CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, TBMM Genel Kurulu'nda kamuoyunda 9. Yargı Paketi olarak bilinen yasa teklifinin 5. maddesi üzerine önemli açıklama yaptı. 
Bülbül, Türkiye'de hukukun ve özgürlüklerin ciddi şekilde tehlikeye girdiğini belirterek, "Bir parti örgütünün kendi ilçe başkanlığı binasına giremediği, milletvekillerinin ve grup başkanvekillerinin belediyelere sokulmadığı bir ülkede, hak ve özgürlüklerden bahsedilemez" dedi.

Bülbül, konuşmasında, özellikle İstanbul’un Esenyurt ilçesindeki gelişmeleri örnek göstererek, kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı’nın görevden alındığını, belediye meclis üyelerinin görevden uzaklaştırıldığını ve bununla birlikte CHP'nin üst düzey yöneticilerinin, belediyeye girememe durumu ile karşı karşıya kaldığını belirtti. "Grup Başkanvekili, Milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı gibi isimlerin belediyelere giremediği bir ülkede hukuk devleti, demokrasi ve özgürlükler nasıl var olabilir?" diye soran Bülbül, bunun bir hukuk ve özgürlük krizi olduğunu vurguladı.

Masumiyet karinesi ve seçilme hakkı

Bülbül, konuşmasında, hukukun temel prensiplerinden biri olan masumiyet karinesine de değindi. "Masumiyet karinesi, kimse suçlu sayılmadan cezalandırılamaz" diyerek, bu ilkenin sadece ulusal değil, evrensel bir hukuk kuralı olduğunu belirtti. Anayasamızın 38. maddesinde de bu ilkenin açıkça yer aldığını hatırlatan Bülbül, suçluluğu kanıtlanmamış kişilerin seçilme haklarının gaspedilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Örnek olarak, son dönemde çeşitli illerde suçsuz yere görevden alınan belediye başkanları ve meclis üyelerini gösterdi. "Suçluluğu kanıtlanmamış kişilerin seçilme hakkı gasp edilemez" diyerek, demokrasi ve seçim haklarının ihlal edildiğini dile getirdi.

Yargı reformu ve İnsan Hakları Eylem Planı'nın gerçekleşmemesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'na da eleştirilerde bulunan Bülbül, bu planların gerçek hayatta uygulamaya girmediğini belirtti. 2019’da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'nda yer alan "Özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye" hedefinin henüz gerçekleşmediğini vurgulayan Bülbül, Türkiye’nin giderek daha az demokratik, daha az özgür bir ülke haline geldiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik” Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik”

Bülbül, “Belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin görevden alındığı, milletvekillerinin bile belediye binalarına giremediği bir Türkiye’de daha demokratik bir toplumdan bahsedilemez” dedi.

Hukuk devleti ve yargının bağımsızlığı

Bülbül, yargının bağımsızlığının da ciddi şekilde tehdit altında olduğunu söyledi. Yargının, saraydan gelen talimatlarla karar veren, siyasallaşmış bir yapıya dönüştüğünü iddia etti. Hakimlerin ve savcıların, "acaba bu kararı verirsem ne olur?" diye düşündüklerini belirten Bülbül, bu durumun yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdığını vurguladı. Bülbül, "Hangi yargıya güveneceğiz? Yargı sarayın talimatlarıyla mı hareket edecek?" diye sordu.

Türkiye’nin durumu ve uluslararası görünüm

Bülbül, Türkiye’nin hukuk ve özgürlükler konusundaki gerilemesini uluslararası düzeyde de örneklendirerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) her 100 başvurudan 35’inin Türkiye’den geldiğini, ifade özgürlüğü ihlallerinde Türkiye'nin en fazla dava açan ülke konumunda olduğunu belirtti. Ayrıca, cezaevlerinde tutuklu sayısının arttığına dikkat çekerken, OECD ülkeleri arasında ifade özgürlüğü bakımından 149 ülke arasında 129. sırada yer alındığını söyledi.

Bülbül, Türkiye'de hukukun, özgürlüklerin ve demokrasinin ciddi şekilde zayıfladığını belirterek, "Bir milletvekilinin, bir parti örgütünün kendi binasına giremediği bir ülkede hak ve özgürlüklerden bahsedilemez" dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ