9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Öğretim Üyesi ve Sağlık Hizmetleri Sağlık Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ateş, dondurulmuş suyun plastik ürünlerle temasında insan sağlığına olumsuz etkilerini gazetemize değerlendirdi.

Dünya genelinde 264 milyon kişi depresyonla mücadele ediyor Dünya genelinde 264 milyon kişi depresyonla mücadele ediyor

Haber Ekspres Gazetesi'nden Turgay Kılıç'ın haberine göre Prof. Ateş, kirli buz nedeniyle meydana gelebilecek kolera hastalığının etkisinin önemine de değinerek "Burada ise nerede, hangi mekanda içeceğimizi seçmemiz gerekiyor. Her lokantada yemek yemeyiz. Bu konuda da seçici olmalıyız. Bu iş ise buz ve gıda zehirlenmesine benzer. Kolera bile buradan geçebilir. En tehlikeli hastalıklardan biridir. Kanalizasyon sıvısı içme suyuna bulaşıyorsa ve bu su temizlenmiyorsa birçok hastalık cereyan eder, sadece küçük bir ishal değil. Sorunumuz içmek istediğimiz içeceği neden uzun süre soğuk tutmak isteyişimizdir. Burada ise bu tamamen mekanlara fayda sağlıyor. Mekanlarda içeceklerin içindeki buzdan dahi ücret alıyorlar ve daha uzun süre oturmak için kullanılıyor. Soğuk suyu içebilir veya soğuk, dondurulmuş bardaktan da içeceğimizi tüketebiliriz. Bazıları ise buzu hacim olarak büyütmek için kullanıyor. Az kahveyle çok fazla bardak hacmiyle ürünü satabiliyorlar" dedi.

Gıda zehirlenmesi gibidir

Prof. Dr. Ateş, buz zehirlenmesinin aslında gıda zehirlenmesi gibi düşünülmesi gerektiğini vurgulayarak  "Temiz olmayan suyun buzluğa konularak dondurulması ve tüketilmesinde zehirlenme meydana geliyor. Buna da buz zehirlenmesi deniyor. Bu da kirli suyu tüketmeye girer. Mikrobik açıdan tek tanımı bu. Bakterinin mideye girip çoğalmasıyla da zehirlenme semptomları yaparak bunaltı, kusma ve ishal meydana gelir. Buzda kullandığımız suyun kaynatılmış, temiz elde edilip tüketilmesi gerekiyor" ifadelerine yer verdi.

Bakteriler buzda yaşıyor!

Öğretim Üyesi Prof. Ateş, şöyle devam etti: "Kaynar su ise bakterileri öldürür. Dondurucuya hangi yiyeceği koyarsanız koyun blanj denilen seviyeye getirirsiniz. Sıcak suyun içine koyup birkaç dakika sonra çıkardığınız sebzeyi, tekrar dondurucuya koyduğunuzda donma işlemi gerçekleşir. Donma işlemi tamamlanınca da çıkarırsınız. Buradaki birinci aşama, bakterileri öldürmektir. İkincisi ise, yemek yaparken de bakteriler kaynayarak yine ölür. Bakteriler hem buzun içinde hem de buz çözüldükten sonra yaşamını sürdürür. Bunun aynısı dondurmada da geçerlidir" diyerek konuya yeni bir pencere açtı.

Buzlu risk

Prof. Ateş, "Dondurmalarda da aynı işlem geçerlidir. Dondurma topu yapmak için kullanılan kaşığın kirli olması veya satıcının elinde eldiven yoksa mikroplar kaşıkla birlikte dondurmaya da geçerek zehirlenmeye davetiye çıkarıyor. Çocukların yaz sıcağında dondurmayı çok tercih etmesi riskli durumlara yol açar. Dondurmaların güvenilir ve hijyenik yerlerden tüketmesi gerekir. Aynı olay ise suyun dondurulmasıyla da geçerli. İçeceklerdeki buzdan değil, aynı zamanda gıdalardan da kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.

Ekoli bakterisine dikkat!

Etin dondurulmasına ilişkin bilgileri de sıralayan Ateş, "Eti dondurucuya koyduğunuzda 6 ay dayandıktan sonra o eti çıkarıp çözdüğünüzde ve vazgeçerek yeniden dondurucuya koyduğunuzda bu zehirlenmeyi bir kat daha artırır. Bu da ekoli bakterisinin önünü açar. Ekoli bakterisi ise insan dışkısında bulunan bakteridir. Bu da ekoli zehirlenmesi olarak ifade edilir. Dondurucuda çiğ etin ve çiğ balığın çözülmesinin ardından hemen pişirilerek tüketilmesi gerekir" şeklinde konuştu.

Şoklanmış ürünlere de dikkat!

Patlıcan bitkisel besin yapısında bakterinin üremesi daha yavaşken bezelye gibi gıdalarda bakterilerin üremesinin çok hızlı gerçekleştiğini ifade eden Ateş, "Burada da bakteri oranı ne kadar yüksekse zehirlenme o kadar kısa sürede ve hızlı oluşur. O yüzden dikkat edilmesi gerekiyor. Yoksa bağırsak sistemimizde iyi ve kötü huylu bakteriler vardır. Kötü huylu bakteriler, iyi huylu bakterilerin baskılanması durumunda kişi hastalanmaya başlar. Probiyotikteki bakteriler, iyi huyludur ve bizi bu durumlardan korur. Yoğurt kaynayan sütten elde edildiği için dondurulması uygundur. Gıdaların pişirildikten sonra dondurulması gerekir" dedi.

Kusma ve ishalin etkileri

Öğretim Üyesi Prof. Ateş, kusmanın ve ishalin vücuttaki bakterileri atmada iyi bir etken olduğunu söyleyerek "Bu bakteriler toksin dediğimiz madde salgılıyor. Bu toksinler bağırsakta bir iltihap meydana getiriyor. Vücudun da bundan kurtulması için kusma veya ishal yoluyla onu dışarıya atmaya çalışır. Sonrasında ise probiyotiklerle bu döngünün tamamlanması gerekiyor. Bu gibi durumlarda ise ishal varsa hemen durdurması yanlıştır. İshalin bitmesi sonrasında tedavi yapılmalı. İshali hemen durdurduğunuzda vücudttaki toksin maddeler dışarıya atılmadığından daha büyük sorunlar meydana geliyor" dedi.

Bakterilerin çoğalma süresi

Prof. Mehmet Ateş, "Bebekli kadınlar ise temiz kaplar kullanılırsa bir defaya mahsus dondurulmasının ardından çözülmesinde biberonu kullanabilirler. Temiz olmayan bir kapta bakteriler ürer ve insan sağlığı için tehdittir. Sütü sağdıktan sonra hemen dondurucuya koyarsanız bakterinin üremesine engel oluryorsunuz" demesinin ardından şöyle açıkladı: "Bir bakterinin, iki bakteri olarak çoğalması için geçen süre 20 dakikadır. İki bakterinin ise dört bakteri olması için geçen süre yine 20 dakikadır. Bunlar geometrik olarak çoğalırlar. Bu döngü hızlıca gerçekleşirken gıdanın da bozulmasına yol açıyor.’’

Buz kalıpları

Prof. Dr. Ateş, buz kalıpları hakkında şöyle konuştu: "Plastikteki yapının belirli birarada kullanılması gerekiyor. Plastik şişeler eksi derecede ve sıcakta daha da kötü oluyor. Bu alanda mikroplastik üreme olayı artıyor. Günümüzde de bunu konuşuyoruz. Buz, plastikte sertleşiyor ve keskinleşiyor. Küçük mikroplastikler gözle görülmesi zor parçacıklar buzla karışıyor ve içtiğimizde aynı etkiyle tüketiyoruz. Buz olmadan da tüketebiliriz."