Haber Ekspres gazetesinden Turgay Kılıç'ın haberine göre,İzmir'de genç, yaşlı, üniversite öğrencisi ve siyasi parti üyesi yüzlerce kadın, öldürülen ve şiddete maruz kalan kadınlar için siyah giyinerek Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde buluştu, Türkan Saylan Kültür Merkezi'ne kadar yürüdü. Ellerindeki dövizlerle ve sloganlarla metrelerce yürüyen kadınlara çevre sakinleri ve yoldan geçenler eşlik etti.
'Yaşama hakkı cinayete kurban edildi'
Türkan Saylan'da bir araya gelen kitlenin adına açıklama yapan üniversite öğrencisi Batuhan Çiftçi, "Son yıllarda ülkemizde ve dünyada artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet, toplumun tüm kesimlerini derinden sarsan bir insanlık sorunu haline gelmiştir. Her geçen gün bir başka kadın, en temel hakkı olan 'yaşama hakkı' elinden alınarak cinayete kurban gitmektedir. Bu kabul edilemez duruma artık hep birlikte dur demek zorundayız! Kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden beslenen sistematik bir insan hakları ihlalidir. Şiddet gören her kadın, hepimizin vicdanında bir yara açmakta, toplumumuzu geriye götüren karanlık bir tablo çizmektedir. Cinayetlerle sonuçlanan bu şiddet sarmalı, toplumun her kesiminde köklü bir zihniyet değişikliğini zorunlu kılmaktadır. Bizler her daim, her alanda toplumun tüm kesimleri ile birlikte hareket etmeliyiz ki bu değişimi sağlayabilelim" şeklinde konuştu.
Her kesimden toplumsal farkındalık
Üniversite çğrencisi Çiftçi, "İstatistikler kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel değil, ekonomik, psikolojik ve cinsel boyutlarıyla da kadınların hayatlarını şekillendirdiğini gözler önüne sermektedir. Bu şiddetin önlenebilmesi için yasal düzenlemeler kadar, eğitimden kültüre, medyadan aile yapısına her alanda toplumsal farkındalığın artırılması gerektiği açıktır. Unutulmamalıdır ki, kadına yönelik şiddet kader değil, bir insan hakları ihlalidir ve bunu sona erdirmek için hepimize düşen sorumluluklar vardır. Bu sorumluluklara sahip çıkarak ve ortak akılla geliştirerek ilerlemeye ve büyümeye devam edeceğimize inancımız tamdır" diyerek bazı şartları sıraladı:
"Kadın cinayetlerine karşı mevcut yasalar tavizsiz bir şekilde uygulanmalı ve ceza süreci içerisinde herhangi bir af uygulamasına tabi tutulmamalıdır, şiddet uygulayan suçlular yasalara göre en ağır şekilde cezalandırılmalı ve ceza süresince erkekler, şiddet davranışlarını sorgulamalıdır.
Daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına yönelik eğitimler verilmeli ve rehabilitasyon sürecine sokulmalıdır, kadına şiddetin önlenmesine yönelik eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları yaygınlaştırılmalı ve toplumun bu konuda daha özverili davranması sağlanmalıdır, şiddet mağduru kadınların korunması için sığınma evlerinin, destek hizmetlerinin sayısı ve niteliği arttırılmalıdır, toplumun her kesiminden kadının erişebileceği, ücretsiz psikolojik ve hukuki destek hizmetleri sunulmalıdır.
Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilecekleri, sosyal yaşamda daha güçlü rol oynayabilecekleri politikalar geliştirilmelidir, medyada kadınları hedef alan olumsuz ve cinsiyetçi söylemlerin sonlandırılması için denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir, çalışma yapılacak alanlarda daha fazla sivil toplum kuruluşu yer almalı ve desteklenmelidir.
Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilerek, cinsiyet eşitliği erken yaşlardan itibaren öğretilmeli, şiddetin normalleştirilmesi kuşaklarca engellenmelidir."
'Sessiz kalmak suça ortak olmak demektir'
Açıklamaya bir diğer üniversite öğrencisi Buket Dinç yaptı. Dinç, yaptığı açıklamada kadın cinayetlerine sessiz kalmanın suça ortak olmayı gösterdiğine işaret ederek "Her bir kadın cinayeti, bir toplumun adalet ve eşitlik anlayışının sınandığı acı bir kayıptır. Artık bu kayıpların durması için toplum olarak harekete geçmeliyiz. Sessiz kalmak, suça ortak olmak demektir. Kadınlar eşit haklara ve güvenli bir yaşama sahip olana dek bu mücadeleden asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Bununla beraber değinmek istediğimiz son nokta ise şiddet sadece kadına yönelik değil toplumun her kesimine etki eden bir hal almıştır. Sağlıkta şiddet, çocuklara yönelik şiddet, hayvana karşı şiddet ve sayamayacağımız onca alanda hayatımızı etkileyen şiddet türünün her türlüsüne karşı çıkacak ve tepki göstereceğiz. Şiddete karşı dayanışma ve mücadelemizi her zaman sürdüreceğiz!" şeklinde konuştu.