Haberekspres Gazetesi muhabirlerinden Burcu Yanar’ın özel röportajına göre; TÜİK nüfus verilerini açıkladı. Türkiye'de yetişkin nüfusun boşanma oranları yüzde 5'e çıkarken en çok boşanma olan şehir ise İzmir oldu. Peki neden? Sorunun cevabını Avukat Seylan Seyhan detaylarıyla anlatıyor.
Sizlere en çok başvurulan boşanma sebebi nedir?
Günümüzde en çok başvurulan boşanma sebebi sadakatsizlik yani hukuki terimi ile Türk Medeni Kanunu’nun özel boşanma sebeplerinden biri olan zina kavramı ile açıklıyoruz. Türk Medeni Kanunu madde 161’in birinci ve ikinci fıkralarına göre: ‘’Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.’’ Görüleceği üzere zina eylemi yasalarımıza göre bir suç ya da kabahat teşkil etmese de mahkemelere çok yaygın şekilde başvurulan bir boşanma sebebidir. TMK.m.161’in üçüncü fıkrasını eklemek gerekirse ‘’Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’ Bu nedenle evlilik birliğinin temelinin kusurlu haller ile sarsılması o kusurun affedilmesi veya hoşgörü ile karşılanması halinde kusuru ortadan kaldırmaktadır. Yargıtay kararlarına göre; eşlerin boşanma davası öncesi otelde kalması, fiziksel şiddet veya hakaret eyleminden sonra evlilik birliğini devam ettirmek, tarafların ortak konutta yaşamaya devam etmesi gibi hususlar af niteliğinde sayılmaktadır. Önemle belirtmek isterim ki mahkeme huzurunda affettiğiniz gerekçelere dayanarak yeniden aynı sebepler ile boşanma davası açamazsınız.
Çekişmeli ve anlaşmalı boşanma farkları nedir neye göre dava açılır?
Boşanma davaları anlaşmalı boşanma davası veya çekişmeli boşanma davası şeklinde açılabilmektedir. Eğer taraflar boşanma ve boşanmanın hukuki sonuçlarına ilişkin tüm hususlar üzerinde anlaşabiliyorlarsa, anlaşmalı olarak boşanmaları hem maddi, hem de manevi olarak süreci daha elverişli ve tahammül edilebilir kılacaktır. Ancak taraflar boşanma ve hukuki sonuçları üzerinde anlaşmaya varamıyorlarsa, örneğin her iki taraf da boşanmak istiyor olmakla birlikte müşterek çocuğun veya çocukların velayetinin hangi tarafta bırakılacağı hususunda anlaşamıyorlarsa ya da nafaka veya tazminat hususlarına ilişkin olarak anlaşma sağlayamıyorlarsa, çekişmeli boşanma yoluna gidilmesi gerekecektir.
Çekişmeli boşanma davaları yüz bin TL’yi aşıyor
Boşanmanın maliyetleri nelerdir?
Boşanmanın maliyetleri çekişmeli veya anlaşmalı olması ile tarafların mali durumuna göre değişkenlik göstermektedir. 2025 yılında, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen asgari boşanma avukatı ücreti en az 30 bin TL + yüzde 10 KDV olmak üzere toplamda 33 bin TL olarak güncellenmiş olsa da özellikle çekişmeli boşanma davalarında delillerin zorluğu, harcanan emek ve mesai, uzayan süreç ve artan masraflar nedeniyle 100 bin TL’yi aşmaktadır.
Boşanma İzmir’de toplumsal kabul görüyor
İzmir’in boşanmada birinci sırada olmasının sebebi nedir?
Öncelikle bunun temel sebebi İzmirli kadınların boşanma sürecindeki daha cesur ve kararlı duruşlarıdır. Her ne kadar Helenistik Dönem’den beri mitolojilere de konu edildiği üzere İzmirli kadınların güzelliğe olan düşkünlüklerinden bahsedilse de asıl öne çıkması gereken özgürlüklerine olan bağlılıkları, toplum baskısını değil kendi mutluluklarını ön plana almalarıdır. Bu durum aslında yeni değil 2012 yılından beri TÜİK verileri bize İzmir’i gösteriyor. Zira boşanma, İzmir’de toplum tarafından kabul görüyor. İkinci veya üçüncü evlilikler normal karşılanıyor. İzmirli aileler de eğer evli olan çocukları evliliklerinde mutsuzsa, şiddet varsa boşanmayı destekliyor. Kısacası İzmir’de boşanmayla ilgili herhangi bir sosyal baskı yok. Araştırmalara göre kadınlar, şiddetli geçimsizlik olmasına rağmen boşanma kararı almakta zorlanıyor. Ekonomik bağımsızlığın olmaması, aile baskısı, kadınların evliliği sona erdirmesi noktasında özgür karar vermesini engelliyor. Daha eğitimli, çalışan, ekonomik bağımsızlığı olan kadınlar bir birey olarak yaşamları hakkında karar verebiliyor. İzmir’de bu bilincin yüksek olduğu yıllardır bilinen bir gerçek. O nedenle çok uzun yıllardır TÜİK verilerinde İzmir’in genel olarak birinci sıralarda olduğunu görüyoruz.
Boşanma sırasında hukuki haklarını bilmeyen çiftler için hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz bu nedenle hak kaybı yaşamamak adına avukat desteği alınması çok önemli. Ülkemizde her ilde olan Baroların adli yardım birimleri vatandaşlara ücretsiz olarak destek olmaktadır. Adli Yardım, mali gücü yetersiz olanların dava açma hakkından yoksun kalmaması için getirilmiş bir ilkedir. Mali olanakları yetersiz kişilerin dava harç ve masraflarından muaf tutulması ve kendisi için baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilmesidir.
Boşanma sırasında çocukların velayeti konusunda nelere dikkat edilmelidir?
Velayet, çocuğun kişi varlığının ve malvarlığının korunması, onun temsil edilmesi konusunda ana babaya görevler yükleyen ve bunların en iyi biçimde yerine getirilmesi için onlara yetkiler sağlayan bir kurumdur. Velayet konusundaki en önemli husus ise çocuğun üstün yararı ilkesidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin genel ilkelerinden biri olan “Çocuğun Yüksek Yararı İlkesi”, çocuk hukukunun en temel ilkesidir. Önemli olan, çocuğun hangi tarafta kalması halinde daha iyi yetiştirileceği ve bakılacağı, eğitim ve öğreniminin daha iyi sağlanacağıdır.
Boşanma süreçlerine aile terapisi eklenmeli
Eklemek ve dikkat çekmek istediğiniz bir nokta var mı?
Evlilik başarı değildir, gerçek ve sağlıklı bir ilişki sürdürebilmek başarıdır. Ayrılmak da başarısızlık değildir. Zira bugün paylaşılan TÜİK verileri buzdağının sadece görünen kısmı. Özellikle boşanma süreçlerinde aile terapisinin zorunlu hale getirilmesi her anlamda olumlu bir gelişme sağlayacaktır. Sağlıklı boşanma en çok da çocuklar için yaşamsal önemdedir. Dağılmadan ve mümkün olan en az travma ile boşanmanın gerçekleşebilmesi aile terapisi desteği alarak kolaylaşır. Zira boşanma sürecinde ebeveynler genellikle kendi yaşadıkları zorluklar nedeniyle çocuklara yeterince destek olamayabilirler. Şu an ki mevzuat gereği boşanma talepli davalarda arabuluculuk zorunlu değil ama bu müessesenin yerine zorunlu şekilde aile terapisi atamaları hem bireyler hem de toplum adına yerinde bir düzenleme olacaktır. Nitekim Adalet Bakanlığı’nca yapılan sözlü açıklamada da aile içi şiddet ve kamu yararı alanına giren konular haricinde dünyadaki örneklerindeki gibi aile arabuluculuğunu Türk hukuk sistemine getirmenin amaçlandığı ifade edilmiştir. Fakat aile arabuluculuğunun yanında zorunlu olarak aile terapisi de eklenmelidir.