Beşiktaş Kulübü’nün 29 Aralık Pazar günü yapılacak olağanüstü seçimli genel kurulunda başkan adayı olan Serdal Adalı, seçim süreci öncesinde düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Adalı, son dönemde yaşananların Beşiktaş’ın itibarına zarar verdiğini belirterek, “Hatalı yönetim anlayışlarından kaynaklı kötü sonuçlar alınabilir ya da para kaybedebiliriz. Beşiktaş kaybettiği parayı belki sineye çekebilir. Ancak Beşiktaş’ın itibarına hiçbir şartla leke getirilemez” dedi.
Beşiktaş’ın itibarına verilen zararın para ile telafi edilmeyeceğini söyleyen Beşiktaş Başkan Adayı Serdal Adalı, “Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kulübü, onun bize emaneti, cumhuriyetin şanlı Beşiktaş’ı bugün bizleri tekrardan bir araya getirdi. Beşiktaş, Cumhuriyetin bir neferi, ülkemizin en saygın kulübüdür. Bu yüce başkanlık makamına aday olmuş bir kardeşiniz olarak bugün sizlerin huzurundayım. Değerli Beşiktaşlılar son 1 aydır içinde entrika, gerilim, bolca yalan ve Beşiktaş ismiyle hiçbir zaman yan yana gelmemesi gereken komisyon, sahte evrak ve saymakla bitmeyecek yakışıksız konuların olduğu kaos ortamı yaşıyoruz. Hiç böyle bir lüksümüz olmamasına rağmen yanlış transferlerden, hatalı yönetim anlayışlarından kaynaklı kötü sonuçlar alınabilir ya da para kaybedebiliriz. Beşiktaş kaybettiği parayı da belki sineye çekebilir. Ancak Beşiktaş’ın itibarına hiçbir şartla leke getirilemez. Özellikle son 1 ay içerisinde yaşadıklarımız maalesef Beşiktaş’ın itibarına leke düşürmüştür. Sabaha kadar bu kadar verdim, bu kadar daha vereceğim diye dolaşanların bilmesi gerektiği şey; Beşiktaş’ın itibarına verilen zarar para ile telafi edilemez. Biliyorum ki hepimiz bu kaostan ve gerilimden, başkan, ikinci başkan entrikalarından çok sıkıldık. Ortaya konuşulması, izah edilmesi, açıklığa kavuşturulması gereken birçok konu var. Beşiktaş’ımızın imajını, marka değerini, kurumsal kimliğini korumak, kendi camiasına ve dışarıya karşı itibarını zedelenmesini önlemek hepimizin zorunluluğudur. Beşiktaşlılar olarak kişilere, kurumlara, yatırımcı sponsor ve finansal kaynaklara, devletimizin koyduğu kanun ve yükümlülüklere karşı sorumluluklarımız var. 1 yıl önce göreve gelen yönetim kurulu ve profesyoneller kendileri hakkında ortaya atılan bütün iddialara yanıt verme mecburiyetindeler. Beşiktaş’ta herhangi bir yanlış ya da usulsüzlük yapılmadığını camiamıza kanıtlamak mecburiyetindedirler. Hataları varsa kulübümüzün zararını tazmin etmek zorundalar. Beşiktaşlıların vicdanında aklanmak durumdadırlar. İçinde bulunduğumuz bu kaos ortamıyla ilgili şu hususları dile getirmek durumdayım; Sayın Aybaba imzamı taklit ettiler benim haberim olmadan 5 milyon Euro’luk teklif yaptılar dedi, genel sekreter bu teklifi Hüseyin Bey yaptırdı Başkan geri çektirdi dediler, yine genel sekreter Samet hoca da menajerlerin yetki belgesini imza yetkisi olmamasına rağmen dağıttı dedi. Her gün bir başka televizyon ekranında Beşiktaş Kulübü’nün belgeleri sıradan bir kağıt parçasıymış gibi rahat rahat gösterildi. Üyeleri teker teker istifa etti sonra geri çektik dedi. Beşiktaş Başkanı, yönetim kurulu toplantısından sonra ‘Beşiktaş kalkışma yapılacak yer değildir’ dedi. Şu anki başkan adayımız Hüseyin Yücel, çıkıp bu konularla ilgili tek bir kelime söylemedi, tek bir açıklama bile yapmadı. Tabiri caizse ölü taklidi yaptı. Beşiktaşlılara kurumsal yapı ve şeffaflık sözü verenler maalesef söylemlerinin tam tersini icra ettiler. Tüm bu skandalların üzerine sorumluluk kendilerinde değilmiş gibi olanların üzerine sünger çektik zannediyorlar. İlk önce bu rezilliklerin ve tüm olup bitenin hesabını vermeleri gerekir. Ondan sonra Beşiktaş’ın geleceği hakkında konuşabilecekleri birkaç kelimeleri olabilir. Tüm bunlar yaşanırken Beşiktaş’ın gerçekleri ise 4 milyar TL daha artan borç yükü, neredeyse tamamı 2025 Mayıs sonrasına ertelenen bonservis ödemelerinin olduğu bir tablo. Bu verilere baktığımızda Beşiktaş’ın toplam borcu 1 yılda yüzde 45 seviyesinde bir artış göstermiştir. Mayıs sonuna kadar yaklaşık 50 milyon Euro, Aralık sonuna kadar da ikinci bir 50 milyon Euro açık olduğunu görüyoruz. Toplam 100 milyon Euro’dan bahsediyoruz. Önümüzdeki 3.5 sene için tüm gelirlerimiz kırdırılmış ve gelecek bir tek delikli kuruş dahi kalmamıştır. Plansızca yapılan bu transferler bütçede bu açığa sebebiyet vermiştir. Kadro mühendisliği yapılmadan, futbolla alakalı her yöneticinin kendine göre transfer politikası uygulamasının sonucu olarak da geldiğimiz nokta ortadadır. Kıymetli Beşiktaş taraftarı kırgın ve bir o kadar da kızgın olduğunu biliyorum. Sizlerle aynı duygularda olduğumu bilin. Ben de büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Beşiktaş’ın milyarlarca TL borçlandırıldığı 1 yıllık peri masalında kimin ne olduğu belli olmadan, hata yapanların özür dilemeden, suçlu var ise tespit edilmeden oldu-bittiye getirmeye sizler kadar ben de karşıyım. Bu yüzden Mayıs ayını beklemeden Beşiktaş başkanlığına aday oldum. Çünkü mevcut ellerde kalacak bir Beşiktaş’ın Mayıs ayında çok daha kötü bir hale geleceğini gördüm. Hepimiz kaostan, gerilimden, şahsi hesaplamalardan çok sıkıldık. Gelin hep birlikte algılarla yaratılan bu illüzyondan kurtulalım. Yaşadıklarımızla yüzleşip temiz, beyaz bir sayfa açmanın zamanı geldi, geçiyor bile. Geçtiğimiz seçim döneminde hakkımda yapılan tüm algı ve manipülasyonlara rağmen Beşiktaşlılara karşı veremeyeceğim hiçbir hesap, Beşiktaş’a mahcup hissedeceğim hiçbir konu yoktur. Ben bu camiaya yapamayacağım hiçbir şeyin sözünü vermedim. Hayali olan hiçbir projeyi de camiamla paylaşmadım. Allah razı olsun bunun karşılığında camiamızdan hep sevgi, güven ve teveccüh gördüm. Hepimiz bugün kişisel hırslarımızı, cepheleşmiş görüşlerimizi bir kenara bırakıp sadece Beşiktaş’ı düşünmezsek, Beşiktaş için bir araya gelemezsek bugün Serdal gider bir başkası gelir. Ötekileştiren dilden uzaklaşmalıyız. Artık Beşiktaş’ın kıymetli isimlerini küstürmekten vazgeçmeliyiz. Beşiktaş’ın şu an camianın her bir ferdine ve desteğine ihtiyacı vardır” ifadelerini kullandı.
"Önceliğimiz Beşiktaş'ı özüne döndürmek olacak"
Başkanlık seçimi öncesi hedeflerinden bahseden Adalı, “Önceliğimiz son 1 ay içerisinde zarar gören itibarımızı kendi içimizde onararak Beşiktaş’ı özünü döndürmek olacak. Darmadağın olmuş camiamızı birleştirip, ayrıştırıcı söylemlerden kurtarıp, dünyanın bir birine bağlı en büyük camiası olduğunu göstermemiz lazım. Ekonomik olarak süreklilik arz eden bir programı hayata geçirerek sezonluk ve anlık kararlardan uzak duracağız. Sürdürülebilir bir başarı sağlayacağız. İtibar, birliktelik, ekonomik bağımsızlık ve sürdürülebilir bir sportif başarı bizim önceliklerimiz olacak.
Ekonomik olarak mali disiplin çerçevesinde adımlar atmadıkça süreklilik arz eden bir başarı yakalamak mümkün değil. Sportif kazançların haricinde gelir getirecek projeleri hayata geçirmemiz lazım. Bu projeleri hayata geçirmeden, bankalar birliği ve yüksek faizli borçları kapatmadan istikrarlı bir sportif başarı elde etmek mümkün değildir. Senelerdir konuştuğumuz ve her dönem dile getirdiğimiz altyapı düzenine dönüp, gerek Türkiye’deki gerek Avrupa’daki genç Türk futbolcuları bulacak, hazır scout ekiplerimizin çalışması doğrultusunda takımımıza kazandıracağız. Beşiktaş hiçbir zaman küçülmeye gitmez. 34 yaşındaki futbolcunun 30 milyon Euro’luk maliyetinin altına girmektense 18-24 yaşları arasındaki sporcuları transfer ederek genç bir kadro oluşturacağız. Yaptığımız yatırımın geri dönüşünü net olarak alabileceğimiz oyunculara gideceğiz. Bununla ilgili 3.5 senelik bir projeksiyon hazırlıyoruz. Devamlılığı sağlayabilmemiz için de bu projeksiyonun mali olanaklarla örtüşmesi gerekiyor. Geçtiğimiz seçimde duyduğumuz yıldız transferleri, A plus hocaları, 4 senede Beşiktaş’ın borcunu kapatacak projeleri ben de bu seçimde telaffuz edersem inanmayın çünkü bunlar gerçek değil. Beşiktaş’ta şu an itibarıyla ne ışıklı şovlar, ne cafcaflı transfer yapılmasının imkanı yoktur. Elbette futbol takımımızın çeşitli bölgede transfer ihtiyacı var. Biz bu transferleri yapmak için gerekli gayreti göstereceğiz. Ocak transfer döneminde yapacağımız transferleri camiamızın iş insanları ve sponsorlarla çözeceğiz. Bunların görüşmelerini de yaptık. Kulübe ek bir maliyet yüklemeyeceğiz. Yabancı kontenjanı tamamen doludur. Geçtiğimiz 1 sene içinde transfer edilen 5 tane oyuncunun maliyeti 100 milyon Euro’ya yakındır. Beşiktaş’ın kendi bütçesi üzerinden transfer yapması imkansızdır. Kulübümüzün futboldaki geleceği için ne feda, ne sefa, ne cefa artık bir kurtuluş yolu değildir. Beşiktaş’ın tek seçeneği zekasını kullanmasıdır. Kulübe uygun bir futbol aklını ve stratejisi oluşturup yola çıkmasıdır. Bu da tek bir sezonu dahi çöpe atmadan takımımızı her geçen gün doğru adımlarla geliştirmekle mümkündür. Biz bunu gerçekleştireceğiz. Duygusallığı bir kenara bırakıp akıllı bir politika takip edeceğiz. Arabesk söylemlerle tribünlerle oynamayacağız. 30 Aralık itibarıyla Beşiktaş, sportif ve finansal olarak tüm planlarıyla gerçekçi, sağlam ve yaptığını bilen bir zeka dönemine girecek. Beşiktaş her şeyi planlayacak. Planlamadığı adımlar atmayacak. Bu söylediklerim sportif başarıdan uzak kalmak, hedef küçültmek anlamına gelmiyor. Söylediklerim başarının sürekliliğini hedefliyor. Beşiktaşlılar müsterih olsun. Biz Beşiktaş’ın hedeflerini biliyoruz. Kulübümüzü layık olduğu yerlere nasıl ulaştıracağız bunu da biliyoruz” şeklinde konuştu.