Çocuklar için zaman, rutinlere ve anlık olaylara göre şekillenirken, yetişkinler zamanı daha doğrusal ve takvimlere dayalı bir şekilde algılar. Ancak çocukların zamanı algılama süreçleri hala tam anlamıyla anlaşılmamış durumda.
Psikoloji Profesörü Teresa McCormack, çocukların zamanı algılama biçimlerinin yetişkinlerden farklı olduğunu ve zamanın doğrusal bir biçimde anlaşılmasının çocuk gelişiminde önemli bir yer tuttuğunu belirtiyor. Ancak, çocukların "yarın", "dün", "önce" gibi terimleri doğru bir şekilde kullanmaları zaman alıyor. Bu, onların zamanla ilgili dilsel yetkinlik kazanmalarıyla ilgili.
Zaman ve duygusal durumun etkisi
Çocuklar için zamanın nasıl geçtiği, genellikle duygusal durumlarına bağlı olarak değişir. Örneğin, çocuklar heyecan verici bir deneyimi daha uzun, sıkıcı bir olayı ise daha kısa hissedebilirler. Yetişkinlerde de benzer durumlar gözlemlenmiştir. Araştırmalar, stres, yalnızlık ve mutsuzluk gibi duyguların zamanı yavaşlatırken, mutlu anların zamanın daha hızlı geçtiği hissini yarattığını gösteriyor.
Bu fenomen, Covid-19 karantinalarında da görüldü. İnsanlar stres altında ve aktivitelerin kısıtlı olduğu bu dönemde, zamanın daha yavaş geçtiğini hissettiler. Aynı şekilde, korku filmi izlemek ya da hoş olmayan bir deneyim yaşamak, zamanı uzamış gibi hissettirebilir.
Yaş ve zaman algısı
Yaş ilerledikçe zaman algımızda fiziksel değişikliklerin de etkisi olabilir. Duke Üniversitesi'nden Adrian Bejan, ‘Yapısal Gelişim Teorisi’ni kullanarak zaman algımızı açıklamaya çalıştı. Bejan’a göre, yaşlandıkça beyin, retina yoluyla daha az anlık görüntü alır. Çocuklukta daha fazla "zihinsel görüntü" elde edilirken, yetişkinlikte bu görüntülerin azalması zamanın daha hızlı geçiyormuş gibi algılanmasına neden olur.
