İzmir Körfezi'nde yaşanan toplu balık ölümleri, çevre kirliliğinin deniz ekosistemine olan etkilerini gözler önüne seriyor. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, özellikle dibe bağlı yaşayan balık türlerinin kirlilikten en çok etkilenen grupta olduğunu belirtti. Çipura, sargoz, lidaki ve mırmır gibi türler, körfezdeki kirli koşulların kurbanı oldu.
Kirliliğin sıcaklık artışıyla bağlantısı
Prof. Dr. Tanrıkul, İzmir Körfezi'ndeki kirliliğin kökeninin 1970'lere dayandığını ifade etti. Artan nüfus ve kentleşme ile birlikte kirliliğin büyüdüğüne dikkat çekti. Bu yıl global deniz suyu sıcaklıklarının artması, körfezdeki kirlilikle birleşince balıkların yaşam ortamında ciddi bozulmalara neden oldu. Tanrıkul, “Kirlilik ve sıcaklık artışı, balıkların çevresel etkenlere karşı toleransını azaltıyor. Su sıcaklıklarının yükselmesi ve oksijen miktarının düşmesi ölümlerin başlıca nedenlerinden” dedi.
Kefaller dahi etkileniyor
Özellikle kefal gibi çevre kirliliğine dayanıklı türlerin bile etkilendiği belirtiliyor. Prof. Dr. Tanrıkul, ölümlerin İzmir Körfezi'nde geniş bir alana yayıldığını ve dibe bağımlı balık türlerinin yanı sıra, su yüzeyinde ve ortasında yaşayan balıkların da bu sorundan etkilendiğini vurguladı. “Levrek ve diğer etçil balıklar da ölümlerden nasibini aldı” dedi.
Tüketim uyarısı
Tanrıkul, İzmir Körfezi'nden yakalanan balıkların tüketilmemesi gerektiğini açıkladı. Ölen balıkların üzerinde mikrobiyolojik ve kimyasal yüklerin yüksek olduğunu belirten Tanrıkul, tüketilmesi halinde ciddi zehirlenme vakalarının yaşanabileceğini uyardı. Sonbaharda sıcaklıkların düşmesiyle su altı yaşamının iyileşmesi beklense de, mevcut durumun ciddiyeti dikkat çekici.
