2003 yılında Çin’in Bohai Denizi'nde balıkçılar, suyun yüzeyinde bir periskop gördüler. İlk başta bunun casus bir Güney Kore denizaltısı olduğunu düşündüler, ancak kısa süre sonra bunun, Rus yapımı dizel-elektrik motorlu bir Romeo sınıfı denizaltı olduğu anlaşıldı. Günlerdir suyun altında olduğu tespit edilen denizaltı, hızla Çin ordusu tarafından Yulin Limanı'na çekildi. Ancak, gemiye girildiğinde tüm mürettebatın, 70 kişinin, ölmüş olduğu ortaya çıktı.
Olayın perde arkası: Oksijen felaketi mi?
Olayla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı, ancak uzmanlar kazanın nedenine dair bazı teoriler öne sürdü. Denizaltının motorunu şarj etmek için dizel jeneratör çalıştırılması gerekiyordu, bu da denizaltı içindeki oksijeni hızla tüketiyordu. Denizaltı, oksijen alabilmek için yüzeye çıkmak zorundaydı ancak valflerde meydana gelen bir arıza nedeniyle yeterli oksijen alınamamıştı. Kısa sürede oksijen tükenmiş, basınç farkı nedeniyle kapılar ve kapaklar da açılamaz hale gelmişti. Üstelik, denizaltı "sessiz görevde" olduğundan, iç ve dış iletişimi kapalıydı, bu da yardım çağrısını imkansız kılıyordu.
Yetkililerin sessizliği ve soruşturma
Yetkililer olayın ardından yalnızca kısa bir açıklama yaptı: "Changshan Dağları'nın doğusundaki sularda eğitim yapan denizaltıda bir kaza meydana geldi." Daha fazla bir bilgi verilmezken, sonrasındaki soruşturmada birçok üst düzey subay rütbe düşürme ya da emekli edilme cezalarına çarptırıldı. Ancak, 70 kişinin ölüm nedeni hâlâ bir sır olarak kalmaya devam ediyor.
Denizaltı tarihinin tehlikeleri ve Osmanlı'nın ilk denizaltıları
Bu trajedi, denizaltılar tarihine geçen birçok olay gibi, denizaltı operasyonlarının ne kadar tehlikeli olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet dönemine kadar süren denizaltı tarihimizde de benzer ilkler ve olaylar bulunuyor; örneğin, Osmanlı’nın ilk denizaltısı 1886'da denize indirilen Abdülhamit ve Abdülmecit isimli denizaltılardır. Cumhuriyet döneminde ise ilk yerli denizaltı, 1939 yılında inşa edilen TCG Atılay olmuştur. Ancak, denizaltı teknolojisi geliştikçe bu tür trajedilerin tekrar etmemesi için alınan önlemler de giderek artmaktadır.