Atatürk’e “Gazi” unvanı verilişinin 103. yıl dönümü Aliağa’da kutlandı Atatürk’e “Gazi” unvanı verilişinin 103. yıl dönümü Aliağa’da kutlandı

İzmir Devlet Tiyatrosu'nun dinamik yöneticisi Burcu Aksakal, tiyatroya olan tutkusu ve sahneye olan bağlılığı 10 yaşında başlayan, çocuk yaşta sahneye adım atan ve yıllar içinde tiyatronun her alanında deneyim kazanan Aksakal, sahneye olan aşkını ve tiyatronun kendisini nasıl dönüştürdüğünü içten bir dille paylaşıyor. Haber Ekspres Gazetesi'nden Burcu Yanar'ın özel röportajına göre, Burcu Aksakal, çocukluk yıllarındaki tiyatro sevgisinden profesyonel kariyerine, sahne arkadaşlıklarından hayalindeki rollere kadar geniş bir yelpazede, tiyatroya dair derin bilgilenme ve deneyimlerini paylaştı. Ayrıca 1 Ekim’de başlayacak olan yeni sezonda "Rembetiko" adlı müzikalin ayrıntılarına da yer vererek, tiyatronun günümüzdeki yerinden bahsetti.

10 yaşından beri sahneye çıktığını ve sahnelerde büyüdüğünü söyleyen İzmir Devlet tiyatrosu Müdürü Burcu Aksakal, “Hayatımın birinci planında hep tiyatro var. Beni ehlileştiren bir mesleğim var. Beni yonttu, büyüttü, geliştirdi, dönüştürdü ve değiştirdi. Hayatta kimini evlatları dönüştürür, kimini eşleri dönüştürür beni de işim dönüştürdü. Sağlığım el verdiği sürece hayatımın sonuna kadar yapmak istediğim bir iş tiyatro. Hamurumda bu iş var” diyerek samimi itiraflarda bulundu.

Bu işe nasıl başladınız?

Çocuk oyuncu ve kursiyer olarak başladım. Sonrasında 2001 Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü’nü kazandım. Böylelikle profesyonel olarak kendimi bu mesleğin içerisinde buldum. Küçükken annem bile benimle turnelere gelirdi.

Hayallerimi yaşıyorum

İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Burcu Aksakal, Çocukluk Hayalini Yaşıyor (1)

Tiyatroya olan tutkunuz nasıl başladı?

Tiyatro sevgim çocukluktan geliyor ancak 7 sülalemde de tiyatrocu yok. Benden sonra da ailede kimse yok ama babam sanata ve müziğe meraklıydı. O zamanlar kasetler vardı. Babam Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın kasetlerini izliyordu evde ve gülüp eğleniyorduk. Herhalde o çok dikkatimi çekiyordu. Ben de 4 buçuk yaşındayken hepsini ezberledim. Hala daha ezberimdedir ve bugün sahneye konulsa oynayabilecek kadar hafızamda yer edinmiştir. Babam bana oradan bir replik söylerdi ben de onu devam ettirir ve herkese oynardım. Tiyatronun içinde olmak çocukluk hayalimdi ve şu an hayallerimi yaşıyorum.

Birlikte rol aldığınız ünlü isimler kimler?

Güzelyalı’da Konak Belediyesi kültür ve Sanat Müdürlüğü vardı. Orada kursiyerdim. Orta okuldayken sabah derse gidip okul çıkışı tiyatroya koşardım. O zamanlar beraber oynadığım insanlar şimdi ünlü. Örneğin Kadir Çermik, Rıza Kocaoğlu, Bülent Seyran, gibi oyuncularla hep çocukluk arkadaşıydık.

Başka bir iş yapmayı düşünmediniz mi?

Bizim işimiz nefes nefese bir iş. Seyircinin nefesini şah damarınızda hissettiğiniz bir iş. Seyirci sıkıldıysa, mutlu olduysa, dertliyse hepsini hissediyorsunuz. Bu yüzden benim için çok kıymetli. İki tane kısa film de çektim başarılı oldu çekerken hoşuma da gitti ama yine de oyunculuğu seyirci için yapmak ve canlı oynamak çok daha farklı bir his.

Hayalinizde birlikte oynamak istediğiniz bir oyuncu var mı?

Gençken çok daha farklı bakış açılarım vardı. ‘Şu oyunu oynamadan ölmeyeceğim’ derdim. Yıllar sonra çok istediğim bir rolde kendi hocamı izledim ve gidip elini öptüm. O rolden vazgeçtim. Arthur Miller’in Cadı Kazanı isimli oyununda Elizabeth isimli bir karakter var. Onu oynamayı çok isterim. Ama olmazsa da kendimi paralamam ve bunun için hayatta bir şeyleri tırmalamam çünkü şunu keşfettim. İçinde bulunduğun duruma uygun roller seni buluyor. Bir rol seni buluyorsa bir sebebi vardır. Bu yolculuğa girdiğiniz zaman aslında büyük küçük her rolü sevmeye başlıyorsunuz.

Meslek hayatınız boyunca hiç pişmanlık yaşadınız mı?

Hiçbir pişmanlığı yok. Ben hep devlet tiyatrosunda oyuncu olmak istedim. Derslerim erken bittiğinde mutlaka oyunları izlemeye giderdim. Sahnede büyümek istediğim için İstanbul’ a gitmediğim için hiç pişman değilim. Ama Üniversiteyi bitirirken Arzu Tramvayı oyununda Blanche’yi oynamaya başladım. 26 yaşındaydım. Karakter de 40’lı yaşlarının ortalarındaydı. Onu oynarken daha donanımlı olmayı dilerdim. Bu yaşlarda o role bakışım gerçekleşsin isterdim.

Perde 1 Ekim’de açılıyor

İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Burcu Aksakal, Çocukluk Hayalini Yaşıyor (2)

Yeni sezonda bizleri neler bekliyor?

Bu yıl Bornova bozkurt Kuruç Sahnesi’nde 1 Ekim’de Rembetiko oyunu ile perde açacağız. Baya büyük bir müzikal. Sahnede güzel bir orkestramızın da olduğu İzmir’den Yunanistan’a doğru olan bir mübadele hikayesi. Şimdiden tüm provalar başladı. Bana da büyüleyici gelen bu hazırlık süreci, emek ve alın teri yeni sezonda da izleyicilerimizi yeni maceralara sürükleyecek.

Seyirci sayımız arttı

İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Burcu Aksakal, Çocukluk Hayalini Yaşıyor (4)

Türkiye’de tiyatroya bakışı ve çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben bir kurum tiyatrosu içindeyim ama özel tiyatroları da gidip izliyorum. Özel tiyatrolar ekonomik sıkıntılar yaşıyorlar ve bu zor bir durum ama içinde bulunduğumuz teknolojik dönem biraz insanı insandan kopardı. Fakat bu insanları tiyatroya daha çok getirdi. Bizim seyircimiz yüzde 60 oranında arttı. Dilerim önümüzdeki sezon daha da artar. Çünkü insanlar yaşayan enerjileri görmek istiyor. Bizim işimiz hikayeyi size canlı yaşatıyor. Biraz sanatı izlerseniz içinde iyileşirsiniz. Bu bilinçteki oyuncuları sahnede görmek ve seyircide yeni düşünce kanalları oluşturabilmek oldukça önemli. Toplum olarak bağ kurmaya ve yüzeysellikten çıkmaya ihtiyacımız var. Tiyatro bu anlamda bir köprü görevi görüyor.

Editör: Aykut Akyürek