Nalbantoğlu, bu paketin hiçbir şekilde insan haklarına katkı sağlamadığını belirtti.
Yargı reformu adı altında daha önce uygulamaya konulan 8 Yargı Paketi'nin de, kamuoyuyla paylaşılan 9. Yargı Paketi taslağının da yargının yapısal sorunlarına çözüm getirmediğini ifade eden Nalbantoğlu, düzenlemeyi yetersiz bulduğunu dile getirdi. Nalbantoğlu'nun yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Yargı reformu paketi hazırlayanlar, yargının karşı karşıya olduğu sorunlardan habersiz görünüyorlar. 15 yılı aşkın bir sürede açıklanan 8 Yargı Paketi de dahil, temel amaç olarak belirlenen ilkelerde ilerleme sağlanamadı. Çıkarılan bütün düzenlemeler, insan hak ve özgürlükler temelli olmadığı gibi devleti, iktidarı ve kurumları önceleyen bir yaklaşımla ele alındı."
Nalbantoğlu, açıklanan 9. Yargı Paketi'nin içeriğinin incelendiğinde, temel hak ve özgürlükleri korumaktan ziyade muğlak ifadeler ve kanunda yeri olmayan yeni suçların ihdas edilmesi gibi endişelere yol açtığını belirtti. Özellikle taslakta yer alan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 339’uncu maddesinden sonra eklenmesi önerilen 22’nci madde, kamuoyunda 'etki ajanlığı' olarak tartışmalara neden oldu.
Nalbantoğlu, taslakta yer alan muğlak ifadelerin ve belirsizliklerin, keyfi ve takdire bağlı suçlamalara ve cezalandırmalara yol açabileceği endişesini dile getirdi. Devletin güvenliği, iç ve dış siyasi yararlar gibi kavramların açık ve net bir şekilde tanımlanması gerektiğini vurgulayan Nalbantoğlu, taslağın bu şekilde yasalaşması halinde yeni hak ihlallerine zemin oluşturabileceği uyarısında bulundu.
