Haber Ekspres gazetesinden Turgay Kılıç'ın haberine göre, Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, gazetecilerle bir araya gelerek faaliyet raporunu sundu. Başkan Çakmak, İzmir Alsancak'taki sendika binasında yaptığı açıklamada yalnız olduklarını ifade ederek "İzmir'de yalnız olduğumuzu hissediyorum. Sanayici bizden korkuyor, iş yerine sokmuyor. İkinci ortak istemiyor ve kendi işini kendisi yürütmek istiyor. Öte yandan kenti yönetenlerden de destek görmüyoruz. Bu bölgede grevler yaptık, ideolojisi ve işçi sınıfına saygı duyan arkadaşlar yanımızdayken, geri kalan kimseyi yanımızda bulamadık" ifadelerinin ardından yerel siyasetçilerin ise sendikal faaliyetlerine kulak tıkadığını şöyle anlattı:
"58 gün Kristal Yağlar'da, 10 gün Ege Üniversitesi'nde alacaklar hakkında mücadele ettik. Devam eden süreçte İpeko'da ve Special'da da mücadelemizi sürdürdük ama yanımızda kimseyi göremedik. Ben anlam veremiyorum. Bu siyasi aktörler ve kenti yönetenler, bu kadar işçi sınıfından uzak olmamalı. Aldığımızı bu kentte harcıyoruz, planlamamızı bu kentte yapıyoruz ve işçi sınıfı olarak da bu kentte çalışıp bu kentte ölüyoruz. Bizler, yerel yöneticilerinden de hizmet ve destek bekliyoruz. Sadece oy vererek değil, o oyun karşılığında da hizmeti alarak faaliyet yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün bir saray kuruluyorsa, oraya suyu veren de, vergisini alan da yerel yönetimlerdir" dedi.
'6 milyonu asgari ücretli'
Başkan Çakmak, sözlerinin arasında kırgın olduğuna da dikkati çekti. Mevcut hükümetin vergi ve ve ruhsatta destek verdiğini de ifade eden Başkan Çakmak, paraları Miami'de değil, İnciraltı ve Buca Gölet'te harcadığını anlattı: "Vergileri yerel yönetimler alırken hükümet ise ruhsat, destek ve prim veriyor. Ama işçiye asgari ücreti reva görüyor. O sebeple de biraz kırgınım. İzmir siyasetine de kırgınım. Çünkü İzmir siyasetçileri, işçilerine, emekçilerine sahip çıkmıyor, saygı göstermiyor. Ne kadar işçiden uzak olursanız, siz toplumdan da emekçiden de o kadar uzaklaşmış olursunuz? Bizim cebimizde para olursa, siyasi partimizi de, derneğimizi de, kentimizi de, ülkemizi de güçlendiririz. Paraları gidip de Miami'de yemiyoruz ki. İnciraltı, Buca Gölet gibi yerlere gidebiliyoruz. Bu sebeple topyekün herkes birbirine sadık olup destek vermeli. Destek vermeyip de aile içinde ve yakınlarına herkesin kötü olduğunu, örgütlenme ve sendikalaşmayı kötü anlatırsan süreç buralara gelir. Herkesin 'Bulunduğun iş kolunda hangi sendika varsa gidip ona üye olmalısın' demesi gerekiyor. Bugün 6 milyon insan, asgari ücretle hizmet sektöründe çalışıyor. En büyük sektördür bu. Özel hastaneler, özel okullar, tekstil kan ağlıyor, ülkemizden kaçıyor. Çünkü asgari ücretle çalışanlar artıyor, bu özel kuruluşların fiyatları ikiye katlanıyor. Bunu neden yapıyorlar, açıklasınlar."
