Bolu’daki yangın faciasıyla ilgili yetki-sorumluluk tartışması sürerken İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Yetkiyi almak için hemen devreye giren iktidar, sorumluluk almaya gelince ortadan kayboluyor. Bir facia yaşandığında başka başka kurumlara pas etmeye çabalıyorlar” diyerek Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı suçlu ilan edenleri kınadı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP'li belediye başkanlarına yönelik gözaltı, kayyım atamaları gibi konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

İmamoğlu, Bolu Kartalkaya'da yaşanan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili Kartalkaya’daki facia konusunda sorumluların cezalandırılmasını bekliyoruz. Yetkilerin sahibi olmak için yanıp tutuşanların sorumluluk almak konusunda aksi yönde davranması pes dedirtiyor. Yetkiyi almak için hemen devreye giren iktidar, sorumluluk almaya gelince ortadan kayboluyor. Bir facia yaşandığında başka başka kurumlara pas etmeye çabalıyorlar. İşte tam da bugün ülkede yarattıkları sistem bu. İhmali olanların cezalandırılması en büyük temennimiz. Tanju Özcan’ı suçlu ilan edenleri kınıyorum” dedi.

"Cumhurbaşkanından esinlenerek basın toplantımıza 'turbun büyüğü' adını koyduk"

Yangın faciası esnasında AK Parti Ankara il kongresinin devam edip kongre bitene kadar altı saat ülkeye eksik bilgi verildiğini söyleyen ve İmamoğlu, bunu “büyük bir skandal” diye nitelendirdi.

Hakkındaki soruşturma ve davalara değinen İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan esinlenerek basın toplantısına “turbun büyüğü” adını koyduklarını belirtti.

İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sırasında bir ihale nedeniyle hakkında dava açıldığını ve yedi yıl hapis cezası ile yargılandığı davanın hâlâ devam ettiğine dikkat çekti.

Tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a selam gönderen İmamoğlu’nun açıklamasından satırbaşları şöyle:

- 80 darbesinden bu yana ilk kez iki genel başkan tutuklandı. Birincisi Selahattin Demirtaş, ikincisi Ümit Özdağ. Bunlar askeri darbe döneminde yaşanan olaylar. Bunları kınıyoruz, asla kabul edilemez. Hem Ümit Özdağ, hem Selahattin Demirtaş’a saygı ve sevgilerimi yolluyorum.

- Kartalkaya’daki facia konusunda sorumluların cezalandırılmasını bekliyoruz. Yetkilerin sahibi olmak için yanıp tutuşanların sorumluluk almak konusunda aksi yönde davranması pes dedirtiyor. Tanju başkanımıza da selam ve sevgilerimi iletiyorum.

"Heybedeki turpun adı belli oldu; S. Bey"

- Beylikdüzü Belediye Başkanlığım sırasında bir ihale nedeniyle hakkımda dava açıldı. Yedi yıl hapis cezasıyla yargılanıyorum, hâlâ devam ediyor. Mahkemenin davayı bitirme hedefi 409 gündü 826’ncı gününde karar bağlanacak mı göreceğiz?

- Aslında bu dava hakkında Danıştay kararını verdi. Danıştay’ın benimle ilgili görüşünü yeterli bulmayan mahkeme davayı bilirkişiye emanet etti. Bilirkişi yazdığı raporla bu ihalede sorumluluğum olduğunu ifade etti. Avukatlarımız böyle bir rapor olduğunu ispat etti, mahkeme buna rağmen iddianameyi kabul etti.

- Gördüğünüz gibi bu bilirkişi olmayan şeyleri yazacak kadar rahat bir profesyonel. Başına bir şey gelmeyeceğinden eminim. Belli ki arkasından çok güvendiği kişiler var, özel seçilmiş birisi. Bu sıradışı kişinin adı S.B.. Heybedeki turpun adı belli oldu; Satılmış Bey.

- Bu ismi aklınızda tutun, gerçi akılda kalıcı bir yanı var zaten. Satılmış Bey bilirkişisinin bu davayla hayatımıza özel nasıl görevlendirildiğini göreceksiniz. Olmayan bir raporu yazmış gibi adli makamları yanıltma girişimi nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ettim. Mahkeme cevap bile vermedi, arkası sağlam.

- Danıştay’ın beş yargıcı yerine bilirkişi Satılmış Bey'e itibar edilince doğal olarak itiraz ettim. Mahkeme Sayıştay denetçisi olarak görev yapmış üç kişilik yeni bilirkişi grubu oluşturdu. Yeni rapor benim ve arkadaşlarımın lehine rapor hazırladı. Ardından mahkeme dedi ki; ‘İki rapor çelişiyor, üçüncüsünü isteyelim’ dedi.

- Bu kez başka üç Sayıştay denetçisinden rapor istedi, o da benim ve arkadaşlarım lehine çıktı. Raporda “İhalede Ekrem İmamoğlu’nun sorumluluğu olmadığı gibi kamuyu kara geçiren bir uygulama yapmış” denilmiş. Danıştay’ın beş yargıcı, Sayıştay’dan emekli altı denetçi bizi haklı buldu, bir tek Satılmış Bey bizi haklı bulamadı. Sanırım Satılmış Büyükcanayakın profili aklınızda şekillendi. Adam mahkemeyi yanıltacak kadar cesur, olmayan rapordan bahsedecek kadar gözü kara.

CHP'ye katılacağı iddia edilmişti: Muharrem İnce cephesinden yanıt CHP'ye katılacağı iddia edilmişti: Muharrem İnce cephesinden yanıt

"Satılmış Bey'in raporunda Ahmet Özer şüpheli"

- İstediği gibi at koşturamaz diye umutlandık. Çünkü üçünün de imzası olmak zorunda. CMK’da ‘Değişik görüşleri olursa gerekçeli rapor yazarlar’ ifadesi var. Hazırlanan raporda diğer iki bilirkişinin imzası yok. Sadece Satılmış bey bilirkişisinin imzası var. Diğerleri imzalamıyor. Savcılık, bu geçerliliği olmayan raporu baz alıyor ve 13 Ocak günü Esenyurt ve Beşiktaş operasyonlarını yapıyor. Diğer iki bilirkişi operasyonu görünce hemen adliyeye gidip kendi hazırladıkları raporu savcıya sunuyor. O raporda Ahmet Özer’in adı yok. Satılmış beyin raporunda Ahmet Özer şüpheli. Savcılık teamüllere ve CMK’ya aykırı davranarak Satılmış beyin raporunu kullanarak Ahmet Özer hakkında tekrar tutuklama kararı verdi.

Kaynak: Haber Merkezi