Irak’ta, evlilik yaşını 18’den 9’a düşürmeyi öngören Kişisel Statü Yasası’ndaki değişiklik önerisi, ülke genelinde büyük bir tartışma başlattı. Kadın siyasetçiler ve hukuk uzmanları, tasarının çocuk hakları ve toplumsal eşitliği ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor.

İletişim cihazlarının patlatılması sonrası Nasrallah'tan ilk açıklama İletişim cihazlarının patlatılması sonrası Nasrallah'tan ilk açıklama

Tasarının getirdiği değişiklikler

Irak Parlamentosu’nda tartışılan yasa tasarısı, evlenme yaşını 9’a çekmenin yanı sıra, erkeklerin nikahlarını istedikleri mezhebe göre seçmelerine olanak tanırken, kadınların bu seçimi yapma hakkını kısıtlıyor. Ayrıca, boşanacak çiftlerin erkek çocuklarının ebeveynlerden birini seçme hakkı da 15 yaşından 7 yaşına indirilmesi öngörülüyor.

Tasarının getirdiği bir diğer değişiklik, boşanma işlemlerinin Şii veya Sünni mezhebine uygun olarak yapılabilmesini öngörüyor. Kadının fıkhi bir mezhebi yoksa, boşanma ve ilgili hakların eşinin mezhebine göre düzenlenmesi planlanıyor.

Tepkiler ve endişeler

Yasa tasarısı, mevcut 1959 tarihli kanunun aksine, boşanma ve ayrılık konularında Şii ve Sünni vakıflarına müdahale yetkisi vererek, yargıda “mezhep ayrılığı” sorununu derinleştireceği endişesi taşıyor. Uzmanlar, bu değişikliklerin kadınların ve çocukların temel yaşam haklarını ihlal edeceği ve şiddeti teşvik edeceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Kadın siyasetçiler, tasarının sadece tartışmalı maddelerinin değil, tümünün reddedilmesi gerektiğini savunarak, Irak Parlamentosu’nun yasayı ikinci bir oturumda daha tartışma kararı aldığını duyurdu. 24 Temmuz’daki oturumda gündeme alınan tasarı, çeşitli itirazlar nedeniyle okunmadan gündemden çıkarılmıştı.

Bu gelişmeler, Irak'ta toplumsal eşitlik ve çocuk hakları açısından kritik bir dönüm noktasına işaret ediyor. Yasa tasarısının, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk hakları üzerindeki potansiyel etkileri geniş bir şekilde tartışılmaya devam ediyor.

Görüşler ve yorumlar

Irak’ta yaşanan bu gelişmeler, uluslararası toplumu ve insan hakları savunucularını da endişelendirmiş durumda. Tasarının kabul edilmesi halinde, toplumsal eşitlik ve çocuk hakları açısından ciddi olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor.

Editör: Mehrican Candemir