İZMİR EKSPRES

İzmir Barosu avukatlarından Orçun Çelik çocuk cinayetlerini anlattı

Ülke genelinde çocuk işçilerin sayısı artarken İSİG’in raporlarında ise çocuk işçi ve çocuk ölümlerinin sayıları da ciddi oranda artış gösteriyor.

Abone Ol

Türkiye’nin karasal kesimlerinde çocukların çoğu ailenin ekonomik yükünü sırtlarında taşıyarak farklı dallarda çalışmak zorunda kalıyor. Haber Ekspres gazetesi'nden Turgay Kılıç'ın haberine göre, Ailelerine destek olmak için hizmet, tarım, inşaat gibi zorlu koşullarda çocukların çalıştırılmasına sitem eden İzmir Barosu avukatlarından Orçun Çelik, “Aslında ‘çocuk işçi’ diye bir tabir olamaz, olmamalı. Hukuki alt yapıya bakmakta fayda var. Burada ise Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi çok önem taşıyor. İlk olarak, en başta bu sözleşme dikkate alınır. Burada çocukların tanımı, ‘Cinsiyeti fark etmeksizin 0-18 yaş arası herkes çocuk kabul ediliyor’ diye yazılır” diyerek çocukların güvencesiz, sendikasız ve ucuz iş gücünden dolayı zoraki çalıştırıldığından iş yerinde çocukların hayatını kaybetmesinin de önü açıldığına dikkati çekti.

Çarpıcı detaylar

Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) raporlarında 2020 yılında 15-17 yaş arasındaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 16,2 olduğunu, bu oranın 2023 yılına yüzde 22,1’e yükselerek son 10 yılın zirveye çıktığını aktardı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi tarafından paylaşılan bilgiye göre ise 2013-2024 yılları arasındaki verilerde en az 695 çocuk işçinin çalışırken yaşamını yitirdiği raporlandı. Sosyal İş Sendikası, bu konuya eğilerek yeni veriler ortaya çıkardı. Sosyal-İş SEN, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) kapsamında çalıştırılan 400 bini aşkın çocuktan 336’sı son bir yılda işyerlerinde kaza geçirdiğini ve 9 çocuk hayatını kaybettiğini aktardı.

Yasalarda bükülme

Avukat Orçun Çelik, gazetemize yaptığı açıklamada BM mevzuatıyla 4857 sayılı iş kanunu arasında bükülme olduğuna işaret ederek “Bizim mevzuatımızda burada biraz bükülme görülüyor. 4857 sayılı iş kanunu uyarınca çocuk işçi ve genç işçilerin çalışmasına dair yönetmelik yer alıyor. Şu anda bu yürürlükte olan bir yönetmeliktir. Buradaki iki ayrım var. Çocuk işçi, 15 yaşın altındakilerine deniyor, 15-18 yaş arasına ise genç işçi deniliyor. Uluslararası sözleşmeye göre farklı iki kola ayrılarak ilerliyor. Bu zaten uluslararası sözleşmeye aykırıdır” ifadelerine yer verdi.

Çocuklar için tehlikesiz iş yok

Yönetmeliğin düzenlediği çerçeveyi çizen Çelik, “Bu yönetmelik devamında hukuku burada arıyoruz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayımladığı kitapçıkta da bu yönetmeliğe atıfta bulunuyor. Çocukların hangi işlerle çalıştırılması, hangi işlerde çalışmaması konusu ele alınıyor. 14 yaşını bitirmiş ve 15’inden gün almamış çocuklar, meyve-sebze toplama işlerinde çalışıyor. 15-18 yaş grubu ise meyve-sebze-konserveciliği, fayans seramik imalatı, su bazlı tutkal, kola imalatında çalışabiliyor. 16 yaş ve üzeri çocuklar ise kiremit, tuğla üretimi, tarafından eşya imalatı, selüloz üretimi, kâğıt üretimlerinde çalıştırılabiliyor. Kamuoyunda ise çocuklar hafif işlerde çalıştırılır gibi yanlış bir algı var. Çocuklar hafif işlerde çalıştırılır, ağır işlerde çalıştırılmaz gibi söylemler var. Oysaki bahsettiğimiz işler, hiç de çocuklar için hafif, tehlikesiz işler değil. Aynı zamanda bunlar son derece endüstriyel, profesyonellik isteyen işlerdir” dedi.

Çocuklarda güvence yok

Avukat Çelik, “14-15 yaş arası çocuklar sebze-meyve toplama işlerinde çalışıyor. Çok zorlu bir iş gibi gelmese de İSİG meclisi raporlarında çocuk cinayetlerinde tarımsal faaliyetlerinde meydan geldiği görülüyor. Burası en çok risk uyandıran meslek dalları. Bunun yanında kayıt dışı, mülteci işçiler de var. Onlar da ne yazık ki bu istatistiklerde yer almıyor. İSİG verilerine göre de en az 2 milyon çocuğun çalıştırıldığını söylese de ben bu rakamı az buluyorum. Daha fazla çocuğun çalıştığını söyleyebilirim” diyerek asıl konuşulması gereken konunun çocuk işçilerin neden çalıştırıldığı olduğuna değindi. Birincisi çocukların işveren tarafından daha az masrafla daha fazla iş imkanından faydalanmak içindir. Bu yüzden çocuk işçi her zaman işverenin isteyeceği bir işçi statüsüdür. Bunun yanında çocuk işçinin daha fazla hüküm sürmesi, emir vermesi olacaktır. Çocuk işçilerinin iş güvencesi ve sendikal faaliyetleri olmamasından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

14 yaş altına MESEM kapısı

Buna eş olarak da Mesleki Eğitim Merkezi’ne (MESEM) değinen Çelik, “Mesem konusunda da değinmek isterim. Kanunlarımız gereğince 14 yaşın altında çocuklar çalıştırılamıyor. MESEM ise bunu da önüne geçerek 14 yaşından küçük çocuklar dahi çalışma hayatına dahil edilebiliyor. Okul mezunu olan 12-13 yaşındaki bir çocuk yaş sınırı olmazısın fabrika veya atölyelere çalıştırılmaya gönderilebiliyor. Asgari ücretin 4’te 1’i kadar ücretle ve zorlu koşullar altında çalıştırılıyorlar. Çocukların çalıştırılmalarını kanıksanmaması gerekiyor. Çocukların okullarda olması gerekirken iş yaşamında patronların emri altında olması doğru değil” ifadelerine yer verdi.