Türkiye'nin gündemini uzun süre meşgul eden erken seçim tartışmaları, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yeniden gündeme geldi. CHP'nin yükselişi ve Genel Başkan Özgür Özel'in "Geçim yoksa seçim var" söylemi, erken seçim taleplerini kuvvetlendirirken, AK Parti'nin kulislerinde 2027'nin sonbaharında yapılabilecek bir erken seçim için hazırlık yapıldığı iddia ediliyor. Peki, erken seçim senaryoları ve AK Parti'nin stratejisi nasıl şekilleniyor?
31 Mart yerel seçimlerinde önemli bir zafer elde eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), siyasi gündemi hareketlendirmeye devam ediyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son dönemde sıkça dile getirdiği "Geçim yoksa seçim var" ifadesiyle erken seçim talebini pekiştirmişti.
Ancak, son açıklamaları bu talepleri bir adım geriye çekti. Özel, "Son bir yıl içinde erken seçim denirse, CHP bir erken seçim kararına imza atmaz" diyerek, partisi adına erken seçim kararının alınmayacağı mesajını verdi.
Nefes gazetesi yazarı Nuray Babacan, AK Parti kulislerinde 2027'nin sonbaharında yapılması planlanan bir erken seçim tarihinin konuşulduğunu belirtiyor. Babacan, "AKP’nin önünde iki seçenek bulunuyor. Seçime ya ‘Erdoğansız’ ya da ‘ekonomisiz’ gidecekler. Bu iki keskin durumdan kurtulmak için kendilerini avantajlı çıkaracak seçenekler arıyorlar" diye yazdı.
Babacan’ın aktardığına göre, Özel'in erken seçim talepleri ve AK Parti'nin mevcut stratejileri, iktidar partisinin önünde iki ana seçenek olduğunu gösteriyor. Birinci seçenek, ekonomik krizin giderilmesi ve ekonomik reformların netice vermesiyle birlikte 2028’de yapılması beklenen normal seçim. Ancak, Erdoğan'ın adaylık durumu ve anayasa değişikliği gibi faktörler, bu planı zorlaştırabilir.
İkinci seçenek ise "erken alınmış seçim" stratejisi. AK Parti, 2028'e kadar bekleyerek ekonomik tablonun düzelmesini ve Erdoğan’ın aday olmasına olanak tanıyacak koşulların oluşmasını hedefliyor. Bu durumda, seçim kararı birkaç ay önceden alınacak ve AKP, erken seçimle avantajlı bir pozisyon elde etmeyi planlıyor.
Babacan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:
"Seçimlerin 2028’de, zamanında yapılması demek, Tayyip Erdoğan’ın aday olamaması anlamına geliyor. Anayasa’nın değiştirilmesi gibi bir umut olmadığı için bu kaçınılmaz son. İktidar partisi, kendisinin tarihini belirleyeceği erken seçime, ana muhalefet partisinin, hayır diyemeyeceği, aksi durumda seçimden kaçan parti damgası yiyeceği hesabı yapıyor. Bir noktada haklılar.
“İktidar ile muhalefet arasında ‘en avantajlı zamanda erken seçime gitme’ planları yapılıyor.
“AKP’lilerin bir süreden beri kapalı kapılar arkasında yaptığı planları, Özel bu sözleriyle bozmuş oldu.
“Çünkü AKP kurmayları, ekonomik krizin ortadan kalkması, alınan ekonomik kararların sonucunun görülebilmesi, Suriye’deki gelişmelerin kendilerine avantaj yaratması için ‘erken seçim’ değil, ‘erkene alınmış seçim’ planı yapıyorlardı.
“Bu plana göre, iktidar 2028’e kadar bekleyecek hem ekonomik tablonun düzelmesi hem de Erdoğan’ın yeniden aday olmasına olanak yaratarak, normal seçime bir kaç ay kala Meclis’ten seçim kararı alınmasını sağlayarak avantajlı çıkacaktı.
“Son yıl oyunu, Özel tarafından bozuldu. Peki şimdi en avantajlı ikinci durum ne? O da 2027’nin sonbaharı… Şimdi AKP kulislerinde bu tarih konuşuluyor. Öncelikle şunu söylemek gerekir. Erdoğan aday olacaksa her durumda erken seçim var.”