Kemalettin Özdemir, FETÖ'nün "emniyet imamı" olduğu iddiasıyla "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan hakim karşısına çıktı. 22.5 yıla kadar hapis cezası istenen Özdemir, birçok FETÖ davasında tanıklık yapmış ve darbe girişiminden önce, 2015'te Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne giderek itirafçı olmuştu. 2018'de şüpheli olarak soruşturma başlatılan Özdemir, 7 Şubat 2018'de adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
FETÖ sanığı Özdemir: İçki içilebilir ve kadınların başları açılabilir dendi
Duruşmada sanık Kemalettin Özdemir, avukatıyla birlikte hazır bulundu. Kimlik tespitlerinin ardından savunma yapan Özdemir, 2010 yılında FETÖ yapılanmasında bir kopuş yaşadığını belirtti. Özdemir, "İçki içilebileceğini ve başların açılabileceğini söylediler. Ayrıca bir hap kullanarak içkinin yapısının bozulduğunu iddia ettiler. Bu unsurların dinde yeri yoktur," dedi.
ABD Büyükelçiliği'nde CIA ajanlarıyla buluşmuş
Özdemir, "Örgütün elebaşı beni 2003 yılında beni aradı ve "CIA seni bana sordu ve ben de olumlu konuştum. Lütfen buraya gelsen’ dedi. Bu CIA lafı söylenince ben çok rahatsız oldum. Ardından CIA’nın Türkiye sorumlusuna ulaştım ve ardından ABD Büyükelçiliği’ne çağrıldım. Bir saate yakın görüştük. Ben ‘neden beni soruyorsunuz?’ diye sordum. Benim itirazlarım, rahatsızlıklarım galiba bu yapı içerisinde rahatsızlık getirmiş. ‘Bu adama biz güveniyoruz ve bu adama rahatsızlık veren insanlara ulaşmaya çalıştığımızda sizin isminizi gördük. Ardından Amerika'ya gittim. Uçağım indiğinde beni polisler aldı ve CIA yetkilileri beni Türkiye'ye deport ettiler. Yaşadığım bu olayın ve ABD'den vize alamamış olmamın sorumlusunun elebaşı olduğu açık olduğundan kendisiyle aramız 2003 yılı itibarıyla iyice açılmıştır" diye konuştu.
“Dinde asla yeri olmayan değişiklikler olduğunu görünce yapıdan ayrıldım”
Dinde yeri olmayan değişiklikler olduğunu fark edince yapıdan ayrıldığını ifade eden Özdemir,"2003-2010 yılları arasında bu yapıda kalma nedenim gerçekten Allah’a inanan, samimi insan olduklarını düşündüm. Ama içki, tesettür konusu gibi dinde asla yeri olmayan konulardaki düşüncelerindeki değişiklikleri nedeniyle devam edemeyeceğimi anladım ve bağlarımı kopardım. Benim ikazımla pek çok kişi bu yapıya itiraz etti. Ayrılanlar da oldu. 2010’dan itibaren bu örgütle açıktan mücadeleye başladım. 17-25 Aralık öncesinde ben Cumhuriyet Başsavcısı’na giderek "Bu yapının ihanetlerini biliyorum’ dedim. Benim talebim ve savcılığın onayıyla da Emniyet’in pek çok biriminden gelen personellere bu yapının ihanetlerini anlattım. Bunu yaptığım için o dönem çok tehditler de aldım. Nazlı Ilıcak benim hakkımda iftiralarda bulundu, para cezası aldı ardından da zaten bu yapıyla ilişkisi olduğu için o içeri alındı. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Teftiş Kurulu çağırdı beni onlara da bildiklerimi anlattım'' şeklinde konuştu.
