SAĞLIK

İklim değişikliğinin migren ataklarını artırdığı ortaya çıktı

Migrenli yetişkinler arasında yapılan araştırmanın sonuçları son 20 yılda migrenin günlük aktiviteler üzerindeki etkisinin gittikçe daha kötü hâle geldiğini ortaya koydu.

Abone Ol

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) bir sağlık dergisinde yayımlanan makalede, son otuz yılda migren yaygınlığı sabit kalırken, özellikle son 20 yılda migrenin günlük aktiviteler üzerindeki etkisinin gittikçe daha kötü hâle geldiğine dikkat çekildi.

Nöroloji uzmanı Dr. Yüksel Dede, migrenin yaygınlığını değiştirmeden şiddetinin kötüleşmesini sağlayan etkenler arasında çevresel risk faktörlerinin çok önemli bir yeri olduğunu söyledi. Dr. Dede, yaşanan iklim değişikliklerinin migren hastalarının günlük yaşamını sürdüremeyecek noktaya getirebildiğine ve bu durumun da yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti.

Yaklaşık 30 yıl boyunca ABD’de migrenli yetişkinler arasında yapılan 11 çalışmanın analiz edilmesiyle ortaya çıkan sonuçları değerlendiren Amerika Birleşik Devletleri'nde bir sağlık dergisinde yayımlanan makalede, son otuz yılda migren yaygınlığı sabit kalırken, özellikle son 20 yılda migrenin günlük aktiviteler üzerindeki etkisinin gittikçe daha kötü hâle geldiğine dikkat çekildi.

Özellikle bu konuda yapılan araştırmaların hava kirliliği, artan sıcaklar ve değişen atmosferik basıncın migren hastaları üzerinde de olumsuz etkiler yarattığını ortaya koyduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Dede, hava koşullarına karşı hassas olan migren hastalarının bu küresel krizin gölgesinde yaşam kalitelerini korumak için yeni stratejiler geliştirmek zorunda kaldığını söyledi.

“Kötüleşen hava kalitesi baş ağrısını artıyor”

Konuyla ilgili uluslararası Headache Dergisinde yayımlanan bir makaleye işaret eden Dr. Dede, “Makalede, yaklaşık 30 yıl boyunca ABD’de migrenli yetişkinler arasında yapılan 11 çalışmanın analiz sonuçları yer alıyor. Buna göre, son otuz yılda migren yaygınlığı sabit kalırken migrenin kişinin günlük aktiviteleri üzerindeki etkisinin özellikle 2004 yılından bu yana gittikçe daha kötü hâle geldiği ortaya konuyor. Bu sonucun ortaya çıkmasında çevresel faktörler en göze çarpan etken olarak karşımıza çıkıyor. Başka bir çalışma ise kötüleşen hava kalitesinin baş ağrısı nedeni ile acil servis başvuruları arasında makûl bir ilişki olduğunu ortaya çıkardı” dedi.

“Hastaların iş ve okul hayatı aksıyor”

Dr. Yüksel Dede, iklim değişikliğinin migren hastalarının yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilerken, hastaların işte ve okulda devamsızlık yapmalarına, günlük hayatta yerine getirdikleri işleri aksatmalarına, sosyal hayatta, iş hayatında ve hatta hobilerini yaparken zorlanmalarına neden olduğunun altını çizdi.

“Hava değişiklikleri beyin kimyasallarının dengesini bozuyor”

Aşırı hava olaylarının daha sık ve yoğun hâle gelmesinin, migren ataklarının sıklığının ve şiddetinin artmasına neden olabileceğine işaret eden Dr. Dede, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hava ile ilgili migren tetikleyicileri arasında parlak gün ışığı, yüksek nem, aşırı sıcak veya soğuk bulunuyor. Orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin migren tetikleyicisi olup olmadığı belirsiz olsa da havadaki bu değişikliklerin serotonin gibi beyindeki kimyasalları etkileyerek migreni tetikleyebileceğini ifade eden yayınlar var.”

“Olumsuz hava koşullarına karşı migren hastaları bu önlemleri alabilir”

Migren hastalarının olumsuz hava koşullarında alacakları bazı önlemlerle olası atakları önleyebileceklerini anlatan Dr. Yüksel Dede, şu önerilerde bulundu:

“Örneğin hava durumunu takip ederek, eğer kendileri için tetikleyici bir faktörde yüksek sıcaklık, parlak ışık ve yüksek nem ortamlarından mümkünse kaçınabilirler. Hava kirliliğinin olduğu orman yangınları, yoğun trafik gibi ortamlara özellikle dikkat edip kaçınmaları gerekebilir. Hastaların kendilerini susuz bırakmamaları yeterli sıvı alımına dikkat etmeleri, özellikle aşırı sıcak ortamlarda bulunmamaları gerekir. Baş ağrısı günlüğü tutarken o günün hava koşulları ve iklim özelliklerini de not etmek kişinin baş ağrısını tetikleyici faktörlerini daha iyi tanımasına katkı sağlayacaktır. Özellikle seyahat ya da etkinlik planlanıyorsa mümkünse o günün hava koşullarını önceden takip ederek planlama yapmak da başka bir öneri olabilir.”

“Düzenli uyku ve sağlıklı beslenme migrenle yaşamın olmazsa olmazı”

Migrenli yaşamı kolaylaştırmak ve olası atakları önlemek için kişiye uygun tedavi planlaması yapılması gerektiğinin altını çizen Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Dede, hastalara şu uyarılarda bulundu: “Migrenle yaşam, hastanın düzenli bir uyku ve beslenme düzenine sahip olmasını gerektirir. İleri düzeyde işlenmiş gıdalardan, tuzlu ve şekerli yiyeceklerden ve aynı zamanda uzun açlık sürelerinden kaçınmak kişiyi migrenden koruyacaktır. Migreni tetikleyebilecek bir faktör olan stresten uzak durma, nefes egzersizleri, meditasyon, yoga ve düzenli fiziksel aktivite migrenle başa çıkmada faydalı olacaktır.”