Ah Yalan Dünya', 'Gönül Yarası', 'Zülüf Dökülmüş Yüze', 'Niye Çattın Kaşlarını' ve 'Mühür Gözlüm' adlı parçaların da aralarında olduğu unutulmaz eserlere imza atan 'Bozkırın Tezenesi' lakaplı Neşet Ertaş'ın vefatının üzerinden 12 yıl geçti.

Neşet Ertaş kimdir?

Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesine bağlı Abdallar köyünde dünyaya geldi. Çocukluğunun ilk sekiz yılını burada geçiren Ertaş, ailesiyle birlikte daha sonra İbikli köyüne yerleşti. Sanatçı, müziğe olan tutkusunu, saz ustası olan babası Muharrem Ertaş’tan aldı. Ertaş’ın müzikle tanışması, annesi Döne Ertaş’ın yaptığı oyuncak bağlamayla başladı; bu, onun müzik hayatındaki ilk adımı oldu.

1991'de tarihi bir dönüm noktası: Sovyetler Birliği nasıl çöktü? 1991'de tarihi bir dönüm noktası: Sovyetler Birliği nasıl çöktü?

Neşet Ertaş aynı zamanda bir bağlama ve cura ustasıdır. Ertaş, özellikle Türk halk müziği türünde yaptığı eserlerle tanınmıştır. Sanatçı, 2012 yılında vefat etmiştir, ancak müziği ve sanatı hala Türkiye’de büyük bir sevgi ve saygı ile anılıyor.

Müzikleri ve tarzı nasıldı? 

Neşet Ertaş’ın müziği, Türk halk müziğinin geleneksel ezgileri ve formlarını yansıtır. Kendisi, türkülerin yanı sıra uzun havalar, bozlaklar ve oyun havaları gibi çeşitli halk müziği türlerini de başarıyla icra etmiştir. En bilinen eserleri arasında "Yarim", "Kır Zincirlerini", "Derman Derman" ve "Kırşehir'in Yolları" gibi türküler yer alır. Ertaş, müziğinde sık sık Anadolu'nun sosyal yaşamına, aşkına ve doğasına dair temaları işler.

Genç yaşta parlayan ışık

Neşet Ertaş, okula gidememiş olmasına rağmen genç yaşlarda bağlama ve keman çalmayı öğrendi. Ağabeyi Necati Ertaş’tan okumayı öğrendi ve bu dönemde babasıyla birlikte çeşitli şehirlerde sahne aldı. 19 yaşında, babasının yazdığı "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adlı türküsünün yer aldığı ilk plağını çıkardı. Bu plak, ona geniş bir kitleye ulaşma fırsatı sundu. İki yıl boyunca İstanbul’da plak ve konser çalışmalarına devam eden Ertaş, sonrasında Ankara’ya yerleşerek sanat hayatını burada sürdürdü. Bu süreçte, "Türkülerin Babası" ve "Anadolu Efsanesi" gibi unvanlarla anılmaya başladı.

Almanya'ya yerleşmek zorunda kaldı 

Neşet Ertaş, Ankara’da Leyla Hanım ile tanışarak evlendi ve üç çocuk sahibi oldu. Ancak çift, yedi yıl sonra ayrıldı. Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle Almanya’ya yerleşmek zorunda kaldı. Almanya’da çocuklarının eğitimi ve kendi sanat çalışmaları için uzun yıllar ikamet etti. Bu dönemde, Türk göçmenler arasında oldukça sevilen bir isim haline geldi.

"Yaşayan İnsan Hazinesi"

2000 yılında İstanbul’a dönerek hayranlarıyla buluştu. Abdallık kültürünün önemli temsilcilerinden biri olarak, Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde "Devlet Sanatçısı" unvanını kabul etmedi. Ancak, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Yaşayan İnsan Hazinesi" olarak ilan edildi. Ayrıca, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından 2011 yılında fahri doktora unvanı aldı. Ertaş’ın türküleri, pek çok konservatuarda ders olarak okutulmaya başlandı.

Müziğinin arkasında bir hikaye var mı?

Neşet Ertaş’ın müziği, yaşam hikayesinin derin izlerini taşır. Müzik, onun için sadece bir sanat dalı değil, aynı zamanda duygularını ve düşüncelerini ifade etme aracıdır. Ertaş’ın eserlerinde, Anadolu’nun kültürel zenginlikleri ve insanlarının yaşam mücadeleleri sıkça dile getirilir. Özellikle bozlak türünde, köy yaşamının zorlukları, aşk, ayrılık ve özlem gibi temalar ön plandadır.

74 yaşında hayata veda etti... 

Hayatı boyunca yaklaşık 400 plak ve birçok kaset ile "long play" albümüne imza atan Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012’de prostat kanseri nedeniyle İzmir’de 74 yaşında vefat etti. Eserleri, Anadolu insanının duygularını, acılarını ve yaşam mücadelesini yansıtırken, onun müziği hala dinlenmekte ve yaşatılmaktadır. Hayatı ve eserleri, Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap olarak yayımlanmıştır. Neşet Ertaş’ın bazı önemli albümleri arasında "Gönül Dağı", "Kendim Ettim Kendim Buldum", "Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde" ve "Ölmeyen Türküler" yer almaktadır.

Türkiye’de nasıl anılıyor?

Neşet Ertaş, Türkiye’de özellikle Anadolu müziğinin önemli temsilcilerinden biri olarak anılmaktadır. "Bozlak King" ya da "Bozlakların Piri" gibi unvanlarla anılır. Ayrıca, geleneksel müziğin yaşatılmasında önemli bir rol oynamıştır. Hayatı boyunca birçok ödül kazanmış, halk müziğine olan katkıları nedeniyle saygı görmüştür. Vefatından sonra da müziği ve etkisi hala birçok sanatçı ve dinleyici tarafından yaşatılmaktadır. Neşet Ertaş, özellikle kırsal kesimdeki insanlar için bir kültürel ikon haline gelmiştir. Her yıl anma etkinlikleri düzenlenir ve müziği, yeni nesillere aktarılmaya devam eder.

Ertaş'ın dediği gibi; “Ölmeyen türküler, yaşıyor içimizde.”

Editör: Simge Akbulut