Yeni yıl yaklaştıkça asgari ücretle ilgili zam tartışmaları hız kazanıyor. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı, İstanbul ve Anadolu arasındaki yaşam maliyeti farkını öne sürerek bölgesel asgari ücret talep etti. Bu öneri, geçmişte vazgeçilmiş bir uygulamanın geri getirilmesi anlamına gelirken, iş dünyası ve uzmanlar arasında büyük bir tartışma yarattı.

Yemek kartlarında prim kalktı: İşveren ve çalışan rahatladı Yemek kartlarında prim kalktı: İşveren ve çalışan rahatladı

Bölgesel asgari ücret, bir ülkede farklı bölgelerde yaşam maliyetlerine göre farklı ücret seviyelerinin belirlenmesini ifade ediyor. Uygulama, Türkiye’de 1951-1974 yılları arasında geçerliydi ancak Anayasa Mahkemesi, eşitsizlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle sisteme son verdi. Son 50 yıldan beri Türkiye'de ulusal asgari ücret uygulanıyor.

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, bölgesel asgari ücretin geri gelmesini savunuyor. İstanbul gibi büyük şehirlerde kira ve geçim maliyetlerinin yüksek olduğunu, Anadolu'da ise bu maliyetlerin çok daha düşük olduğunu belirterek bu farklılıkların dikkate alınması gerektiğini söyledi. Asmalı, kira fiyatları arasındaki 10 bin TL’ye varan farkın asgari ücrette de yansıma bulması gerektiğini dile getirdi.

“Toplu iş sözleşmesinin genişletilmesi gerekir”

Uzmanlar bölgesel asgari ücretin adaletsizliği artırabileceğini söylüyor. Prof. Dr. Aziz Çelik, asıl sorunun asgari ücretin ortalama ücret hâline geldiğini vurgulayarak “Milyonların asgari ücret cenderesinden çıkması için toplu iş sözleşmesi kapsamının genişletilmesi ve asgari ücret kapsamın daraltılması gerekir. Asgari ücret sınırlı bir kesimi ilgilendiren ücret olduğunda bölgesel asgari ücret tartışması da ortadan kalkacaktır” diyor.

ABD, Kanada, Hindistan ve Çin gibi eyalet sistemine sahip ülkelerde bölgesel asgari ücret uygulaması bulunurken, AB ülkelerinde böyle bir uygulama mevcut değil. Almanya gibi federal sisteme sahip ülkelerde dahi ulusal asgari ücret sistemi tercih ediliyor. Türkiye gibi üniter devlet yapısına sahip ülkelerde ise bölgesel asgari ücret anayasal eşitlik ilkesiyle çelişiyor.

50 yıl önce denendi, vazgeçildi

Bölgesel asgari ücret tartışmasını “dipsiz kuyu” olarak nitelendiren Çelik, “Bölgelerin hangi esasa göre belirleneceğinin yanı sıra metropoliten kentlerde aynı kent içinde bile ciddi yaşam maliyeti farkı söz konusudur.  Örneğin, İstanbul’da Sultanbeyli ile Şişli, aynı yaşam maliyetine sahip değil. Aynı şekilde Ankara’da Çankaya ile Sincan’da da yaşam maliyeti oldukça farklıdır” diyor.

Bölgesel asgari ücret, çözülmesi gereken bazı ekonomik sorunlara çözüm olarak görülse de yeni sorunlara yol açabileceği endişesi var. Çelik, bölgesel asgari ücret uygulamasının Uluslararası Para Fonu (IMF) ve çeşitli işveren örgütleri tarafından uzun süreden beri savunulan bir konu olduğuna dikkat çeken Çelik, şunları söylüyor:

“Bölgeler arasında ücret farklarının artması, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri daha da derinleştirebilir. Ayrıca, hangi bölgelerin nasıl belirleneceği gibi teknik sorunlar, uygulamanın karmaşıklığını artıracaktır. Bölgesel asgari ücret konusu 50 yıl önce vazgeçilen bir uygulamadır. Türkiye bu yöntemi denemiş, yararlı bulmamış ve vazgeçmiştir.”

“Asgari ücret ortalama bir ücret olmaktan çıkarılmalı”

Türkiye’de asgari ücret, çalışanların büyük çoğunluğunu ilgilendirir hâle geldi. Çelik’in açıklamasına göre AB ülkelerinde asgari ücret, çalışanların yalnızca yüzde 4’ünü kapsarken Türkiye’de bu oran yüzde 50 civarında. “Bu durum, asgari ücretin ortalama ücret seviyesine dönüşmesine yol açmıştır” diyen Çelik, asgari ücretin ortalama bir ücret olmaktan çıkarılması gerektiğini, toplu iş sözleşmeleri yoluyla farklı işler ve sektörlerde ücret seviyelerinin belirlenmesi gerektiğini vurguluyor.

“İşçileri ücretlerini daha da düşürme çabası”

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise bölgesel asgari ücreti, işçilik ücretlerini daha da düşürme çabası olduğunu belirterek eleştiriyor.

Ayrıca bölgesel asgari ücretin, işçiler arasındaki gelir farklarını artıracağı ve sosyal eşitsizlikleri derinleştireceği yönünde uyarılarda bulunuyor.

Kaynak: Haber Merkezi