BİR YILDIZ SÖNDÜ KARANLIK KONUŞTU

Sanatın, müziğin ve halkın gönlünde taht kurmuş bir isimdi Volkan Konak.

Abone Ol

Kuzey’in o hırçın dalgalarından kopup gelen, yüreğinde Karadeniz’in fırtınasını taşıyan adamdı. Ama şimdi o fırtına dindi. Kuzey’in sesi sustu. Volkan Konak sahnede, müziğin kollarında, sanatın en yüce yerinde, halkın önünde hayata veda etti.

Ve ne oldu?

Bir müftü kalktı, kinini, nefretini kusarak, insanlığa, ahlaka ve vicdana meydan okudu. “Sahnede gebermiş” dedi. Kendi çirkinliğini, kendi ruhunun karanlığını bir sanatçının ardından döktü. Bir din adamı, bu sözleri söyleyebilecek hale nasıl geldi? Hangi kitapta, hangi ayette, hangi hadiste, hangi insanlık öğretisinde ölüm karşısında böyle bir nefret kusmak vardır?

Bu ülkede insanlara her kelimenin hesabı sorulurken, bu kin ve nefret söylemini ağzından salya gibi akıtan şahsa kimse dur diyecek mi?

Nerede savcılar?

Adaletin terazisi sadece belirli kişiler için mi çalışıyor? Kin ve nefret suçu işleyenlere dokunulmazlık mı tanındı?

Nerede insanlık?

Bir ölünün ardından bile böyle bir nefret kusabilen zihniyet, hangi vicdanın, hangi ahlakın parçası olabilir?

Nerede Diyanet?

Bunca zamandır dini kendi tekelinde tutanlar, şimdi bir din adamının insanlıktan uzak bu sözleri karşısında neden suskun?

Bu müftü sıfatlı zat, açıkça halkı bölmeye, kin ve nefret tohumu ekmeye çalışıyor. Din adamı olmak, nefretin meşrulaştırıcısı değildir. İnanç, kinle yoğrulmaz. Din; merhamettir, hoşgörüdür, insanlıktır. Ama bazıları bu kutsal kavramları kendi karanlık ruhlarının silahı olarak kullanıyor.

Bugün Volkan Konak’a “gebermiş” diyen yarın size, bana, hepimize aynı nefreti kusacak. Eğer bu çirkinliğe ses çıkarmazsak, eğer adalet susmaya devam ederse, bu ülke sadece sanatçısını değil, vicdanını da kaybedecek.

Bu bir suç duyurusudur! Adaleti bekliyoruz. İnsanlığı bekliyoruz. Suskunluğu değil, hakkı bekliyoruz. Çünkü insanlık, bu çirkinliğe sessiz kalamaz.

GÜNÜN SÖZÜ

Yuh olsun böyle müftüye