YAŞAM

Deprem öncesi ve sonrası teknolojiler: Türkiye’de depreme hazırlık

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, depremlere karşı hazırlıklı olmayı zorunlu kılıyor. Teknoloji sayesinde bu süreçte önemli adımlar atılıyor.

Abone Ol

Türkiye'de depreme hazırlıkta kullanılan teknolojiler, hem hayat kurtarıyor hem de gelecekte daha büyük felaketlerin önüne geçilmesine katkı sağlıyor.

Deprem öncesi teknolojiler

Türkiye, yaşadığı büyük depremlerden aldığı derslerle, deprem öncesinde kullanılabilecek teknolojiye büyük yatırımlar yapmaya başladı. Özellikle Marmara Bölgesi başta olmak üzere, riskli bölgelerde deprem öncesi teknolojiler yaygınlaşıyor. Bu teknolojilerin başında erken uyarı sistemleri ve deprem simülasyonları geliyor.

Erken uyarı sistemleri, sismik dalgaların yeryüzüne ulaşmadan önce uyarı vererek, saniyeler içinde insanların ve kurumların önlem almasını sağlıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi gibi kurumlar, bu sistemlerin kurulumu ve geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapıyor. Bu sistemlerin amacı, depremin ilk dalgalarını tespit ederek, vatandaşlara birkaç saniyelik bir hazırlık süresi sunmak. Örneğin, Japonya’da olduğu gibi Türkiye'de de özellikle metro ve tren sistemlerinde bu tür uyarı sistemlerinin devreye girmesiyle, olası bir facianın önüne geçilebilecek.

Deprem simülasyon teknolojileri, bina ve altyapıların olası depremlere karşı ne kadar dayanıklı olduğunu test ediyor. Türkiye’de özellikle kamu binaları ve hastaneler bu testlere tabi tutuluyor. Ayrıca, akıllı bina sistemleri, deprem anında binaların sarsıntıya dayanıklılığını artıracak şekilde tasarlanıyor. Depreme dayanıklı bina yapımında kullanılan Titreşim Azaltıcılar ve Çelik Yüksek Gerilim Kablosu gibi teknolojiler, binaların yıkılma riskini en aza indiriyor.

Deprem sonrası teknolojiler

Deprem sonrası teknolojiler ise, felaketin hemen ardından arama-kurtarma çalışmalarını hızlandırmayı ve etkili iletişim sağlamayı hedefliyor. Gelişmiş teknolojiler, özellikle enkaz altındaki kişilere ulaşmada kritik bir rol oynuyor.

Türkiye’de son yıllarda geliştirilen arama-kurtarma robotları, özellikle büyük çaplı depremlerde devreye giriyor. Bu robotlar, enkaz altında kalan kişilerin yerini tespit etmek ve kurtarma ekiplerine rehberlik etmek amacıyla kullanılıyor. İTÜ ve ODTÜ gibi üniversitelerin yürüttüğü bu projelerde, robotların deprem sonrası hızlı bir şekilde devreye girip hayat kurtarması hedefleniyor.

Deprem sonrası en kritik anlar, ilk birkaç saattir. Bu süreçte kayıpları en aza indirmek için dronelar devreye giriyor. Özellikle zor erişilen bölgelerdeki enkaz alanlarını tarayan dronelar, kurtarma ekiplerine hızlı bilgi akışı sağlıyor. Ayrıca, yapay zeka destekli görüntü analizi ile dronelar, enkaz altındaki insanları tespit etmek için kullanılabiliyor.

İletişim ve bilgi akışı

Deprem sonrası en büyük problemlerden biri de iletişim kanallarının çökmesi. Teknolojinin bu noktada sunduğu çözümler, felaket sonrası iletişimde hayati önem taşıyor. Uydu telefonları ve acil durum internet ağları, deprem bölgesinde iletişim ağının hızlı bir şekilde yeniden kurulmasını sağlıyor.

Türkiye'de GSM operatörleri, depremlerde kesintisiz iletişim sağlayabilmek adına deprem bölgelerine özel baz istasyonları kuruyor. Bu geçici istasyonlar, iletişim ağının felaketin ardından hızlıca toparlanmasını sağlıyor. Ayrıca, acil durumlarda kullanılmak üzere geliştirilen mobil uygulamalar, depremzedelerin yerini tespit edip ihtiyaçlarını anında yetkililere iletmeyi amaçlıyor.

Türkiye için umut verici gelişmeler

Türkiye’deki araştırmacılar, depremle mücadelede yeni teknolojiler geliştirmeye devam ediyor. Gelecekte kullanılacak teknolojiler arasında, yapay zeka destekli risk analiz sistemleri ve önleyici mimari tasarımlar yer alıyor. Yapay zeka, deprem riski taşıyan bölgeleri analiz ederek, önleyici tedbirlerin alınmasını sağlıyor.