Haber Ekspres gazetesinden Turgay Kılıç’ın haberine göre; İzmir Barosu, Özgür Kürsü’de çocuk haklarının hiçe sayıldığına dikkati çekerek “20 Kasım gününün Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmasının 35. yılında çocukların en temel hakkı olan “yaşam hakkının” hiçe sayıldığı günlere tanıklık etmenin derin acısı, utancı ve öfkesi içindeyiz” dedi.
‘Hakkı elinden alınan çocuklar ülkesi’
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü sebebiyle bir araya gelen İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyeleri, baro binasının önünde ‘Özgür Kürsü’de öldürülen çocukların sesi olmak için haykırdı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Av. Bedriye Kurtuluş Türk, “Leyla, Sıla, Narin ve Şirin’in ve daha nice çocuğun yaşam haklarının ellerinden alınması, çocuk hakları yerine ataerkil ve kutsal aile politikalarının ön plana çıkarılmasının çocuklarınasıl tehlikeye soktuğunu en acı biçimiyle gösterdi bizlere. Çetelerin yeni doğan çocukların yaşamlarını kazanç aracına çeviren onursuzluğunun yirmi bir çocuğun yaşam hakkınıyitirmesine yol açmasıyla sarsıldık bir kez daha. Doğar doğmaz yaşam hakkı elinden alınan çocuklar ülkesi haline getirildi ülkemiz” söyleminde bulundu.
“Derin yoksulluğun yol açtığı hak ihlalleri”
Av. Türk, Selçuk’ta bir evin yanmasıyla hayatını kaybeden 5 çocuk için ise “Selçuk’ta en küçüğü bir, en büyüğü beş yaşında olan verefakatsiz bir şekilde kalmak zorunda bırakılan beş çocuk,baraka evde çıkan yangında yaşamlarını yitirdiler. Derin yoksulluğun yol açtığı hak ihlallerinin yaşam hakkı ihlaline kadar uzandığı ağır günlerden geçiyoruz” diyerek MESEM konusunda şunları aktardı
“Çocuklar MESEM’lerde çalıştırılarak ekonomik sömürüye maruz bırakılırken ne acıdır ki iş cinayetleriyle yaşamdankoparıldılar, koparılıyorlar. Çocukların ölmesinin “doğal” olmadığını, önlenebilir sebeplerle yaşamlarını yitirdiklerini, çocukların yaşam hakkına dair temel sorumluluğun devlette olduğunu ve bu sorumluluğun devlete pozitif ve negatif yükümlülüklergetirdiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Çocukların yaşam hakkının ellerinden alınmasının sorumlularıcezasız kalmamalıdır. Bunun için de çocuklara yönelik suç teşkil eden tüm eylemler, etkin bir şekilde soruşturulmalı, kovuşturulmalı ve cezasızlık politikalarına derhal son verilmelidir.”
‘Çocuklar eğitimden koparılıyor’
İzmir Barosu Av. Türk, çocuklarını yeni eğitim sistemiyle okullardan koparıldığına işaret ederek “Bu sarsıcı gündemin yanı sıra şiddet ve yoksulluk çemberinde olan milyonlarca çocuk,4+4+4 sistemi ve taşımalı eğitimde yapılan değişiklikler nedeniyle eğitimden hızlakoparılmaktadır. Ülkemizdeki çocukların dörtte birinin okula aç gittiği için zihinsel, bedensel, bilişsel ve duygusal gelişimlerinin olumsuz etkilendiği, gelişim ve öğrenme kapasitelerinin düştüğü, bodurluk ve obezitenin ciddi oranlarda artış gösterdiği, konunun uzmanlarınca açıklanmaktadır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 4-6 yaş Kur’an kursları destek programına aktarılan milyarlarca liralık kaynak, dernek adı altında cemaat ve tarikatlara aktarılan diğer maddi kaynaklar, çocukların bir öğün ücretsiz beslenmesine ve temiz suya erişimine aktarılmalıdır.
Bilimdışı ve hurafelerle dolu müfredatla, ÇEDES ve benzeri projelerle her geçen gün çocukların laik, bilimsel ve çağdaş eğitim hakkı gasp edilmektedir” şeklinde konuştu.
‘Davaların takipçisi olacağız’
Lanzarote Sözleşmesine de değinen avukat Türk, “Çocuk Hakları Sözleşmesi, Lanzarote Sözleşmesi ve tarafı olduğumuz diğer uluslararası sözleşmelerin gerekleri yerine getirilmeli, çocukları her türlü riskten koruyacak önleyici/koruyucu mekanizmalar kurulmalı ve sadece çocuklara özgü ihbar, koruma ve bilgilendirme hatları tesis edilmeli, çocukların eşit, ayrımcılıktan ve şiddetten uzakyaşama hakları ivedilikle güvence altına alınmalıdır. İzmir Barosu olarak yaşama, hayatta kalma, gelişim, bakım, sağlık, bilimsel, laik, nitelikli, parasız eğitim haklarından yoksun bırakılan, çalıştırılarak emeği sömürülen, erken yaşta zorla evlendirilen, ticari ve cinsel sömürüye, fiziksel, duygusal, ekonomik, cinsel istismara maruz bırakılan, savaş ve çatışma alanlarında bulunmak zorunda bırakılan ve doğuştan sahip oldukları haklarını kullanamayan tüm çocuklariçin mücadele etmeye, bu konularda açılmış ve açılacak davaların takipçisi olmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.