8 Ekim 1996 tarihinde, Ege Denizi'nin uluslararası hava sahasında Türk ve Yunan jetleri arasında bir it dalaşı yaşandı. İkili kol halinde uçan F-16C tipi Türk jetinin pilotu Binbaşı Mustafa Akman ile F-16D tipi uçakları yöneten Öğretmen Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan, Yunan jetleri tarafından önleme eylemine maruz kaldı. Yunan jetleri, Türk uçaklarına radar kilidiyle yapılan simülasyon atışına rağmen çatışmayı sürdürdü.
Uçakların düşürülmesi ve sonrası
Olayın ilerleyen dakikalarında Yunan Mirage-2000 uçaklarından birinin pilotu Teğmen Thanos Grivas, Türk F-16D uçağına gerçek bir füze ateşleyerek düşürmeyi başardı. Kurmay Yarbay Osman Çiçekli, ağır yaralarla uçağından atlamayı başarırken, Nail Erdoğan kokpitte kalarak Ege Denizi'ne düştü.
Kurtarma çalışmaları ve resmi açıklamalar
Yapılan kurtarma çalışmaları sonuçsuz kalırken, Erdoğan’ın cenazesi de Ege Denizi’nden çıkarılamadı. Türk yetkililer, yıllarca olayın bir kaza olarak nitelendirilmesi için uğraşırken, şehidin cenazesinin bulunamaması üzerine "gaiplik" sebebiyle verilen şehadet belgesine olay kaza olarak kaydedildi.
Yunan dergilerindeki itiraflar
Yıllar sonra bir Yunan dergisinde olayla ilgili fotoğrafların yayımlanması, Türk yetkililerinin önceki açıklamalarını sorgulatmaya başladı. Dergide, Yunan uçağına çizilmiş kill mark ile Nail Erdoğan’ın uçağının düşürülmesi açıkça belgelenmiş oldu.
Osman Çiçekli'nin açıklamaları
Pilot Yarbay Osman Çiçekli, birçok mülakatta olayın örtbas edilmesini dile getirdi. 2012 yılında yapılan bir röportajda, zamanın hava kuvvetleri komutanının “Bu olay üzerine kimse konuşmayacaktır” dediğini belirtti. Çiçekli, yaşananların Türk milletinin bir yara aldığını ve bu konunun unutulmaması gerektiğini ifade etti.
Düşürülen uçağın durumu ve kurtarma çabaları
Çiçekli, 2002 yılında bir Yunan dergisinin yayınladığı Türk bayrağıyla süslenmiş Mirage uçağının fotoğrafının bu savaş geleneğini yansıttığını vurguladı. Düşürülen uçağın enkazının çıkarılmaması, olayın derinlemesine araştırılmadığını gösteriyor. Uçağın düştüğü yerin tespiti ve kurtarma çabaları, dönemin koşullarında oldukça basit olsa da, yetkililerin bunu gerçekleştirmediği öne sürülüyor.
Nail Erdoğan'ın kaybı ve olayın ardından yaşananlar, Türk hava kuvvetleri ve kamuoyunda derin izler bıraktı. 22 yıl sonra bile devam eden tartışmalar, olayın karanlıkta kalan yönlerinin aydınlatılması gerekliliğini ortaya koyuyor.
Düşürülen uçağımız.