Olası Marmara depreminin tüm ülkeyi etkileyeceğini, can kayıplarının ve yıkımın ekonomik sonuçlarının çok fazla olacağını söyleyen Bilim Akademisi Kurucu Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “Bilimsel araştırmalar, Marmara'da 30 yıl içerisinde depremin olma olasılığının bugün revize rakamı yüzde 47 olarak öngörüyor. Yüzde 47 şaka değil. Yazı-turayı yüzde 50 ile atıyorsun. Yani böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız” dedi.

Ege Denizi'ndeki fırtına ulaşımı felç etti: Feribot seferleri iptal Ege Denizi'ndeki fırtına ulaşımı felç etti: Feribot seferleri iptal

Görür, Marmara depremine hazırlık yapılmamasından şikâyet ederek “25 senedir ‘İstanbul depreme hazırlansın’ diye bağırıyoruz. Yani 1999 depreminden sonra onu söylemeye başladık, 25 sene geçti daha bir şey yok ortada. Ortada ne var? Hükümet ile belediyenin kavgası var” diye yöneticilere tepki gösterdi.

Kocaeli Sanayi Odası (KSO) tarafından Gebze ilçesindeki Bilişim Vadisi’nde düzenlenen ‘5. Proses Emniyeti Sempozyumu ve Sergisi’ne Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür misafir konuşmacı olarak katıldı.

“Ortada ne var? Hükümet ile belediyenin kavgası var”

25 senedir İstanbul’un depreme hazırlanması gerektiğini ifade ettiklerini belirten Görür, “Gönül ister ki bu tehlikenin boyutunu görenler sadece araştırma, çalışma değil bizi yönetenler de farkına varsın, önlem alsın, İstanbul'u depreme hazırlasın. 25 senedir ‘İstanbul depreme hazırlansın’ diye bağırıyoruz. Yani 1999 depreminden sonra onu söylemeye başladık, 25 sene geçti daha bir şey yok ortada. Ortada ne var? Hükümet ile belediyenin kavgası var. Bir kent hükümetiyle, yerel yönetimiyle, halkıyla el ele, kol kola, omuz omuza, inanç birliğiyle çalışmazsa, gece-gündüz uğraşmazsa depreme hazırlayamazsınız, sonucu çok kötü olur. Bunu gördüğünüz hâlde biz başka hangi mevzuları konuşuruz görüyorsunuz, yani hayat memat meselesi diye ‘Beka’ meselesi diye siyasetçilerin, neyi konuştuğunu görüyoruz. Güler misin, ağlar mısın?” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Görür, Marmara Bölgesi’yle ilgili “Bu bölge, Türkiye’deki gayrisafi milli hasılanın yaklaşık yüzde 60’ını koruyor, üretiyor. Eğer bu bölge olmazsa Türkiye ayakta duramaz. Kendi kendini besleyemez. Anadolu'nun İstanbul'u beslemesi, bütün Türkiye'yi sırtlaması söz konusu değil. Marmara Bölgesi ayakta durmalı. Sürekli üretim içinde olmalı. Eğer öyle olursa Türkiye'deki ekonomi, Türkiye'deki ‘Bağımsızlık’, özellikle ‘Siyasi bağımsızlık’ ve ‘İdari bağımsızlık’ da diyebiliriz Marmara Bölgesi'nin göstereceği performansla büyük orantı içerisinde. Eğer Marmara Bölgesi çökerse bütün Türkiye dizüstü çöker. Türkiye dizüstü çökerse bu önümüzdeki yüzyılda, bu yüzyılda ülkemiz için siyasi bağımsızlık ve idari bağımsızlık çok büyük tehlikeye girer” uyarısında bulundu.

“Ülkenin bugünkü enflasyonunu hayır duasıyla anarız”

Marmara Bölgesi’ndeki olası depremin ekonomiye etkilerine de değinen Görür, “Marmara Bölgesi'nde eğer beklediğimiz deprem olursa Güneydoğu’daki 11 ilde olan depremden daha etki edici, daha yıkıcı olur. Ülkenin bugünkü enflasyonunu hayır, duayla anarız. Ülkedeki enflasyonu ben düşünemiyorum bile. Ülkede üretim, sanayi, ihracat, ithalat durur ve o şimdi sağa sola koşuşan emeklilerin koşacak mecali kalmaz. ‘Maaşlarınız artık kuşa döner’ deniliyor ya, kuş bile iri kıyım kalır” dedi.

“Bu kadar büyük problemle karşı karşıya olan toplumun duyarlılığı bizde yok”

Prof. Dr. Görür, “Marmara Depremi olursa Marmara Bölgesi nasıl etkilenir?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Sadece İstanbul değil. Marmara Bölgesi'nde büyük ölçüde bir yıkım olur, çünkü Marmara Bölgesi'ndeki bina yoğunluğu, insan yoğunluğu ve depreme karşı zafiyet, hazırlıksızlık alabildiğine fazla. Mesela ben yüzde 60 diyorum; bir kuruluşun patronu bana ‘Hocam çok iyimsersin’ dedi. O çok daha üstte görüyor, yüzde 70’lerde falan. İstanbul'da yapılan yapı stoku iyi değil. İyi mühendislik hizmeti almamış, iyi malzeme kullanmamış, iyi planlama-programlama yapılmamış, projeleri yanlış yapılmış, deniz kumuyla yapılmış. Beton, demir iyi değil ve bunların kalmasını bırak zaten şimdi dökülüyor. Yüzde 60 gibi bir rakamı düşünürsek İstanbul'un, İstanbul'da da en az 1 milyon 150 bin binayı varsayarsanız böyle bir problemle karşı karşıyayız. Bu kadar büyük problemle karşı karşıya olan toplumun duyarlılığı, endişesi, hareketi, bizde yok; hiçbir şey yokmuş gibi ama halkta şu var, ‘Bana bir şey olmaz’ Allah yardımcısı olur, gayet güzel yani.”

“Muhakkak burayı bir deprem dolduracak”

Marmara’da muhakkak bir deprem olacağını söyleyen Görür, “Birincisi 1912’de Şarköy'de Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolu üzerinde deprem var, 1999’da Kocaeli'de deprem var. İkisinin ortası Marmara Denizi. Sismik bir boşluk oluştu. Bu sismik boşluk matematiksel olarak muhakkak dolacak. Yani muhakkak burayı bir deprem dolduracak. En son deprem de bu fay üzerinde 1766 yılında. Ortalama 250 senede bir deprem üretiyor. 250’ye 1766 daha koyarsanız bugünlere gelirsiniz ve nitekim yapılan bilimsel araştırmalar, Marmara'da 30 yıl içerisinde depremin olma olasılığını bugün revize rakamı yüzde 47 olarak öngörüyor. Yüzde 47 şaka değil. Yazı-turayı yüzde 50 ile atıyorsun. Yani böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız” dedi.

Kaynak: DHA