CHP İzmir'in kurultay delegelerinin, 81 İl Başkanının yaptığı "Kurultay istemiyoruz" açıklamasına gösterdikleri “Asker değiliz delegeyiz” tepkisi, CHP içindeki bölünmenin başka bir göstergesi.
Türkiye’de her geçen gün hayat daha pahalı hale geliyor. Emekliler, geçim sıkıntısı içinde yaşam mücadelesi verirken, asgari ücretliler aldıkları maaşla neredeyse sadece kiralarını ödeyebiliyorlar.
Pazara çıkmak, temel ihtiyaçları karşılamak bile cesaret ister bir hale geldi. Bu şartlar altında bir ana muhalefet partisinin yükselmesi, halkın sıkıntılarına çözüm önerileri sunarak oylarını katlaması beklenir. Ancak, CHP kendi iç huzursuzluğuyla uğraşarak bu imkânı kaçırdığı gün gibi ortada.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın yaptığı açıklamalar ve ardından gelen tepkiler, CHP içindeki çatlağı derinleştirdi.
Parti içindeki bazı milletvekilleri olağanüstü kongre çağrısı yaparken, diğerleri bu çıkışları kibir ve kişisel hırs olarak değerlendiriyor.
CHP’de her genel başkan değişimi sonrası benzer tartışmalar yaşanırken, bu durumun ana muhalefetin gücünü nasıl törpülediğini gözler önüne seriyor.
Parti sözcülerinin bu tür tartışmalarla kamuoyunun dikkatini iktidarın başarısız ekonomi politikalarından CHP’nin iç meselelerine çekmesi, iktidarın elini rahatlatıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultay tartışmalarını sonlandırma çabası, haklı olarak halkın içinde bulunduğu geçim sıkıntısına dikkat çekmesi ve sosyal medyada bu konuları gündemden düşürmeye çalışması yerinde bir hamle. Ancak bu uyarının sahada ne kadar karşılık bulacağını zaman gösterecek.
Halk, mutfaktaki yangını söndürmek için çare beklerken, ana muhalefetin bu meselelerle gündeme gelmesi, halkın umudunu yitirip iktidarın ekmeğine yağ sürmesine yol açıyor.
Bu ülkede, gündem ekonomi olmalı, işsizlik olmalı, yoksulluk olmalı. CHP kendi içine dönük tartışmalarını kapalı kapılar ardında bırakmaz ve halkın sıkıntısına eğilmezse, bir sonraki seçimde de arzuladığı başarıyı yakalayamayabilir.
Ana muhalefet, tüm enerjisini ekonomik çıkmazda olan halka çözümler sunmaya, işsizlik ve yoksullukla mücadelede alternatif yollar aramaya harcamalıdır. Aksi halde, siyasette kendi kendini tartışan bir parti olmaktan öteye geçemeyecek ve iktidar için zayıf bir rakip olmaya devam edecektir.
Türkiye’nin geleceği bu ekonomik krizin aşılmasına bağlı. CHP, iktidarı eleştirmekten öteye geçerek, somut çözüm önerileriyle halkın yanında durmayı başarabilirse, gerçek bir değişim yaratabilir. Bunun yolu da parti içi kavgaları bir kenara bırakıp halkın gündemine, halkın yaşadığı sorunlara odaklanmaktan geçiyor.
GÜNÜN SÖZÜ
Kavgalı eve kimse kız vermez