İzmir’in Çeşme ilçesi Musalla mahallesinde yapılmak istenen Güneş Enerji Santralı (GES) projesine karşı halk tepkisini sürdürüyor. Sabancı Holdingin bünyesindeki Vega Rüzgâr Enerjisi Elektrik Üretim A.Ş. tarafından planlanan projeye yönelik düzenlenen ÇED toplantısı, yurttaşların protestosu sonucu ileri bir tarihe ertelendi. Yurttaşlar, Çeşme Meydanı’nda yürüyüş düzenleyerek, projenin tarım alanlarına ve yaşam alanlarına zarar vereceğini belirtti.

Çeşme Musalla Mahallesinde planlanan ve İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından verilen “ÇED gereklidir” kararı verdiği Çeşme Rüzgâr Enerji Santralı Yardımcı Kaynak Güneş Enerji Santralı projesi, bölgedeki tarım arazilerinin yok edilmesi ve yerleşim alanlarına zarar vereceği endişeleri nedeniyle tepkilere yol açtı. 169 bin metrekare tarım arazisinin yok olacağını bildiren Çeşme Kent Konseyi ve Çeşme Çevre Platformu, proje ile hayvancılık ve tarım faaliyetlerinin ciddi bir darbe alacağını ifade ediyor.

Çeşme'de GES'çiler toplantıdan kaçtı, çevreciler açıklama yaptı

“Sit korumasından çıkarılıp yapılaşmaya açılmak isteniyor”

Avukat Seher Gacar, basın açıklamasında “Çeşme’yi yalnızca turizm beldesi olarak gören anlayışı reddediyoruz. Çeşme, 12 ay boyunca tarım yapılan bir yerleşim alanıdır” dedi. Proje alanının yerleşim yerlerine olan yakınlığı nedeniyle yapım ve işletim aşamasında yöre halkının olumsuz etkileneceğini vurgulayan Gacar, şunları söyledi:

“Yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil enerji kaynaklarına tercih edilmesi gerektiği de tartışmasızdır. Ancak GES'lerinin deniz manzaralı ve turizm merkezi yakınında olma zorunluluğu olmadığının da farkındayız. Toplumda yenilenebilir enerji kaynaklarının temiz ve zararsızlığı yönünde oluşturulan yapay algının arkasına saklanarak Çeşme’nin son kalan bakir alanlarından bir bölümünün daha sit korumasından çıkarılıp yapılaşmaya açılmasına, tarım arazilerimizin enerji üretimi bahanesi ile yine ve yeniden yok edilmesine karşı çıkıyoruz.”

“Asıl amaç değerli hazine arazilerini ele geçirmek”

Çeşme Çevre Derneği ve Kent Konseyi Başkanı Ahmet Güler, SabancıSa'ya bağlı Vega şirketinin asıl amacının enerji üretiminden çok değerli hazine arazilerini ele geçirmek olduğunu belirtti. Güler, “GES projelerinin tarım arazilerini işgal etmesi kabul edilemez. Çeşme, sadece turizm değil, tarım açısından da önemli bir bölgedir” dedi.

Aynı zamanda Çeşme Çevre Platformu olarak, bölgedeki çevresel ve tarımsal dengeyi bozan tüm projelere karşı mücadele ettiklerine dikkat çekti.

“Panellerin daha sonra nasıl imha edileceği büyük bir sorun”

Kimya mühendisi Ertuğrul Barka, güneş enerji santrallerinde kullanılan panellerin içerdiği tehlikeli maddeler konusunda halkı bilgilendirdi. Galyum arsenit, tellür ve kurşun gibi ağır metallerin kullanımının çevresel riskler oluşturduğunu belirten Barka, “GES'ler temiz enerji kaynağı olarak gösteriliyor ancak bu panellerin kullanım ömrü sona erdiğinde nasıl imha edileceği büyük bir sorundur” dedi. Barka, çevresel etkilere dair ÇED raporlarında yeterli açıklama yapılmadığını söyledi.

İklim değişikliği: Anadolu'da kaybolan kültür bitkileri İklim değişikliği: Anadolu'da kaybolan kültür bitkileri

Kararı halk verecek: Çeşme’de yeni GES projesine yeşil ışık mı?

Mahkeme planları iptal etmişti

Yeni başlayan ÇED sürecine göre, GES projesi üç ayrı bölgede kurulacak ve bu alanlar toplamda 18 bin 613 güneş paneliyle kaplanacak. İzmir-Manisa 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı'na göre ise bu sahalar tarım ve ağaçlandırma alanı olarak geçiyor. Buna ek olarak, bölgenin doğal SİT alanı olması, projenin çevresel etkilerine dair endişeleri artırıyor.

Bölgedeki yurttaşlar daha önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının çıkardığı iki ayrı planı yargıya taşıyarak iptal ettirmişti. Ancak, 2018’de yapılan bir düzenleme ile bölge, Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak değiştirilmişti. Bu durum, projenin ilerleyebilmesi için yeni bir yasal zemin hazırlamış oldu. Buna rağmen, yerel halk, projeye karşı hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini belirtiyor.

GES projesinin hayata geçmesi durumunda, yurttaşlara ait dört hektarlık alan daha kamulaştırılacak. Kamulaştırma süreci, yerel halk arasında huzursuzluk yaratırken, projenin tarımsal üretimi ve bölgedeki ekosistemi olumsuz etkileyebileceği yönünde ciddi eleştiriler bulunuyor.

Editör: Sercan Engerek