen kirlilik, denize karışan su kaynaklarının sürekli ve sıkı denetimini gerektiriyor. Uzmanlar, özellikle endüstriyel ve evsel atıkların körfeze girişinin ciddi biçimde kontrol altına alınması gerektiğini belirtiyor.
Balık ölümleri ve kirlilik uyarısı
Ağustos ayının sonlarında Bayraklı ilçesi Turan sahilinde yaşanan balık ölümleri ve kötü kokular, İzmir Körfezi'ndeki kirliliğin ciddi bir boyuta ulaştığını gösterdi. Uzmanlar, kirliliğin kontrol altına alınmaması durumunda, ekosistemin daha da büyük zarar görebileceğini belirtiyor. Kötü koku problemi, özellikle Karşıyaka ve Bayraklı sahillerinde hissedilmeye devam ederken, yetkililer çözüm yolları üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Uzmanların görüşleri
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Ersoy Ömeroğlu, İzmir Körfezi'ndeki mikrobiyal dengenin bozulduğuna dikkat çekerek, "Körfezde suyun oksijen seviyesinin düşmesi balık ölümlerine neden oldu. Fabrikalar ve insan kaynaklı atıkların denize karışmasının önlenmesi şart" dedi.
Prof. Dr. Ömeroğlu, deniz suyundaki kirliliğin uzun süredir sinyaller verdiğini vurgulayarak, "Kırmızılaşma ve kötü kokular oksijen seviyesindeki düşüşün ilk işaretleriydi. Sorun ortaya çıkmadan önlem alınması hayati önem taşıyor" ifadelerini kullandı. Mikrobiyal dengenin korunması için atık yönetiminin sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiğini belirtti.
Mavi-Yeşil bakteri tehdidi
Akdeniz Koruma Derneği Denetleme Kurulu Üyesi Dr. Esra Öztürk Yiğit, körfezdeki sorunların temelinde endüstriyel, tarımsal ve evsel atıkların bulunduğunu söyledi. Yiğit, "Sıcaklık artışıyla birlikte mavi-yeşil bakteriler hızla çoğaldı ve suyun oksijen seviyesini tüketti. Bu da balık ölümlerine yol açtı. Sadece geçici çözümlerle bu sorunu çözmek mümkün değil" dedi.
Yiğit ayrıca, körfeze akan tüm atık kaynaklarının kontrol altına alınması ve uzun vadeli çalışmalarla mikrobiyal dengenin yeniden kurulabileceğini vurguladı. Denizin oksijen seviyesinin artırılması için atık yönetimi konusunda daha kapsamlı bir sistem kurulması gerektiğini belirten Yiğit, halkın da bu süreçte aktif rol almasının önemine dikkat çekti.
