POLİTİKA

Erdoğan’dan “Kırmızı Kart” hareketine yanıt geldi!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özgür Özel’in “kırmızı kart” kampanyasına grup toplantısında yanıt verdi: “O iş bizim işimiz, sen o işlerden anlamazsın.”

Abone Ol

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı açıklamada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “kırmızı kart” kampanyasına sert bir dille yanıt verdi.

Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:
“Zoru görünce topu taca atacak karakterde değiliz. Hep dobra konuştuk, sözümüzü muhatabına mertçe söyledik. Bugün de hakikatin dili ile konuşacağız. Kırmızı kart gösterecekmiş, ya sen o işlerden anlamazdın o iş bizim işimiz.”

Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde AKP hükümetine karşı başlattığı “kırmızı kart” kampanyasını duyurarak, ekonomik sıkıntılar ve demokrasi sorunlarına dikkat çekmişti. Ancak Erdoğan, bu eleştirilere karşılık, siyasi mücadelede “kararlılık ve doğruluk” vurgusu yaptı.

Grup toplantısında ayrıca ülke gündemindeki ekonomik ve sosyal konulara değinen Erdoğan, partisinin politikalarına yönelik eleştirilere yanıt vermeyi sürdüreceklerini ifade etti.

Erdoğan'ın açıklamalarından bazı detaylar şöyle:

"2025 yılının ilk grup toplantısında sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Toplantımızın milletimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Sevdalarından, coşkularından ve heyecanlarından dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Büyük umutlarla karşıladığımız 2025'in başta necip milletimiz olmak üzere tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Aynı şekilde TBMM'ye, milletvekili arkadaşlarımıza, siyasi parti gruplarına ve Meclisimizin fedakar personeline 2025 boyunca hizmet yolunda rabbimden kolaylıklar diliyorum.

"İki acı haber aldık"

2025'in ilk iki haftasında iki acı haber aldık. Şarkıları ile gönül tellerimizi titreten Ferdi Tayfur'un vefatı milletçe hepimizi derinden üzmüştür. Anadolu'nun bağrı yanık gençlerinin duygularına tercüman olan merhum Ferdi Tayfur, kalbi ülkesi ve milletimiz için çarpan bir sanatçımızdı. Kendisini bir kez daha rahmetle ve şükranla yadediyorum. İkinci büyük kaybımız Amasya ve Ankara milletvekilimiz Ahmet İyimaya'ydı. Araştırmaya merakı, kendine has üslubuyla Meclis çatısı altında ülkemize uzun yıllar hizmet etmiş, müstesna bir isimdir.

Ak Parti üye sayısı 11 milyon 135 bin

Bugün yine yoğun bir gündemle sizlerin ve aziz milletimizin huzurundayız. Geçen hafta açıklanan önemli rakamı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yargıtay her yıl ocak ayının ilk haftasında siyasi partilere dair en güncel verileri yayınlıyor. Buna göre, Türkiye'de 168 siyasi parti arasında AK Partimiz 11 milyon 135 bin 306 üye sayısı ile zirvedeki yerini koruyor. Bizden sonra ikinci sırada yer alan ana muhalefete attığımız fark 9.5 milyon üyedir. AK Parti Gençlik Kolları'nın 1 milyon civarındaki üye sayısı birçok siyasi partinin toplam üye sayısından daha fazladır. BM'ye kayıtlı 130 ülkenin ve Avrupa'daki 35 ülkenin nüfusundan daha çok üyesi olan devasa bir aileden bahsediyorum. AK Parti olarak Türkiye'nin en büyük ailesiyiz. Bunu söylerken hamaset yapmıyorum. Böyle bir ailenin ferdi, böyle bir siyasi partinin lideri olmakla iftihar ediyorum. Buradan bir kez daha AK Parti'ye gönül veren, kutlu davaya destek olan üyelerimizin her birine tek tek teşekkür ediyorum. Şimdiye kadar 955 ilçe kongremizi tamamladık, kalan 15 ilçe kongremizi de önümüzdeki günlerde neticelendireceğiz. 81 ilden 56'sının kongresini gerçekleştirdik. Bu haftaki il kongrelerimizle sayı 63'e çıkacak. 27 Ocak'ta Ankara'da muhteşem bir atmosferle gençlik kollarımızın 7. olağan kongresini yapacağız. Büyük kongremiz için yoğun hazırlık içinde olacağız. Büyük kongremiz yine Türk siyasetine damga vuracak, 2028'e giden sürecin işaret fişeği olacaktır.

"İhracatta rekor kırdık"

İhracatta cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Geçen yılan göre ihracatımız yüzde 2.5 oranında artış gösterdi. Savunma ihracatımız 7 milyar 154 milyon dolarla tarihin en yüksek seviyeye çıktı. Turizm istatistikleri bu ay sonunda belli olacak. İşgücü piyasamız güçlü görünümünü sürdürüyor. İşsizlik oranımız son 19 aydır tek hanede. İşsizlik oranı yüzde 8.6 olarak gerçekleşti. Bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen bunları başarmamız ayrıca takdire şayandır. Enflasyonla mücadelenin önemini vurguluyoruz. En büyük baş ağrımız olan enflasyonda artık düşüşün başladığını görüyoruz. Haziranda girdiğimiz dezenflasyon devam ediyor. Mal kalemlerinde enflasyon düşüşü daha belirgin ancak hizmetler kısmında atalet yüksek seyrediyor. Dünyada da benzer durum yaşanıyor. Hükümet olarak bu ataleti kıracak müdahalelere gireceğiz. Enflasyonla mücadeleyi gıda ve konut yönlü alanlarda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz. Sosyal konut projemiz bunlardan biri. Deprem konutları tamamlanınca elimiz biraz daha rahatlayacak. Enflasyon düştükçe alım gücü de artacağı için milletimizin sıkıntıları biraz daha hafifleyecek. Bunun için biraz daha sabredeceğiz. 2025'te enflasyon hedefini tutturma konusunda umutluyuz. 2008'de "Bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek" dedik, haklı çıktık. IMF'ye 23 milyar dolar borcumuz vardı, "Biz sizden bir daha borç almıyoruz" dedik. IMF ile kapıyı kapadık. Milletim kalbini ferah tutsun. Ne yapıyorsak akılla yapıyoruz.

"Baas zulmünün sona ermesi muhteşem"

2024 bölgemizde ve dünyada kritik hadiselerin yaşandığı bir yıl oldu. Komşumuz Suriye'de 61 yıllık Baas zulmünün sona ermesi muhteşem bir gelişmeydi. Suriyeli kardeşlerimiz 13 yıl boyunca kimyasal silahlarla, varil ve misket bombaları ile, işkence ile, açlıkla halkını katleden Esed'den ve Baas rejiminden sonunda kurtulmuştur. Suriye halkı hasretini çektiği özgürlüğe kavuşmuştur. Bu çatı altında grup toplantısında "Ne bayır kaldı ne bucak" diyerek Esed'in işlediği zulümleri bile kendi ülkesine fatura edenlerin utancı bu yüzdendir. Hırçınlaşmalarını, seviyeyi daha da düşürmelerinin sebebi bundandır.

Esed sözünü tutmadı

Suriye'de ilk barışçıl gösteriler 15 Mart 2011'de başladı. Bu gösteriler son derece meşru gösterilerdi. Suriye halkı baskılara karşı hak, hukuk, adalet, özgürlük taleplerini yüksek sesle dile getiriyor. Bu gösterilerde Türkiye'nin hiçbir müdahalesi olmadı. Zaman zaman da bize Suriye'nin adresini gösterdi. Sen oranın yolunu bilmezken biz zaten oralardaydık. Bunlara gerçekten navigasyon haritasını vermek lazım. Bu harita ile Suriye'ye nasıl gidiliyor bunu bilsinler. Olaylar başladıktan sonra sabık Suriye Devlet Başkanı Esed'le birkaç kez görüştüm. Görüşmelerin barışçıl olduğunun altını çizdim. Reformların artık daha fazla geciktirilmeden hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ettim. Kendisiyle her temasımızda Esed bize reform yapacağını söyledi ama sözünü hiçbir zaman tutmadı.

"Bazıları 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var' diyerek bizi haksızca eleştirdi"

Ordusunu devreye sokarak olayları kanlı yöntemlerle baskılama yoluna gitti. Bunun tepkilere neden olacağını izah ettim. Bunun aslı da Esad'dır aslında, bizi bile alıştırdılar. Gösterilerin önüne geçmenin tek yolunun vaat edilen reformların yapılmasın olduğunu hatırlattım ama şiddetin dozunu artırıp katliamlarına hız verdi. Küçük barışçıl gösteriler büyüdü ve Suriye geneline yayıldı. Rusya, İran meseleye müdahil oldu. terör örgütleri müdahil oldu. Bölge yangın yerine dönüştü. Suriye'den ülkemize hareketlilik başladı. İnsanlar işkence, tecavüz gibi insanlık dışı muameleye maruz bırakıldı. Mazlumlara sahip çıkmak kaçınılmaz hale geldi. Yanı başımızdaki ülkeye insani sebeplerle müdahil olmaktan daha tabii bir şey olamaz. Bizi şaşırtan içeriden bazılarının Türkiye'nin Suriye'de ne işi var diyerek meselenin ciddiyetinden uzak şekilde bizi haksızca eleştirmesi oldu. ABD'nin orada ne işi var demediler, Avrupa'nın en işi var demediler. Bölücü terör örgütünün en işi var demediler. Sadece Türkiye'yi eleştiriler.

"Bebekler ölürken nerelerdeydiniz"

13 yıl boyunca ülkelerinin yanında, mağdurun mazlumun yanında yer almadılar. Kitlesel kıyımlar yapılırken seslerini çıkarmadılar. O cezaevlerini ekranlarda izledik. Bütün bunlar olurken seslerini çıkarmadılar. Bebekler katledilirken bunlar sustu. Barbarlığa yıllarca sessiz kaldılar. Çocuklar kırılırken bize saldırdıkları kadar Esed rejimine la etmediler. Açın yazılanlara bakın, meclis kürsüsünde konuşulanlara bakın. Ne zaman Suriye halkı zafer kazandı, bunların dilinin bağ çözüldü. Utanmak yerine sosyal medyadan sağa sola akıl veriyorlar. 13 yıldır durmadıkları endişeyi son 40 gündür duyuyorlar. Neymiş Suriye'de katliam varmış. Ne oldu da Suriye'ye dönük radarlarınızı açtınız, zalim dönüp gidince mi aydınlandınız, Baas yıkılınca mı aklınız başınız geldi, soruyorum size bebekler ölürken nerelerdeydiniz. İnsanlar öldürülürken sizler neredeydiniz.

"Suriye devrimini üflemekle söndüremeyeceksiniz"

13 yıl neden susup şimdi neden konuştuğunuzu biliyoruz. Türkiye'nin yanında değil kaşsında konumlandılar. Ülkemizin hasımlarının yanında konumlandılar. Dün de iyi niyetli değillerdi bugün de art niyetli davranıyorlar. Ne yaparsanız yapın Suriye devrimini üflemekle söndüremeyeceksiniz.

"Herkesin görevi Suriye'deki istikrar için yürütülen çalışmalara katkı sunmak"

Sosyal fay hatları kaşıyarak barış içinde yaşamamıza dinamit koyamayacaksınız. Sizin tuzaklarınıza asla düşmeyeceğiz. Siyaset akılla yapılır, ülke çıkarlarını merkeze alarak yapılır. Siyasetçisi, yazarı, bürokratı, gazetecisiyle herkesin görevi Suriye'deki istikrar için yürütülen çalışmalara katkı sunmaktır. Biz batılıların baktığı zaviyeden bakamayız. Bir an önce kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak kardeşlik ve komşuluk vazifemizdir."