İZMİR EKSPRES

İzmir Çeşme'yi kapsayan büyük projenin iptali yeniden gündeme geldi

‘Çeşme Projesi'nin 'siyasi engel'e takıldığına işaret eden ve Başkan Tunç Soyer’in projeyi sabote ettiğini söyleyen Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un sözlerini, ETİK Başkan Yardımcısı ve Destination İzmir Başkanı Bülent Tercan yorumladı

Abone Ol

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İzmir'in turizm cenneti Çeşme ve Didim'i de kapsayan 'Ege Turizm Merkezleri Projesi'nin siyasi engellerle iptal edildiğini söyledi. Ulusal bir gazeteye verdiği röportajda Çeşme'nin siyasi engeller silsilesine takıldığına işaret eden Bakan Ersoy, "Çeşme ve Didim Etabı vardı. ‘Lütfen siyasileştirmeyin’ dedim. Projeler siyasileştiriliyor. Peki, ne oluyor? Mahkemeler açılıyor. Bir sürü propaganda yapılıyor. Bilirkişi olumsuz rapor yazıyor. O proje belediyeye de yöre halkına da yük getirmiyordu. Arazinin yüzde 98'i kamunundu. Kapalı kapılar arkasında farklı konuşuldu, dışarı çıkınca siyasallaştırıldı. O zamanın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer resmen sabote etti. Ama destek olsalardı o proje şimdi hayata geçmişti" ifadelerinde bulundu.

Konuyla ilgili gazetemize konuşan ETİK Başkan Yardımcısı ve Destination İzmir Başkanı Bülent Tercan, Bakan Ersoy'un eleştirilerine paralel bir açıklama yaptı. Çeşme'yi kapsayan projenin amacının yabancı turisti çekmek olduğunu vurgulayan Başkan Tercan, "Turizm Bakanlığı bölgede bir planlama yaptı. Alaçatı'dan başlayıp Nergis Koyu’na kadar büyük bir alanı da kapsayacak şekilde İzmir'e doğru gelen bir bölgede içinde tatil köyleri, termal alanları, golf sahaları ve yat limanlarının olduğu büyük bir turizm projesiydi. Buradaki amaç yabancı turisti çekmekti. Fakat bu planlamaya dönemin Çeşme Belediyesi Başkanı Ekrem Oran, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP ile kol kola çalışan Şehir Plancıları Odası mahkemeye başvurup iptal ettirdiler. Bakanın 'siyasi engelleme' dediği durum bu" dedi.

'Çeşme ağır hasta'

Ayrıca Tercan, Çeşme'nin ağır hasta olduğuna da işaret ederek "Şimdi Çeşme'nin hali içler acısı. Turist yok. Bakan ise bu planla yabancı turistin akınını istedi. Çeşme ise 30 yıldır otel ruhsatları verilen rezidanslar çöplüğü oldu. O bölge şu anda büyük bir kaosta. Planlara itiraz ediyorlar, kabul. O zaman yönetimde olanlar Çeşme'de bir katliam yaptı. Ilıca Termal sularının üzerine beton döküp dükkanlar yaptılar. 30 yıllık Çeşme Belediyesi turizmden çok uzak. Turizm Çeşme'de bitti. O projenin iptaliyle yabancı turistten de mahrum kaldık dövizden de. Çeşme, tek pazarda sadece İstanbul'un zenginiyle idare etmeye çalışıyor. Turizmi çeşitlendirmek lazım, yabancı turist lazım. Çeşme turizm açısından ağır hasta" şeklinde konuştu.

Soyer’den yanıt

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Çeşme Projesi’ni ‘sabote’ ettiğini iddia ettiği önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Bakan’a cevap verdi. Soyer, “Çeşme’nin geleceğinin karartılmasına engel olduğumun söylenmesi daha doğru olur” dedi.

Güler: Süreç doğru işlemedi

Çeşme Yarımada Derneği Başkanı Ahmet Güler, projeye hukuksal itirazın hâlâ sürdüğüne dikkati çekerek, "Proje hala mahkemede ve davalarımız da devam ediyor, Danıştay’ın 56. Dairesi’nde. Ama belli ki Bakan Mehmet Nuri Ersoy, bu projeye 'sabote' dediğine göre vazgeçmiş. Çeşme'nin iki tarafı arasında çekişme yaşıyor. Süreç aslında doğru işlemedi. Hepimiz de bölgenin daha fazla turist çekmesini istiyoruz. Buna karşı olmak akıllara ziyan. Ne yazık ki bakanlık süreci doğru yönetmedi. Bu proje çok önemli elbette. Sürece dahil olması gereken çevre dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler en başından dahil edilmedi. Sadece kendilerini destekleyen sivil toplum kuruluşlarını, İzmir Ticaret Odası'nı dahil ettiler’’ dedi.

"Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran'ın sert tepkileri sonrasında belediye dahil edilebildi. Herkes bu projeye en başından dahil edilseydi, süreç buraya gelmezdi" diye sözlerine devam eden Güler, projenin yaşadığı hukuksal süreci ise şöyle açıkladı:

"Bu proje hakkında ilk olarak 2020 Şubat ayında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlandı. Birçok kuruluş, Mimarlar Odası ve İzmir Tabip Odası da var,  Danıştay 6. davasında Cumhurbaşkanlığı’nın kararnamesine karşın dava açıldı. 2022'de de bilirkişi geldi ve Ege Üniversitesi’nden hocalar atandı. Raporda ise 'kamu yararı yoktur, çevre ve doğal alanlar yok edilecektir' sonucu çıktı. Mahkeme bunun üzerine itirazı kabul etti. Bir üst mahkeme ise başka bir bilirkişi çalışması ile reddetti. Bu süre zarfında ise 'alanların SİT değeri' düşmesiyle davacılar lehine sonuçlandı. Ve dava da hâlâ devam ediyor. Bölgenin böylesi bir projeye ihtiyacı var. Ama tüm paydaşlarla yapılması gerekiyor. Bakanlığın birkaç memurla bu konuda karar verici olmasını istemiyoruz."